TV ve Sinema’da Tür Korkusu - Mert Çetin (Kameraman, Kurgucu)

TV ve Sinema’da Tür Korkusu - Mert Çetin (Kameraman, Kurgucu)

A+ A-

Daha önce hiç duydunuz mu bunu bilmiyorum ama duymadıysanız bile şu an duyacaksınız, aslında birçok kişinin bilerek ya da bilmeyerek yaptığı bir şey. Önyargı dediğimiz şeyin bir getirisi. Özellikle bana mı denk geldi bilmiyorum ama ne zaman bir film ya da dizi açacak olsam sürekli ya “bu dizi hiç benim tarzım değil” ya da “bu filmi izlemeyelim ben sanatsal filmleri sevmiyorum” deniyor. Bu böyle uzayıp gidiyor. “hadi ya neden sevmiyorsun ki” diye sorduğumuzda ise aldığımız cevaplar hiç mantıklı olmuyor. Arkadaşımla aramda geçen bir diyalog üzerinden örnek vereyim;

- Hadi bi film açalım

- Olur, ne izleyelim

- The conjuring diye bir korku filmi var hiç duydun mu?

- Evet. Ama… ben onu izlemek istemiyorum

- Neden?

- Çünkü korkuyorum, korku filmi izlerken

İşte bundan söz ediyorum, bu diyalogda olduğu gibi anlamsız cevaplarla başbaşa kalıyoruz. Oysa her duyguyu deneyimlemek, her türü gözden geçirmek gereklidir. Çünkü hayat dediğimiz şey bir bütün içinde var olur, kimsenin hayatı tek bir duygudan ibaret değildir. Yani biri kalkıp size “ben sadece korkuyorum, ben sadece mutluyum, ben sadece öfkeliyim ya da üzüntülüyüm” gibi şeyler söylediğinde bu tamamen yalandır. Bir insanın sadece korkması, saf korku içerisinde olması mümkün müdür? Korkan insan aynı zamanda korktuğu için üzülmüyor mudur sizce? Ya da o korkuyu yendiği ufak bir an dahi varsa hayatında mutlu olmuyor mudur. İnanın korku filmi izlerken ben de korkuyorum ya da drama izlerken ben de üzülüyorum, komedi filmlerinde ben de gülüyorum. Zaten amaç da bu, bu yüzden filmler ve diziler türlere ayrılmıştır. Ama az önce hayat hakkında söylediklerimizi filmler hakkında da söyleyebiliriz. Bir film tamamen güldürü ya da tamamen aksiyon olamaz. Hem belki sevmediğiniz bir türün herhangi bir kısmında size ait bir şey de bulabilirsiniz. Bir fikir olabilir bu, çocukluğunuzu anımsatan bir eşya da olabilir. Sanat yapmak çok fazla emek ister ve çok fazla maliyeti vardır. İnsanlar bir proje ortaya koyarken aylarını hatta yıllarını ortaya koyuyor. Bizlerin ise yapması gereken sadece birazcık tahammül, onların emeğine saygı mahiyetinde birkaç saat ayırmak. Sadece onların için değil ayrıca hem kendiniz hem de arkadaşlarınız için de yapmalısınız bunu. Yani eminim çevreniz tarafından üzerinize “çok önyargılı ya” gibi ifadelerin yapıştırılmasını istemezsiniz ya da düşünsenize bir film aktivitesi planlanmış, çekirdek, cips, kola vb her şey masaya konulmuş, play tuşuna tam basılacakken siz çıkıp diyorsunuz ki “ben bu türü sevmiyorum” sonrasında yeni bir film arayışı darken belki geç izlemeye başlayacaksınız ya da belki gece film aktivitesi iptal olacak yani sözün kısacsı bir filmin ya da dizinin beğenilmemesini anlayabilirim ama reddedilmesini asla anlayamam. Ön yargılarınızı kırın! Şimdi size birkaç film ve dizi önerisi yapmak istiyorum;

FİLM: Fight club, shutter island, the conjuring, bohemian rhapsody, a street cat named bob, drive my car, v for vendetta, nightcrawler, ready player one, finding Neverland, life is beautiful, Truman show, forrest gump, spirited away, princess monoeke, the cat returns, the wolf house, oslo 31. August, ınvısıble demons

DİZİ: The mandolarian, demon slayer, chainsaw man, attack on titan, the haunting of hill house, after life, chernobyl, prison break, daredevil, breaking bad, ezel, behzat ç, gibi, leyla ile mecnun, suskunlar, avrupa yakası, şahsiyet

14-07-2023
Konuk Düşünce Yazarları

Konuk Düşünce Yazarları

info@medyacuvali.com

www.medyacuvali.com

Konuklardan Diğer Yazılar

Bu yazılar da ilginizi çekebilir