Evlenmeden Önce Kendinize Sormanız Gereken Sorular - Meltem Dağdeviren (Sosyal Hizmet Uzmanı)

Evlenmeden Önce Kendinize Sormanız Gereken Sorular - Meltem Dağdeviren (Sosyal Hizmet Uzmanı)

A+ A-

Evlilik: Karşısındakinin kim olduğunu veya olabileceğini bilmeyen iki insanın, tahayyül edemedikleri ve üstünde düşünüp taşınmaktan da itinayla kaçındıkları bir geleceğe kendilerini tabi kılarak, umutla, cömertçe ve müthiş bir içtenlikle oynadığı bir kumardır.”

1.Arkadaşlık: “Ortak yanlarımız nedir? Arkadaşça bir ilişkimiz var mı?”

Mina Urgan, âşık olup evlenmeye karar veren kızlara “eğer karşındaki erkek senin gibi bir kız olsaydı ona gene de hayran olup onunla yakın bir dostluk kurar mıydın? Erkeklere de “eğer karşındaki kız senin gibi bir erkek olsaydı” diye başlayarak aynı soruyu sorduğunu belirtmiştir. Evlenmeden önce ilişkinizi düşünerek arkadaşça olup olmadığına bakmanız önemlidir. Bu ilişki içinde bir ekip misiniz yoksa birbirinizi bir rakip olarak mı görüyorsunuz? Birbirinizin başarılarıyla gurur duyup dostça davranışlar gösterebilmek oldukça önemlidir. İlişki içerisinde arkadaşça muhabbet edebilmek, benzer hobilere sahip olabilmek, uzun süre konuşabilmek, sağlıklı bir iletişim kurabilmek bu ilişkiyi evliliğe dönüştürme noktasında size olumlu etki edecektir. Ortak şeylerden bahsedip, benzer şeylere gülmek kişileri birbirine yakın tuttuğu gibi ilişkinin de güçlenmesini sağlayan faktördür. İlişkide sakin, düzgün bir iletişim kurabilmenin yanı sıra problemleri de rahatça konuşabilmek, tartışabilmek önem arz etmektedir. Tartışma ve çatışmalar olumsuz bir algı yaratsa da aslında ilişkiyi güçlendirmeyi sağlayan unsurlardır. Karşınızdaki kişiyle tartışabilmek ve bu tartışmaların ilişkinizi olgunlaştırmasına izin vermek gerekmektedir. Ortak ilgi alanları kişileri birbirine çeken ve ilişkiyi başlatan önemli bir unsurdur. Aynı zamanda evlilik içinde de zamanla ortak hobiler oluşturmak beraber geçirilen zamanın kalitesini ve süresini uzatmak açısından önem arz etmektedir. İlişkinin ilk aşamasında çiftleri birbirine bağlayan duygusal aşk yerini zamanla mantıksal aşka bırakırken arkadaşlık unsuru daha da anlamlı hale gelmektedir. Evlenmeden önce hayatta paylaştığınız şeyleri gözden geçirmeniz tavsiye edilmektedir.

2.Kusurlar: “5 yıl sonra, evleneceğim kişinin sevmediğim özelliklerine katlanabilir miyim? Sabredebilir miyim?”

İlişkinin ilk zamanlarında duygusal aşk ön plandadır. Kişi, karşısındakinin kendisi için en doğru kişi olduğunu düşünerek idealize edebilmektedir. Bu da onun mükemmel ve kusursuz olduğunu düşünmesine yol açmaktadır. Kişi, kusurları görmeme eğilimindedir ve zaman geçip sis perdesi dağıldığında aslında idealize ettiği kişiyi bambaşka görmeye başlayacaktır. Bu sebeple evlenmeden önce kendinize o kişinin mükemmel biri olmadığını ve kusurlarının da var olduğunu söylemeniz gerekmektedir. Kusurları görmezden gelmek ya da karşınızdaki kişinin değişebileceğine inanmak gerçekçi değildir. İlişkiyi yıpratan ve kişileri birbirinden uzaklaştıran durumlara sebep olmaktadır. Evlenmeyi düşündüğünüz kişinin sizin için olumsuz gelen yanlarını, kusurlarını fark etmelisiniz. Bunlara katlanıp katlanamayacağınızı iyi bir şekilde analiz etmeniz gerekmektedir. Kusurlar ve sorunlar her zaman olacaktır. Fakat sabredilebilir olup olmadığına karar vermek ilişkinizi evliliğe götürürken daha gerçekçi düşünmenizi sağlayacaktır.

3.Benlik Saygısı: “Bu ilişki içinde kendim olabiliyor muyum?”

Benlik kavramı Türk Dil Kurumu tarafından; öz varlık, birini kendisi yapan şey, onu diğerlerinden ayıran temel şey, kendilik olarak farklı biçimlerde tanımlanmaktadır. İlişki içinde kişi, kendini olduğu gibi gösterebilmelidir. İlişki içinde kendini iyi hissetmelidir. Sezgiler burada önem kazanmaktadır. “Bu ilişki içinde iyi hissediyor muyum, mutlu muyum?” gibi sorularla kendini ve ilişkiyi gözden geçirmek gerekmektedir. İlişki kişilerin güçlü ve iyi yanlarını ortaya çıkarmalıdır. Kişi kendini güçsüz veya değersiz hissediyorsa büyüyüp gelişmek yerine küçüldüğünü seziyorsa bu ilişki ona iyi gelmiyor demektir. Evlenmeden önce kişi, “bu ilişki benlik saygımı yitirmeme neden oluyor mu?” diye sormalıdır. Kendi varlığınızı bu ilişkide ne kadar hissetmektesiniz?  Partnerinizle “biz” olarak var olabiliyor musunuz?

