İçe Dönüş - Dilay Arslan (Felsefe)

İçe Dönüş - Dilay Arslan (Felsefe)

A+ A-

  Öyle günler olur ki zihnimin odalarında kaybolduğumu hissederim. Onlarca oda, farklı benliklerimi barındırır. Olduğum ve olacağım kişiler, geçmiş, şimdi ve gelecek. Sesler, yüzler, hikayeler, görüntüler. Gezmeyi, görmeyi, keşfetmeyi sevdiğim kadar severim odaları dolaşmayı. Kapılarını açarım,her bir objeye dokunup,varlıklarının ruhuma işlemesine izin veririm.

  Bazı odaların pencereleri ve balkonları vardır. İşte en sevdiklerimdir onlar. Pencerelerinden manzarayı izlerim yeniden. Balkona çıkar, o büyüleyici kokuları alırım tekrar. Bazen bir ten, bazen bir çiçek, bazen kızarmış ekmek... Hepsini tekrar tekrar hissederim. İşte bu odalar bulması ve girmesi en zor odalardır. Hep arar, nadiren bulur ve bulunca anahtarı çevirebilmek için akla karayı seçerim. Bir de zihnimin neredeyse her yerini kaplayan odalar var, girmemek için direndiğim ama bir girdap gibi, odaların karanlığının içinden bana uzanan korkunç eller varmış gibi beni içine çeken. Kaçamadığım odalar... Gezerken zihnimde, bir yandan sorguluyor bir yandan karanlıkla savaşıyorum. Neden bu odalardan kurtulamıyorum. Neden içindeki dağınıklığı, kiri, temizleyemiyorum? Neden her seferinde ısrarla kendimi bu odalarda buluyorum? Neden içindeki korkunçlukla savaşmıyorum? Bildiğim ve tanıdığım o düşmanların her seferinde canımı yakmasına neden izin veriyorum?

 Ama savaşamaz ki insan geçmişiyle diyorum sonra. Sadece yeni odalar açabilir zihninde, pencereleri ve balkonları eksik olmayan. Aydınlıklar ve mis kokular çoğaldıkça bir bakar karanlığına ışık yakmış, yaşam bahçesinde çiçekler açmış.


Kaynakça

Görsel: https://www.pexels.com/

31-01-2022
Konuk Düşünce Yazarları

Konuk Düşünce Yazarları

info@medyacuvali.com

www.medyacuvali.com

Konuklardan Diğer Yazılar

Bu yazılar da ilginizi çekebilir