Tanrılarımız - Perihan Çapan (Türkçe Öğretmeni)

Tanrılarımız - Perihan Çapan (Türkçe Öğretmeni)

A+ A-

Uzun düşüncelerin, uzun duşların, tavana bakarak geçirilen dakikaların ve ölümün ona öğrettiği şey; yavaşlaması gerektiğiydi. Çılgınca,  gücünün yetmeyeceğini bildiği halde en büyük lokmaları yutmaya çalışıyordu. Kafasında hep bir yerlere yetişiyordu; işe, eve, insanlara… Bedeni bulunduğu zamandan ve mekândan kopuk ruhu savruk yaşıyordu.  

Bu esrik ruh haliyle etrafındaki insanların hayatlarını yaşamaya başlamıştı. Ailesinin hayatı, sevgilisinin hayatı, dostlarının hayatı. Nereye varacaktı ki!? Bazen bunları fark etmesiyle dehşete düştüğü oluyordu. “Ben silinmişim resmen, diktatörler zapt etmiş beni, sesimi de çıkarmamışım. Sahi neden susmuşum?” diye geçirirdi aklından. “Ben neden bir diktatör olamadım. Olmak istedim mi?”

Tanrılara kurban edilen Andromeda gibi hissediyordu bazen. Para, ego, kibir, korku… Hepsi birer tanrı.

Sonra “Benim tanrılarım yok mu?” sorusu da onu kendi insanlığıyla yüzleştirirdi.

“ Hani bencillik üzerine bir sohbet gerçekleştirmişti erkek ve kız. Bencil olmak lazımdı erkeğe göre. ‘Ben görüp görebileceğin en bencil insanım.’ cümlesiyle kızı korkutmuştu erkek. Oysa bu sadece onun kibriydi. Kimsenin onu kendisini ikinci sıraya koyacak kadar zapt edemeyeceğini söylüyordu kıza.  Kimsenin buna gücü yetemezdi. Tenezzül etmezdi erkek. Kafasını dikip burnunun üzerinden bakardı. İncindi kız. Sonrasında gönlü alındı ama hiç unutmadı. Evet, kızın da tanrıları vardı ama bunlar için tanrı sözcüğünü kullanmalı mıydı? Bundan emin değildi. Tanrı korkulan bir şeydi. Tanrı sana hakim olur üzerinde tahakküm kurardı. Senden faydalanırdı. Kızın tanrıları yoktu. Tanrısı vardı.“

İşte, kafasında tekrar tekrar yaşadığı anılarından sadece birisi. Anılarını belleğinde istediği gibi evirir çevirir, alternatif sonlar, alternatif cevaplar düşünür; gururunu tamir eder, bir çocuk gibi canının istediğine küser, dünyanın çatısına çıkar manzara eşliğinde nedensellik ilkesini baştan yazardı. Elinden anılarını alsalar ne yapacağını şaşırır, kim olduğunu unutabilirdi. Kimi sevdiğini unutabilirdi. Kimden nefret ettiğini unutabilirdi. Ölebilirdi.

 Dışarıdan bakıldığında ilk göze çarpan sıradanlığı oluyor; uyanıyor, yemek yiyor, havadan sudan konuşuyor, markete gidiyor, gülümsüyordu. Oysa bambaşka bir varoluş biçimini yaşıyordu ve 7 milyar 924 milyon farklı yalnızlık arasında yerini çoktan almıştı. Yalnızlığını, eşsizliğini ve bir o kadar da sıradanlığını tek bir ruhta birleştirip her gece, çelişkiler tanrısına bir mum yakıyordu. 


Kaynakça

Fotoğraf: Mac2020 Photo: https://www.pexels.com/tr-tr/fotograf/adam-insanlar-kadin-sanat-11543358/

06-06-2022
Konuk Düşünce Yazarları

Konuk Düşünce Yazarları

info@medyacuvali.com

www.medyacuvali.com

Konuklardan Diğer Yazılar

Bu yazılar da ilginizi çekebilir