4.Aileler: “Ailesiyle anlaşabiliyor muyum? Ailemle anlaşabiliyor mu?”

Aile, insanların kişilik oluşturdukları ve hayatı öğrendikleri ilk yerdir. Türk toplumunda ailenin yeri çok mühim görülmektedir. Evliliklerde de kişilerin kendi aileleri çok önemli bir noktada bulunmaktadır. Evleneceğiniz kişinin kendi ailesine saygılı olması ve sağlıklı ilişkiler içinde bulunmasının yanı sıra sizin ailenize de saygılı olması ve anlaşabilmesi önem arz etmektedir. Sizin de aynı şekilde partnerinizin ailesiyle olumlu ilişkiler içinde olmanız ilişkiyi evliliğe götürme noktasında önemli bir adımı oluşturmaktadır. Bunların yanı sıra partnerinizin ailesinden ayrı bir kimlik geliştirip geliştirmediği de dikkat edilmesi gereken bir unsurdur. Partneriniz kendi başına sorunları çözebilmelidir. Basit problemleri bile ailesi ile çözen, kendi başına sorumluluk alamayan ve sık sık her şeyi ailesiyle paylaşan kişilerin evlilikte sorumluluk almak ve sorunları çözmek noktasında kök ailesine başvurması muhtemeldir. Kendi benliğini ve kimliğini oluşturabilmiş, sorumluluklarını kendisi yerine getirebilen, ailesine bağlı fakat bağımlı olmayan hem kendi ailesine saygılı hem de sizin ailenize saygılı olan bir partnerin sağlıklı bir evlilik yapması daha olası görülmektedir.

5.Bakış Açısı: “Hayata verdiği anlam ne? Benimkine benziyor mu?”

Her insanın hayata karşı bir bakışı ve anlam arayışı bulunmaktır. Herkes hayata farklı pencerelerden bakmakta ve farklı yorumlar getirebilmektedir. Partnerinizle hayata bakışınız birbirine benziyor mu? Bunun için öncelikle kişi, kendi bakış açısını ve hayata anlam verişinin ne olduğunu bilmelidir. Kişi bunu öğrendikten sonra partneriyle kendi dünya görüşünü, hayata bakışını kıyaslayıp benzerlik ve farklılıklarını görebilmelidir.

6.Kişilik: “Çocuksu mu olgun mu?”

Kişilik, yetenek ve özellikleriyle toplumsal yaşamda etkili olan insanı, kendine özgü ve benzersiz bir varlık olarak tanımlayan bir kavramdır. Olgun bir kişiliğe sahip insanların evlilikte başarılı olma ihtimali daha yüksektir. Olgun kişi, sorumluluk almaya meyillidir. Sorunları kendi çözebilmektedir. Kendi kusurlarını bilmekte ve başkalarını da kusurlarıyla kabul edebilmektedir. Karar verme konusunda kendini geliştirmiştir. Kendine ve partnerine saygılıdır. Kişilik, evlilikte başarıyı etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Evlenmeye karar vermeden önce kişi, partnerinin kişiliğine dikkat etmelidir. Olgun bir kişilik yapısı mı var yoksa çocuksu davranışlarda mı bulunuyor? Kararları alırken sevdiği kişi için çeşitli fedakarlıklarda bulanabiliyor mu? Kararlar beraber mi alınıyor? Empati yapılıyor mu? Sorumluluk alabiliyor mu? Sorunları çözerken tavırları nasıl? Sorumluluk almak ve fedakârlık yapabilmek evlilik için çok önemli iki kavramı oluşturmaktadır. Sorumluluk alamayan eş, ilerde diğer eşin sırtında bir yük gibi hissettirebilir. Hayatı paylaşabilecek olgunlukta ve bilinçte olmak önem taşımaktadır. Kişilerin temelden kişiliklerinin değişmesi oldukça zor hatta imkânsız görünmektedir. Bu sebeple evlenmeden önce buna dikkat edilmelidir.

Bütün bu soruların yanı sıra kişi kendini de iyi analiz etmelidir. Nietzsche’nin evlilik üzerine sorduğu şu soruyu da kişi kendine sormalıdır:

“Gençsin ve çocuk sahibi olmak, evlenmek istiyorsun. Ben de soruyorum sana; evlenmeye, bir çocuk istemeye layık bir insan mısın?”

 


Kaynakça

• Alain de Botton, Aşk Dersleri, Sel Yayıncılık, 5.Baskı. • Mina Urgan, Bir Dinozorun Anıları, Yapı Kredi Yayınları, 21.Baskı. • Friedrich Nietzsche, Böyle Söyledi Zerdüşt, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 22.Baskı. • Kendine İyi Davran Podcasti, Beyhan Budak. • Görsel pexels.com adresinden alınmıştır.

29-04-2022
Konuk Düşünce Yazarları

Konuk Düşünce Yazarları

info@medyacuvali.com

www.medyacuvali.com

Konuklardan Diğer Yazılar

Bu yazılar da ilginizi çekebilir