Erdemdir Adalet - Ali Akça (Ekonomist)

Erdemdir Adalet - Ali Akça (Ekonomist)

A+ A-

“Adalet nedir? Ağaçları sulamak. Zulüm nedir? Dikenlere su vermek.” Mevlana

Adalet her sabah insanlara, sıcak bir ekmek kokusuyla gelse ne iyi olur. Ancak yaşamda bazı dilekler gerçekleşmiyor. İnsanların şahsi ikballeri uğruna adaletsiz, sevgisiz çıkarcı tutumları toplumun dengesini bozuyor. İnsan dünyada olmanın acısını kendi türüne yaşatıyor. Tutkuları ve öfkesi, hırs ve davranışları; kendi karakteri insanı adaletten uzaklaştırıyor. Adaletten uzaklaşan insan sevgiden de kaçıyor. Sevgiyi yakalamayan huzursuz bir ömür yaşar.

Saf ve temiz olarak dünyaya gelen insan diğer insanlarla ilişkisinde çoğunlukla haksızlığa uğrar. Bu haksızlık giderilmez ise insanın içinde duygusal bakımdan bir öç alma, hınç birikimi ve intikam hissi oluşturur. Adaletin derhal yerini bulması, oluşan haksızlığın giderilmesine yönelik bu hisleri yatıştırır. Dükkânın tabelasına “adalet” yazmakla adalet gerçekleşmez. Geciken adalet, adalet değildir.  

Adalet kavramının tanımı güçtür. Hak sahibine hakkını vermek, haksızları cezalandırmak ve ahlaklı iş yapmak diye belirtilebilir. Yani ortada bir kişinin hukuken menfaati olan hak olmalı. Hak layık olana verilmelidir. İnsanın aksine, hayvanlar âlemi ve doğal düzen hak etmediği şeyi istemez. Eğer hak güçlünün elinde ise ve haksızlık yaparsa güçlü zalime dönüşür. Hukuk sisteminin uygulanmasıyla hak sahibine verilir. Sabır ve ebedi mutluluk inancıyla insan adaletin bir gün mutlaka tecelli etmesini umar.

Düzenin bozulması insanların işledikleri suç ve günahların sonucudur. Adalet hak ve hukuka uymaktır. Adalete uyulduğunda huzur ve güven, bunların olduğu yerde ise mutluluk oluşur. Adalet insanın yüreğinde, sevgisinde ve merhametindedir. En mükemmel adalet ise vicdandır. İnsanlar Allah’ın adaletine güvenir. Diğer taraftan, yaratanın hayat hakkını güçlüye verdiğine, adaletin hiçbir yerde olmadığına inananlar da var. Evren, dünya ve doğa baştanbaşa adaletsiz diyenler mevcut. Bir kısım insanlar; zengin- fakir, güzel-çirkin, sağlıklı, hasta olarak yaratılma nedeninin bu dünyada bir imtihan olduğuna inanır. Kimileri varlık içinde, kimileri yokluk içinde yaşar. Allah’ın adaletine inanmayan için adalet kaynağından eksik görülür. Kimseden hesap sorulmayacağı varsayılır. Kimileri, Allah’ın haksızlığı yarına bırakacağına ancak insanın yanına bırakmayacağına inanır. Zira “Hakkın sillesinin sedası gür; vurunca devası yoktur!”

Hz. Ali Devletin dini adalettir” der. Adaletin bir kısmının bu dünyada diğer kısmı ise öte dünyada tecelli edeceğine inanılır. Ekolojik dengeler, astronomik, jeolojik, biyolojik, ontolojik, bütün kozmik dengeler; ilahi adaletin hikmet dolu bir tezahürü ve sonsuz adaletin birer delili olarak görülmektedir. Allah’ın adaleti sonsuzdur.

