Sıkıştık - Zehra Erdin (Gazeteci)

Sıkıştık - Zehra Erdin (Gazeteci)

A+ A-

İnsan dediğin nerelere ve nelere sıkışır? Kasvetli bir eve, bitmeyen okula, mutsuz bir aşka, baskıcı aileye, ilerlemeyen projeye, paraya… En son ne zaman içinden çıkamadığın, çıkmak için çabalamadığın bir an yaşadın? Kimi tüm hayatı boyunca sıkışmışlık yaşıyor kimine sorsan seçimleri onu bu hale getirdi.

Bir kadınla tanışmıştım. Kadın planladığı gibi, kendine layık olan biriyle evlenmişti. Seviyordu da. Kocası iyi adamdı. Anlattığına göre bir dediğini iki etmemişti henüz. Hiçbir eksiği olmadığını düşündüğü ve çevresinin imrenerek baktığı bir evliliği vardı. Bir keresinde ‘’Sanki bir kuştum, yuvamı yapmam gerektiği öğretilmişti. Dallarımı ben taşıdım, yuvamı ben kurdum. Öğretildiği gibi ben dişi kuştum. Yuvayı kurması gerekendim zaten. Huzurluydum da. Meğer bir göçmen kuşuymuşum. Gidecek çok yolum varmış. Bu evliliğe sıkıştım. Kendi taşıdığım dallara takıldım’’ demişti.

Bir filmde izlemiştim. Şehir hayatından sıkılmış, farklı şeyler denemek isteyen bir adam vardı. Yollara düşmüş, kendini güzel bir kanyonu gezerken bulmuştu. Özgürlüğü her hücresine kadar hissettiği bir anda düştü. İki kocaman kayanın arasına sıkıştı. Sıkışmışlık beni boğuyor dediği hayatından kaçmış şimdiyse gerçek anlamda sıkışmıştı. 127 saat boyunca hangisinin daha beter olduğunu düşündü. Sonunda bir kolunu kaybetse de kurtuldu o kayalardan. Bu ona her sıkışmışlıktan kurtulabilirim hissini verdi.

Uzun süredir görmediğim bir tanıdığa rastladım. Bıkmış görünüyordu. Hayli yüksek bir maaşı, görenleri kıskandıracak bir evi vardı. ‘’Bu işte sıkıştım kaldım. Halbuki biliyorsun, bir sera kurmak istiyordum. Bunun için para biriktiririm diyerek girdiğim yol beni nerelere getirdi. Baksana, memlekete bile gidemiyorum.’’

Merdivende alt kat komşumla karşılaştım. Seni de paranı da istemiyorum diye bağırıyordu telefonda. Sanırım babası. Çoğu akşam bir telefon sesi, ardından kavga sesleri geliyor. Kulak tıkamak mümkün değil. O da tüm apartmanın bildiğini biliyor zaten. İyi misin diyorum. ‘’Kirayı 3 gün geciktirdim ev sahibi babamı aramış. Nereden bulduysa numarasını anlamadım. Paraya sıkıştım bu aralar. Yine de almam onun parasını. Parasızlık onun verdiği sıkkınlıktan iyidir.’’

Kitapların arasına gömülmüş bir öğrenci. Yetiştirememe korkusu, başaramama endişesi, kaldım kabusları yetmezmiş gibi bir de havanın tüm güzelliğine karşılık notların arasına sıkışmıştı. Çocukluğundan bu yana doktor olmak istemişti. Başarmıştı da. Bu kadar tutkuyla istediği şey onu sıkıştırmıştı. Yine olsa yine aynı mesleği seçerdi. Sevmekle sıkışmışlık arasında bir bağ yoktu.

Aynaya bakıyorum. Nerede olduğumu, ne zaman geldiğimi, neden orada olduğumu ve ne kadar orada kalacağımı düşünüyorum. Sıkıştığım yer bu ev mi, dört duvarlı odam mı, yoksa beynimin içi mi bilmiyorum. Ne kaçacağım yerden ne de kaçmanın ya da varacağım yerin beni kurtaracağından emin olamıyorum. Bunlar benim seçimim gibi görünüyor. Bir yandan da sanki bana dayatılan dileği dilemiş, kabul olmuş ancak şimdi de yeni bir lamba cini arıyormuşum gibi geliyor. Ne olacak sence bu halim diye sorduğum oldu. Önerisi olan milyonlarca insan var. Derin bir nefes al, iş değiştir, şu kitabı mutlaka oku ve sabah sporu. Sanırım yogayı seçeceğim.



Kaynakça

Kullanılan görsel : https://unsplash.com/photos/_XpHc4Qy-8k

https://unsplash.com/photos/DY2miYwMchk

15-11-2020
Konuk Düşünce Yazarları

Konuk Düşünce Yazarları

info@medyacuvali.com

www.medyacuvali.com

Konuklardan Diğer Yazılar

Bu yazılar da ilginizi çekebilir