Kimin Bu Gündem?

Kimin Bu Gündem?

A+ A-

İnsanların, herhangi bir konuda bilgi almak ve eğlenceli/keyifli vakit geçirmek için en çok tercih ettikleri yöntem kitle iletişim araçları. Yani medya. Ekonomik, siyasi, eğitim, eğlence ve bilimsel bilgi gibi ilgi duyulan alanlar kitle iletişim araçlarının içeriğinde yer alıyor. Özellikler günümüzde gelişen teknoloji ile beraber Dünya’nın bize en uzak noktasındaki şehirden haberlere, en ücra ülkedeki spor müsabakasına kadar pek çok bilgi, olay ve konuya kolaylıkla ulaşabiliyor, haberdar oluyoruz. Peki bize ulaşan bu bilgi, olay ve konu hangi özelliklerine göre kitle iletişim araçlarında yerini alıyor? Tabii ki bu içeriklerden birinin kitle iletişim araçlarıyla aktarılan bir “haber” olması için özellikle güncel ve ilgi çekici olması gerektiğini biliyoruz.

Kamuoyunun bir konuyu ne kadar konuştuğu ya da üstünde ne kadar durup düşündüğü de medyanın gündemini belirlemede önemli bir etken tabii. Kamuoyunun sıklıkla konuştuğu ve düşündüğü şeyler medya tarafından ilgi görür bunda da hemfikirizdir diye düşünüyorum. Direkt aklınıza “Ayakkabı almam lazım ya.” dediğinizde karşınıza çıkan ayakkabı reklamları geldiyse evet, onun gibi bir şey sayılır bahsettiğim.

Tabii ki medya, kamuoyunun konuştuğu her olay veya konuyu gündemine almıyor. Bazı olaylara daha fazla ilgi gösterip daha çok önemseyebiliyor. Peki bunun sebebi ne olabilir? Bu noktada biraz ansiklopedik bir hal alacağım. Çünkü “Gündem Belirleme” kuramının ortaya koyduğu ‘medyanın belirlediği gündeme göre, kamuoyunun gündeminin belirlendiği’ düşüncesinin doğruluğuna değinmeden geçmek olmaz.

Şimdi bu iki açıklama birbiriyle çatışan iki farklı bakış açısı gibi görünse de aslında birbirlerinin tamamlayıcı ögeleri. Çünkü medya ve kamuoyu ya da toplum dediğimiz bu iki grup birbiriyle sürekliliği olan ve kopması güç bir bağ ile bağlanmış hatta gemi düğümü atılmış diyebiliriz. Bu bağa iletişim de denebilir alışveriş de. Nasıl adlandırdığımız ya da hangi alt metinle bağlı oldukları değil; bu bağlılığın olduğu gerçeği ve aralarındaki etkileşimin sürekli olduğunun kabulü, birbiriyle çatışan bu iki açıklamanın birbirini tamamlayan şeyler olduğunun netleşmesinde önemli bir rol oynuyor.

Şimdi, “Bize ne anlatıyorsun?” demeyin. Başlığımı görüp merakı uyanan sizlersiniz. Bir bakıma okuma “gündeminizi” belirlemiş oldum. Yoksa siz benim yazım “gündemimi” mi belirlemiş oldunuz? Bu paradoks da çözümlenmeyi bekleyecek belli. Zire benim bu soruya bir cevabım yok. Burayı muallakta bırakalım ve gelelim yazının ana paradoksuna.

Yazımızın asıl derdi kamuoyunun medyanın gündemini belirlerken medyanın da kamuoyunun gündemini belirlemesi paradoksu. Bu paradoks bir bakıma medyanın işleyişini ya da var oluşunu sorgulamak amacıyla ortaya atıldı. Bir sonucu var mı hep birlikte göreceğiz. Tabii şunu da sormak lazım; “Sonucu olan bir paradoks var mı?”