Bu konuda Hz. Ömer’in olayı meşhurdur... Hazineden insanlara dağıtım yapılacak. Hz. Ömer sorar: “Size Allah’ın adaletiyle mi, yoksa Ömer adaletiyle mi dağıtayım?” Ömer’in adaleti dillere destan, ancak Allah’ın adaleti ile kıyası bile olmaz. Ahali, “bize Allah adaletine göre dağıt” der. Ömer kimine çok, kimine az olmak üzere eline geçtiği gibi dağıtır. Herkes buna itiraz eder. “Ya Ömer! Bu ne biçim dağıtımdır? Kimimize az, kimimize çok! Biz eşitlikte hata olmasın diye “Allah Adaleti” istedik. Eşitliği ortadan kalktı. Ömer güler, “eğer siz Ömer adaleti isteseydiniz, ben bunu hepinize eşit taksim edecektim”. Çünkü ben içinizi; neyi ne kadar hak etmiş olduğunuzu bilemem. Ama Allah içinizi bilir. O’nun adaleti onun eylemlerinin anlaşılmasından doğru bilinir.

Hiçbir güç, hiçbir siyaset, hiçbir iktidar kral bile olsa adaletten üstün değildir. Hiç kimse adaletin üstüne çıkamaz. Orada oturamaz. Bugün bütün gelişmiş ülkeler hukuk fakültelerinde şu olayı anlatırlar: "Berlin'de hâkimler var!"

Hikâyesi şöyledir: Alman Kralı II. Frederick 1750 yılında Potsdam'dan geçiyor, çok beğeniyor ve saray yapılmasını istiyor. Ertesi gün adamları gidip bakıyorlar, Kral'ın beğendiği yerde bir değirmen var. Adamlar kapıyı çalıyor, yaşlı değirmenci açıyor. Kral’ın burayı satın almak istediğini söylüyorlar. Değirmenci satmıyorum diyor. Kral istedi, satmalısın diyorlar. Değirmenci satmak istemediğini tekrar belirterek, ben satmadıktan sonra kimse elimden alamaz diyor. Adamları Kral'a beğendiği yerin değirmenciye ait olduğunu ve satmadığını iletiyorlar. Kral değirmenciyi huzuruna çağırıyor. Değirmenci Kral'a satmak istemediğini ifade ediyor. Kral inat etmemesini ve parasını fazlasıyla vereceğini söylüyor. Değirmenci Kral’a Almanya'nın her yerine saray yapabilirsin ancak burayı benden önce babam işletiyordu. Ona da babasından kalmış, ben de çocuğuma bırakacağım diyor. II. Frederick ayağa kalkıyor; - Unutma ki ben Kralım! Değirmenci Kral’a bakıp diyor ki;  Asıl sen unutma ki Berlin'de hâkimler var!

Potsdam'da Sansosi Sarayı ve değirmen yanyanadır. Kral ve değirmenci adaletle komşu olur. Sabahları II. Frederick arka bahçeye çıktığında değirmenci ona seslenir; “Hey Frederick, ekmek yaptım göndereyim mi?” II. Frederick der ki; “her sabah adalet bana, sıcak bir ekmek kokusuyla gelirdi”.

Adalet insanın nefsi ile başlar. Bu nedenle adil olmak en zor iştir. Dünyada her ülkede adalet sorunu ve bir karmaşanın varlığını kabul etmeyen yok. Ahlak adalet erdemine ulaşılmasıyla mümkündür. Oysa hukuk devletinin bir gereği olan yargı birliği olmalıdır. Karmaşa böyle çözülür, hukukta eşitlik böyle sağlanır... İnsan adaletin değerini kendi iyiliği için asla unutmamalıdır. Ahlak ile adalet arasında kopmaz bir bağ vardır. Adalet ve güveni sağlayan yönetimler her alanda başarı sağlar. Yöneticilerin adalet ile hükmetmesi gönüllere sultan olmak ile mümkündür. Adalet olursa güven tamdır. Sözü “Erdemdir Adalet” şiirimin son dörtlüğü ile bitireyim:

Hak, hukuk, adalet temeldir mülke,

Evrensel kurallar en temel ilke,

Taraf gözetmeyen o terazisiyle,

Cihanda sarsılmaz sistemdir adalet.

 

Dostlukla…

Ali Akça

aliakca2009@hotmail.com

15-04-2023
Konuk Düşünce Yazarları

Konuk Düşünce Yazarları

info@medyacuvali.com

www.medyacuvali.com

Konuklardan Diğer Yazılar

Bu yazılar da ilginizi çekebilir