Kaybedenlerin Hikayesi: Masumiyet - Kubilay Ergün (Sinema Yazarı)

Kaybedenlerin Hikayesi: Masumiyet - Kubilay Ergün (Sinema Yazarı)

A+ A-

İrlandalı yazar Samuel Beckett’ın “Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil. Daha iyi yenil” sözünün vücut bulmuş hali Masumiyet, Türk sinemasının belki de en karamsar filmidir. Yönetmen Zeki Demirkubuz’un ikinci uzun metraj filmi kaybedenlerin hikayesini mercek altına alıyor. On yıllık mahkumiyetini tamamladıktan sonra tahliye edilen Yusuf, ablasını ziyaret etmek için İzmir’e gelir, konakladığı otelde Bekir ve Uğur’un acınası hayatlarına ortak olur. Sinemamızın modern başyapıtlarından sayılan Masumiyet, karşılıksız aşkların peşinden kendi hayatlarını harap eden insanların hayatlarını anlatmaktadır.

Haluk Bilginer’in meşhur tiradıyla akıllarına kazınan, Derya Alabora ve Güven Kıraç’ın çarpıcı oyunculukları ile herkeste derin bir duygusal iz bırakan Masumiyet, filmden çok bir roman gibi acının, ümitsizliğin ve umudun tanımı yapmaktadır. Karamsar ve karanlık bir anlatı ile biçimlendirilen film Yusuf’un cezaevinden çıktıktan sonra kaldığı otelde tanıştığı bu tuhaf ailenin acınasına ortak olmasını ve yeni tanıştığı bu kadere tutunmasını konu edinir. Bekir, uğruna kendi hayatını peşkeş çekip her şeyini kaybettiği karşılıksız bir aşk için Uğur’un peşinden sürüklenirken, Uğur da imkânsız bir aşk uğruna kendi hayatını bir başkası için perişan etmektedir.

Zeki Demirkubuz, filmlerinde politik bir taraf veya da anlatı barındırmamaktadır. Yönetmen toplumsal gerçekçilik yerine bireylerin acılarını, sıkıntılarını ve hayatlarını konu edinen spesifik olaylara dikkat çekmektedir, belki kendi hayatından deneyimleyerek belki de çevresindekilerin hayatlarından derleyerek oluşturduğu bu karanlık hikayelerde her izleyici kendinden bir parça ve benzerlik bulmaktadır. Ama Masumiyet için denilebilir ki, izleyen herkesin kendini karakterin yerine koyabildiği bir duygu durumu vardır, karşılıksız aşk uğruna harap olanların, kurbanlık koyunlar gibi kaderine boyun eğenlerin bulabileceği bir duygu benzerliği.

Yalnızca konunun değil filmin anlatısının da oldukça karanlık olduğu söylenebilir. Sinematografisinde koyu renklerin kullanımı ve bazı sahnelerde hiç ışık kullanılmaması konu ile anlatı arasında mükemmel bir uyum oluşturuyor. Film, karakterlerin başına gelecek olayları önceden haber verircesine izleyicinin dikkat etmediği bir sahneyle de haber vermektedir. Mesela, Bekir’in intihar etmeden önceki sekansında Yeşilçam filminden bir intihar sahnesi gösterilir ve ardındaki sekansta ise Bekir intihar etmiş olur. Ayrıca yönetmenin kendisi son sekansta ilk uzun metraj filmi ‘C Blok’u TV’de izlerken görülür.

Masumiyet filminin yapımından on yıl sonra Bekir ve Uğur’un önceki hayatlarını konu edinen Kader (2006) vizyona girer. Ufuk Bayraktar’ın oynadığı Bekir karakterinin üzerinde giydiği ceket 1997 yılında Masumiyet’in baş karakteri olan Yusuf’un da ceketidir.

Diyaloglar yönünden zayıf bulduğum ama anlatısının ve hikayesinin üzerimde kalıcı ve derin bir etki yarattığı Masumiyet, modern Türk sineması için çok değerli bir film olma özelliğini taşımaktadır.

20-03-2022
Konuk Düşünce Yazarları

Konuk Düşünce Yazarları

info@medyacuvali.com

www.medyacuvali.com

Konuklardan Diğer Yazılar

Bu yazılar da ilginizi çekebilir