Mutfaklardan, Medeniyetlere - Nurdan Hamiyet Ülger (Sosyolog)

Mutfaklardan, Medeniyetlere - Nurdan Hamiyet Ülger (Sosyolog)

A+ A-

Gününün güzel geçmesini istediğim güzel insan , bugün birlikte yemek kavramına farklı bir pencereden bakacağız.

Medeniyetimizin var olduğu günden bu yana en belirgin değişimlerden birini de yemek alanı geçir. İnsan biyolojisi gibi, yemek kavramı da dünden bugüne birçok değişim geçirmiş, var olduğu toplumu temsil eden bir kültürel unsur olarak var olmuştur. Konferansa katılmış bir büyükelçi, tanışma yemeğine gelen bir aile, turistik gezi için ülke ülke gezen bir gezgin ya da bir cemevinde dağıtılan lokma; Türk mutfağının farklı bir motifini taşır.

Evet Yemek üzerinde farklı anlamlar var ya kullandığımız aletler o toplumun bir motifini taşıyor mu? Bu durum Türkiye de kaşık, çatal, bıçak ve bardak kullanımını önemli bir unsur haline getirir. Sosyal tabakada üst sınıf için bir gösteriş ögesi iken, alt sınıfa göre sadece kaşık kullanımı daha işlevsel amaç için kullanabilmekte.

 Biraz daha eskiye gidersek çatal ve kaşığın kullanımını avcı toplayıcı döneme kadar uzandığı görülür.  Öldürülen hayvanlar, ucu sivri aletlerle kesildikten sonra elle yenildiği bilinir. Kaşık olarak da deniz kabuğu kullanıldığı bilgisi tarihi kalıntılardan ve duvar resimlerinden görmek mümkün. Bardak olarak da kesilen hayvanların boynuzları kullanılmış, bu duruma dizilerde de rastlanılır. Örneğin Vikingler dizisinde bir dönem içki bardakları hayvan boynuzlarını kullanmışlardır. Metalden yapılan kadehler çok sonrasında zanaatkarlar tarafından işlemlerle geliştirilmiştir. Bu kalıntılar, halen  tarihi eser olarak kazılardan çıkartılmaya devam ediyor.

Daha yakın zamana gelirsek sunumda kullanılan eşyaların , peçetelerin katlanması, kaşık ve çatalın ön planda olması da her toplumda farklılıklar gösterebiliyor. Ancak genel görgü kuralı olarak, Sol elimizde çatalı tutarız, bıçak sağ elin sapından işaret parmağı kesici kısmın sırtına uzatılarak tutulur. Çatal bıçak bir elden diğer ele sürekli aktarılmamalıdır. Bu her yerde aynıdır. Farklı olan ise çatal ,kaşık, bıçak üçlüsünün her ülkede aynı model ve tasarım olmadığı gerçeği. Kimisinde kaşık çukuru daha yuvarlak iken kimisi çatal boyutunu minimalde tutmuşlar. Bunun nedeni kendi yöresel yiyeceklerinin nasıl tüketildiği ile doğrudan orantılı.

Peki ya sunumda kullanılan eşyaların yemekten önce ve sonra duruşu bize ne anlatır? Eğer tabağın üstüne çatal ve bıçağı uç uca değecek şeklide çapraz koyma durumu yemeğe ara verildiğini ve devam edileceği anlamına gelir. Çatal ve bıçağı yan yana paralel olacak şekilde koymak ise o yemeği beğendiğiniz anlamına geliyor. Tabi ki teşekkür etmek de ihmal edilmemeli. Yediğiniz yemeğinizi beğenmediyseniz bunu bıçak ve çatalın uçlarına birbirini geçirerek anlatmak daha uygun olacaktır.

Sunumdaki farklılıklara baktık biraz da yemek yeme anında geliştirilen çeşitli yemek kültürlerine yakından bakalım .Özünde ülkelerin çoğunluğu benzer özellikler göstermiş olsa da kendi içindeki ayrımları ile o coğrafyanın rengini yansıtır.  Aynı kumaştan farklı kıyafetler üretmek gibi.

Toplumumuzun aile  sıcaklığını yansıması olan yemek kültürümüzde, yemeğin tabakta bırakılması saygısızlık olarak görülürken bu durum Rusya da bir parça yemek bırakmak naziklik olarak algılanır. Yine ülkemizde yemek yerken ağız şapırdatması hoş görülmezken ,Pakistan’da  da lokmaların sessiz çiğnenmesi , parça ekmeklerin sağ elde tutulması bir başka kültürel özelliklerdir. Bu hem o ülkenin hem de kendi ülkemizde ortak bir özelliktir. Bunun nedenini dini, sosyal, kültürel benzerlikte aranabilir.

Bana ilginç gelen bir eylem de Japonya da yemek yerseniz ev sahibinin size 3 defa başlayabilirsiniz demesi gerektiğidir. Bir başka gelenekte ise içki servisi yaşça küçük  kişi tarafından yapılıyor oluşu. noodle yerken ses çıkması ise o yemeyi tatlı yapıyor. Ülkemizde bu durumun hoş karşılanmayacağı kesin. Bizim kültürümüzde yemeğe erken gidilip ev sahibine yardım edilip ev sahibi, ile aynı anda sofraya oturulur. Bu da adabı muaşeret ilkeleri gereği yapılması gereken bir fiildir. Buna örnek olarak Hindistan da yeme alışkanlığı el ile yapılır ve sofradan beraber kalkılır. Türk kültürü ile benzerliği ise bizler de sofrada misafirden önce kalkma durumu olmaz. Misafirin rahat yemesi adına en son ev sahibi kalkar. Bizim kültürümüzde misafirin aç ya da tok olduğunu ikram edilen kahveden anlamak mümkündür. Eğer misafir suyu seçerse aç olduğu anlaşılır ve yemek getirilir, kahveyi seçer ise tok olduğu anlaşılır ve meyve getirilir.  Yemekte hızlı yeme eyleminin bizler için dini bir niteliği vardır. Ancak Fransa için de hızlı yemek kabalıktır dinlerin farklı olsa da kültürel noktada benzer özellikler gösterebiliyoruz. İtalya da keyifli zaman geçirmek temel amaçtır, bunun için yemek sofrasında ne kadar uzun zaman geçirilirse o kadar keyiflenilir. Meşhur yemeği olan makarna çeşitleri de bıçakla tüketirsen o yemeğin pişmediği anlamına gelir. Örneklerimize devam edelim. Mesela Tanzanya’da ise yemeğe erken gitme davranışı kabalık olarak görülebilir. Bu yüzden yemeğe vaktinden geç gidilmelidir. Yine aynı coğrafyadan örnek verecek olursak Nijerya da yumurta yedirilmez zira çocukların hırsız olacağı düşüncesi vardır. Bu sefer örneklemelerimize Asya’dan  devam edelim Çin’de pilava kaşıkla yemek ölüm tehdidi alındığının bir işareti olarak algılanır. Tüm bunlar dünyanın renklerini simgeleyen ve yemek kültünü oluşturan puzzle’ın bir parçasıdır. Yine, yeniden bir sonraki yazımda buluşmak üzere…

17-03-2022
Konuk Düşünce Yazarları

Konuk Düşünce Yazarları

info@medyacuvali.com

www.medyacuvali.com

Konuklardan Diğer Yazılar

Bu yazılar da ilginizi çekebilir