Bir olay ya da konunun medyanın gündeminde yer alması için ilk önceliğinin güncel ve ilgi çekici olması gerektiğini söylemiştik. Bunun en önemli sebebi ise kamuoyunun kitle iletişim araçlarını eğlenmek gibi yan amaçlardan önce bilgi ve haber tüketimi için kullanması diyebiliriz. Bu tüketim aynı şeylerin tekrarlandığı bir sürece dönüşürse kamuoyunun ilgisi azalacak hatta bitecektir.

Kamuoyunun yeni şeyler öğrenmeye olan açlığı medya tarafından güncel, yeni ve ilgi çekici olaylar konular aktararak kapatılır. Ancak bazı olay ve konular medyanın gündeminde uzun süre kalabilir. Bunun iki önemli sebebi var. Bunlardan ilki, kamuoyunun o konu ya da olay hakkında sürekli bir düşünme ve konuşma eylemi gerçekleştirmesi yani o konuyu ya da olayı kamuoyu gündeminde tutması; ikincisi ise bu olay ya da konu ile ilgili yeni bilgilerin, verilerin, alanında uzman kişilerin yaptığı açıklamaların ve o olay ya da konuyu etkileyen değişik faktörlerin sürekli olarak ortaya çıkması durumudur.

Şöyle ki kamuoyunun özellikle günlük hayatında gündeminde olan konular medya gündeminde de yer bulur. Örneğin kamuoyu için eğitim, iş, ekonomi ve seyahat konuları gündemde sürekliliği olan konularsa medya gündeminde de yer alacaktır. İşte paradoksumuzun tap noktası da burası. Çünkü medyanın gündemin olan/uzun süre gündeminde kalan şeyler kamuoyu tarafından da sürekli konuşulur. Yani kamuoyunun gündeminde kalır.

Evet, bu paradoks sizi yumurta mı tavuktan tavuk mu yumurtadan paradoksu kadar yordu mu bilmiyorum ama sonuna geldik. Sonuç olarak kamuoyunun gündeminde yer alan olay veya konu medyanın da gündeminde yer alıyor, medyanın gündeminde yer alan olay veya konu halkın gündemini oluşturuyor. Yani bu iki taraf birbirinden ayrı düşünülemeyecek ve birbiriyle iç içe geçmiş yepyeni bir oluşuma dönüşüyor.


Kaynakça

Görsel stok fotoğraftır. Adobe Stock’tan alınmıştır.

22-11-2023
Zeynep Özdemir

Zeynep Özdemir

Gazeteci

Merhaba, ben Zeynep. Adanalı bir ailenin beş çocuğundan en küçüğüyüm. Lise eğitimimi Adana’da Danişment Gazi Anadolu Lisesi’nde bitirdikten sonra 2019 yılında Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümüne girdim. 2023 Haziran’da bölümümü bitirerek yüksek lisans hazırlığına başladım.

Gazetecilik ve medyaya karşı olan ilgi ve eğitimimin yanı sıra bir diğer tutkum da tiyatro. Üniversitemin tiyatro topluluğu olan Tiyatro Akademi’de 2019 yılından bu yana aktif olarak çalışmalarda bulunuyorum. Tiyatro hakkında okumayı, konuşmayı ve tiyatro “yapmayı” çok seviyorum. Bu sebeple yazılarımda tiyatroya dair fazlaca düşünceler, alıntılar ve göndermeler bulabilirsiniz.

Fotoğraf çekmek, mandala yapmak da beni dinginleştiren ve doyuran aktivitelerimden. Çok konuşan biri olduğum gibi çok da yazan biriyim. Son olarak burada, yalnızca bir gazeteci olan Zeynep’in değil; bir kadın, sıradan bir vatandaş, bir okur, bir izleyici ve hobileri, dertleri, hayalleri olan bir insanın düşüncelerini bulacaksınız…

zeyozdemir6@gmail.com

https://www.linkedin.com/in/zeynep-%C3%B6zdemir-502a77291/