Yozlaşmanın Portresi - Ceren Arslan (Sosyolog)

Yozlaşmanın Portresi - Ceren Arslan (Sosyolog)

A+ A-

Yozlaşma kavramına insanlar genelde ilk olarak ahlaksal bir çöküntü bağlamında yaklaşıyor fakat benim burada ele almak istediğim ahlaksal bir yozlaşma meselesi değil, zira ben ahlak kavramını bireylerin akıl ve vicdan dengesine bırakmayı tercih ederim. Burada ele alarak sizinle irdelemek istediğim bilgisizliğin yozlaştırması, çağın imkanlarına ters orantılı olarak cehaletin toplumsal kuşatmasıdır.

Toplumsal yozlaşma daha çok ekonomik, bürokratik, tarihsel ve kültürel faktörler veya modernitenin, bireyselleşme ve kişisel çıkarların, toplumsal değerlerin önüne geçtiği bir yapı inşa etmiş olması üzerinden okunur. Bunların yanında biraz daha işin derinine dalarsak bu parametrelerin kendi içinde yanlış tahlil edilmesinin de yozlaşmaya zemin hazırladığını göreceğiz. Yani bahsi geçen alanlarda yanlış ve eksik bilgilere sahip olmak da bir yozlaşma hali yaratır. Örneğin tarihsel bir bilginin doğruluğunu araştırmak yerine, çoğunluğun ya da kendi dünya görüşümüzün kabulüne göre geçerli kılarak, karşıtına düşman olmak da topluma bir yozlaşma tuğlası koyar. Belki tek başına bir sebep değildir fakat bireylerden, toplumun bütününe aktarılan düşünce ve davranışlar değil midir zaten dejenerasyonun kökeni. Çağ değiştikçe kavramlar da aşınıyor, o kavramlarla yepyeni etkileşimlere girmek gerekiyor sonuçta insanın ve toplumun değişkenleri göz ardı edilemez.

Yozlaşmış bir toplumunda ise sürekli olarak bir çatışma hali mevcuttur. İnsanlar birbirinin fikirlerine, yaşam tarzlarına tahammül edemez seviyeye gelir. Yaşadığı toplumdaki aidiyet ve güven duygusu sarsılır. Çünkü hepimiz, birbirimizi düşman yapabilecek sığ bilgilerden besleniriz. Bu tanımlamalar size de bir yerden tanıdık geldi mi ? Biz de toplum olarak eskisinden daha tahammülsüz daha yabancılaşmış bir duruma evrilmedik mi ? Hatta bir arada olmamızı sağlayan ipler bile gittikçe incelmiş, kopma noktasına gelmiş de görmemiş ya da görmek istememiş gibiyiz. Ortak değerlerimiz bile artık bizi uzlaşmacı bir akılda buluşturmuyor. Herkes dogmalaştırdığı bilgilerle kendi değer yargılarını üretiyor ve sorgulamaya kapıyı kapatıyor.

Şunu fark ettim ki insan, bir kişi veya bir konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığında onu olduğundan daha fazla gözünde büyütme eğilimi gösteriyor. O olguyu ya tamamen kutsallaştırıyor ya tamamen şeytanlaştırıyor. İki uç nokta arasında gidip geliyor, bağlamdan kopuk. Bildiğini sandığı şey, sosyal medyada ve ya çevresindeki çoğunluğun benimsediği yüzeysel bilgilerden fazlası değil. Halbuki bir bilgiye sahip olmanın da dışında o konunun özünü kavrama çabasında olan kişi istese de değerlendirmelerinde abartılığa, uç noktalara düşmez. Durumları hassas terazide tartar ve bir nevi kendi dejenerasyonuna başkaldırır.

Konuyu çok fazla dallandırıp budaklandırmak istemiyorum fakat işin şu boyutu da ilgimi çekiyor. Mesela nasıl oluyor da internet çağında olan, teknolojinin her geçen gün geliştiği, yapay zekaya, robotlara giderek alıştığımız dünyamızda bir insan, bilgilerin özünden bu kadar yoksun olabiliyor ve az bilmenin ya da bildiğini sorgulamamanın cesaretiyle kendine düşman yaratabiliyor. Cahil cesareti diye kalıplaşmış bir söylem vardır ve boşa söylenmemiştir. Cehalete yüzünü dönen insanlar genelde kendi standartlarına, bakış açılarına uyan bilgilere açıktır ve ona uymayanları gözü kapalı reddeder, hatta yeri geldiğinde gerçekleri eğip bükerek kendi algısına uydurmakta da bir beis görmez. İşte o insan toplumsal yozlaşmanın bir aktörü haline gelir. Bu arada tabii ki hepimiz her zaman her şeyi bilemeyiz, günü gelir bildiklerimizde de yanılabiliriz. Asıl mesele çok yönlü bakabilme, anlayabilme ve gerçeği arama çabasıdır.

Bana göre bizim çağımızın en önemli sıkıntılarından biri cehaletin bir kazanç ve buna bağlı olarak bir seçenek unsuru haline gelmesidir. Ve bunun doğrudan ve ya dolaylı olarak toplumsal yozlaşmayı tetiklemesidir. Ulus Baker de ‘‘Şu giderek genel kültür haline geliyor: gittikçe daha az okuyor, daha az seyrediyoruz.’’ sözüyle çağımızın durumunu, edilgenleşen toplumsal değerlerin kaynağını kısaca özetlemiştir aslında.

 


Kaynakça

Görsel: www.pexels.com

29-08-2023
Konuk Düşünce Yazarları

Konuk Düşünce Yazarları

info@medyacuvali.com

www.medyacuvali.com

Konuklardan Diğer Yazılar

Bu yazılar da ilginizi çekebilir