Uygulama 3: Günlük Ritüellerim  'Nur Aktaş'

Uygulama 3: Günlük Ritüellerim 'Nur Aktaş'

A+ A-

Öncelikle edindiği bilgileri benimle paylaşan güzel insanlara çok teşekkür ederim. Zaten aynı konuyu iki haftaya yayma sebeplerimden biri de, ilk hafta teoriyi paylaştıktan sonra, okuyanlar ile üzerine konuşabilmek. Bu bilgi paylaşımı beni çok mutlu ediyor. Özellikle de “Ya, burada böyle demişsin ama bana göre de o şöyle aslında.” gibi farklı bir bakış açısı sunan yorumlara bayılıyorum.

Gelen yorumlara göre en büyük mesele, özellikle de her şeyin çok hızlı aktığı büyük şehirlerde, hayatın fazlasıyla sürprizlerle dolu olması. Sanki bir rutinimiz/ritüelimiz olması için sakin ve tahmin edilebilir bir hayatımız olması gerekiyormuş gibi. Aslında bir ritüelimiz olması hayatımızın bazı yönlerden daha sakin ve etkin olmasını sağlıyor.

Bu hafta bir sürü insanın günlük ritüellerine dair videolar izledim, yazılar okudum. “Günlük Ritüeller: Büyük Eserlerin Yaratıcıları Nasıl Çalışır?” kitabını da okudum (bu kitapta gördüğüm bazı kişilerin rutinlerini instagram adresimden paylaştım bile). Edindiğim bilgilerin bana verdiği yetkiye dayanarak; biraz kendimi gözlemleyerek, biraz da deneme yanılma yolu ile ritüellerimi şekillendirdim.


GÜNLÜK RİTÜELLERİM

UYANDIM. ŞİMDİ NE YAPAYIM?

·         Sebebini öğrenmek istersen, ilk yolculuğumda paylaştığım bilgilere bir göz atabilirsin. Bazen zorlansam da “Ya bu kadar da erken olmasa mı acaba?” diye düşünsem de sabahları 05:30-06:00 arası uyanmaya başladım. Uyku düzenimi oturtana kadar tabi ki de zor oldu. Erken yatmaya ve erken kalkmaya devam ettikçe vücudum da buna alıştı.

·         Yataktan kalktıktan sonra güzelce su ısıtıyorum ve limon, bal, karabiber ekliyorum. Bu bir diyetin parçası değil. Kış aylarına girdiğimiz için C vitamini takviyesi yapıyorum. Bir yandan da bu karışım bana iyi hissettiriyor, tadını da seviyorum. Bazen içine uyku açıcı bir bitki çayı eklediğim de oluyor. Vücudu nemlendirmek de çok iyi geliyor.

·         Hazırladığım karışımı içerken kendime biraz zaman ayırıyorum. Düşünüyorum, hayal kuruyorum. Genellikle aklıma gelen ne varsa yazıyorum. Bunu çok faydalı buluyorum. Tazelenmiş bir zihin, hiçbir elektronik alete ya da sosyal etkileşime bulaşmadan önce çok verimli olabiliyor.

·         Bu zaman diliminden sonra hareket ediyorum. Hava güzel ise yürüyüşe çıkıyorum (tabi kışın bu biraz zor oluyor, özellikle de güneşin saat 8 civarı doğacağı günlerde bunu yapabileceğimi sanmıyorum), hava karanlık ise evde egzersiz yapıyorum ya da dans ediyorum.
Sonra, k
ahvaltı zamanı.


NE ZAMAN ÇALIŞAYIM?

·         Genellikle saat 08:30- 12:00 arası tez çalışmalarımla ilgileniyorum.

·         13:30’a kadar öğle yemeği yedikten sonra çalışmaya geri dönüyorum. Öğleden sonraki çalışmalar daha çok araştırma, yazıları hazırlama ve tasarım ile ilgili çalışmalar oluyor.

·         16:30’a kadar çalıştıktan sonra, günlük çalışmam sona ermiş oluyor.

·         Perşembe günleri 09:00-16:00 arası çizim kursunda olduğum için, diğer günlerimi de bu duruma göre düzenledim. 08:30-16:30 arası çalışmak uygun oluyor.

 

İŞİM BİTTİ, YA ŞİMDİ?

·         08:30-16:30 saatleri arasında iş ve yüksek lisans (perşembeleri çizim) ile ilgili konularla ilgileniyorum. Bunlar dışında bir konuya zaman ayırmıyorum. Bu konuda kendime sınır da koymuyorum. 08:30-16:30 arası çalışıyorum demek, ille de masanın başında bir şeyler okuyup yazıyorum demek değil. Bazen tezim için okula gitmek, bazen aldığım bir ek iş bu çalışmaya dahil olabiliyor. Bazen 16:30’u aşan fazla mesailerim de oluyor tabi ki. Sadece elimden geldiğinde aynı saatte yatmaya dikkat ediyorum. Burada önemsediğim şey vücudumun 06:00’da kalkmaya ve en az 08:30-16:30 arası verimli çalışmaya adapte olabilmesi.

·         16:30 sonrası; eğer evde çalışmışsam dışarı çıkabilir, arkadaşlarımla görüşebilir, iş ve yüksek lisans dışında aktivitelerle ilgilenebilirim. Bazen dizi izlerim, bazen bir konuşma dinlerken yemek yaparım, bazense kitap okurum.

 

AKŞAM NAPIYORUM? YA DA HAFTASONU?

·         Akşamları genelde belirli bir saatten sonra eletronik aletleri bir kenara bırakıp, kitap okur ya da bir şeyler çizerim. Bazen arkadaşlarımla görüşür, bazı cuma akşamları ise sevdiğim bir müzik grubunu dinlemeye giderim.

·         Haftasonunun bir gününü genellikle sevdiklerime ayırıyorum. Cumartesileri her türlü işi bir kenara bırakıyorum hatta. Pazar günleri dünyaya geri dönüyorum. Bazen de tam tersi oluyor. Film izliyorum, yemek tarifleri deniyorum.

·         Akşamları yatmadan önce bir sonraki günün planını kontrol ediyorum. Pazarları da bir sonraki haftayı planlıyorum.

 

HEP Mİ AYNI PLAN?

Hayır, değil. Hayatımın farklı dönemlerinde, farklı rutinlerim oluyor. Hep sabit olan büyük taşlar tabi ki var; ama değişen aktiviteler de oluyor.

Örneğin, yukarıda bahsettiğim rutinime bir süredir uysam da, bu hafta yeni gelişmeler oluyor. O yüzden 08:30 da başlayan çalışma saatimi, malzeme araştırması yaparak ya da atölyeleri gezerek geçirebiliyorum. Fazla mesai de oluyor haliyle. Bu değişen çalışma şartları içinde her zaman sabit kalacak aktiviteler, sabah kalktığımda kendime ayırdığım zaman, içtiğim koca bir bardak su ve akşam belirlediğim saatten sonra elektronik cihaz kullanmayışım olarak kalacak.

 

Sen nasılsın peki bu konuda? Saati saatine uyduğun planlar mı yaparsın, esnek planların mı vardır?

Planlarını bir defter üzerinde mi tutarsın, yoksa telefon ajandanı mı kullanırsın?

 

Lütfen bana sonsehirbukucu@gmail.com adresinden yazmayı unutma!

 

                                                                                                                Dingin Kalman Dileğiyle..   

 

05-11-2018
Konuk Düşünce Yazarları

Konuk Düşünce Yazarları

info@medyacuvali.com

www.medyacuvali.com

Konuklardan Diğer Yazılar

Bu yazılar da ilginizi çekebilir