Bir İntikam Hikâyesi; Once Upon a Time... in Hollywood 'Ezgi Özbulut'

A⁺ A^-

Quentin Tarantino; sinemayı seven ve bu sevgisini göstermek için tüm becerilerini filmlerine aktarmayı başarabilen, aynı yıllarda yaşadığımız için çok şanslı olduğumuz eşsiz yeteneklerden bir tanesi. Kariyerinin başından beri sınırlı sayıda film yapacağından söz eden yönetmenin, son yapımı Once Upon a Time... in Hollywood, geçtiğimiz günlerde izleyici ile buluştu.

Oyuncu kadrosunun açıklanması ve konusunun ortaya çıkması ile filmle ilgili beklentinin daha da yükselmesi kaçınılmaz oldu. Merakla beklenen yapımın konusu ise şu şekilde; Hollywood’da bir zamanlar, çok tutulan bir dizide oynamış erkek aktör Rick Dalton film sektörüne girmeye çalışmakta ancak yaşı gereği kariyerinde çöküşler yaşamaktadır. Dalton’ın yanından ayırmadığı dublörü Cliff Booth ise geçmişinde kirli çamaşırları bulunan ve kariyeri Dalton’a bağlı ilginç bir karakterdir. Hollywood'un yeni gözdeleri Sharon Tate ve Roman Polanski ise Rick’in kapı komşusudur. Tarihteki en ünlü katliamlardan biri olan Manson Tarikatının gerçekleştirdiği cinayetler, filmde çok farklı bir bakış açısıyla yer alacaktır.

Film eleştirmenlerden çoğunlukla olumlu eleştiriler alsa da yapımdan hoşlanmadığını söyleyen kesimin sayısı oldukça fazla. Bunun nedenini aksiyon eksikliği olarak açıklayabiliyorum. Tarantino, aksiyonu yazma konusunda çok becerikli bir senarist olduğu için önceki yapımlarda başarının temeli buna dayanıyordu. Ancak bu filmde, aksiyonu azaltan Tarantino, yazarlıktan çok yönetmenliğe ağırlık vermiş. Kendi çocukluğundaki Hollywood’u perdeye yansıtmak isteyen yönetmen bu konuda çok da başarılı olmuş. Ancak bu geçmişe yolculuk hikâyesinden çok sinematografisi ile göze çarpıyor.

Yapımın hikâyesine gelirsek, Tarantino çok bilinen bir katliamı anlatmayı seçmiş. Özel olarak bu konuyu çocukluğunda duyduğunda çok etkilendiği için seçtiğini düşünüyorum. Yönetmeni derinden etkileyen bu olay, sadece kendisini değil tüm Hollywood’u değiştirmiş ve yeni bir dönemin başlamasına neden olmuştu. İşte tam da bu noktada Tarantino, her zaman yaptığı gibi kötü adamlardan intikamını almak istemiş. Nasıl ki Inglourious Basterds filminde Hitler’i öldürerek intikamını aldıysa bu filmde de Manson tarikatından intikamını Cliff ve Rick aracılığı ile bir güzel alıyor.

Yönetmenin alternatif gerçekliğinde Rick ve Cliff kahramanca kötü adamları üstüne çekerek Sharon ve arkadaşlarının hayatta kalmasına olanak sağlıyor. İntikam hikâyesini bir takım değişiklikler ile anlatmayı seçen Tarantino, bir yandan da seyirciye 60’lı yıllardaki Hollywood dünyasının tüm gerçekliğini yansıtıyor.

Leonardo DiCaprio, Brad Pitt ve Margot Robbie gibi çok başarılı isimleri kadrosunda bulunduran film, sinemanın güzelliklerini sinemaseverler ile buluştururken, kötü adamlara da haddini bildiren güzel bir yapım olarak sinema tarihine adını yazdırıyor. Bol aksiyon dolu hızlı bir film bekleyenlere istediğini vermeyen Once Upon a Time... in Hollywood, daha çok sinema sektörüne ve Hollywood’a seyirlik bir saygı duruşu olmuş. Bir daha film yapıp yapmayacağı belli olmayan eşsiz yönetmen Tarantino’nun her yaptığı eserin sonuna kadar tadını çıkartmamız gerektiğini düşünüyorum.

Kaynakça

https://www.imdb.com/title/tt7131622/

31-08-2019

Konuk Düşünce Yazarları

info@medyacuvali.com

www.medyacuvali.com