Yeni Medya ve İdeolojik Gazetecilik

Yeni Medya ve İdeolojik Gazetecilik

A+ A-

Kamuya ulaşma ve gerçekleri paylaşma aracı olarak artık birçok kitle iletişim aracı bulunuyor. Teknolojinin gelişmesi ve internetin doğuşu derken insanların haber ve bilgi aktarımı yapmak için bir sürü kaynağı ortaya çıktı. Yeni medya işte böyle doğdu.

Yakın bir zamana kadar yeni medya olarak adlandırabileceğimiz kaynakların en yenileri sosyal medya olarak adlandırdığımız Facebook ve Instagram gibi uygulamalardı. Ancak günden güne değişen ve gelişen dünyada yeni medya araçları da elbet gelişim ve yenilik gösterdi. Podcast haberciliği dediğimiz bir gazetecilik türü bile ortaya çıktı. Haberciliğin artık ceplerde taşınabilirliği ile her bir vatandaş gazetecilik yapmasa da adeta birer gazeteciye dönüştü.

Peki bu durum gazeteciliği nasıl etkiledi? Gazeteci doğru yerlerde doğru sorularak sorarak ve tamamını kayıt altına alarak olayları tüm çıplaklığı ile gözler önüne seren kişilerdir. Olaya dair en ufak şüphenin peşine düşerek hiçbir açık ve çarpıtma olmaksızın bilgi aktarımı yaparlar. Lakin “cep gazeteciliği” olarak adlandıracağım bu türün doğuşuyla neredeyse herkes için ulaşılabilir olan sosyal mecralarda başı ve sonu belli olmayan, neyi yansıttığı tam olarak bilinmeyen görseller, videolar ve tek taraflı hikayeler yaygınlaşmaya başladı.

Bu durumun bir diğer yansıması da ideolojik gazetecilik oldu. Aradaki bağlantı ise çok açık, herhangi bir olayın belirli bir kesitini belirli bir amaca hizmet etmesi adına binlerce hatta belki de milyonlarca insanın erişimine yollamak hizmet edilen ideolojiye karşı sayısız insanın araştırmadan inandığı bir olgu doğuracaktır. Sosyal medyanın ve sosyal medyadaki paylaşımların birçok kişi tarafından sorgulanmadan kabul gördüğü pek çok akademik çalışma ile kanıtlanmış bir gerçek. Herhangi bir ideolojiye hizmet eden bu paylaşımlar doğrultusunda ise bunun eksiklerini aramak ve aslında bir noktada yine zıt görüşe karalama yapmak amacıyla bir araştırma başlıyor.

Demek istediğim şu ki gerçeklerin peşinde kamuya doğru bilgiyi vermek amacıyla gazeteciliğin etik ilkelerine gölge düşürmeden mi koşuyoruz yoksa zıddımız olan ideolojiye karşı karalama savaşının bir parçası olarak öldürücü darbeyi vurmak adına mı? Gelişim ve teknoloji hiçbir zaman tamamen kötü ele alınamaz. Bunları kötü yapan insanların doyumsuzlukla birlikte her zaman fiziksel, ruhsal ve dilsel olarak bir savaşta olmalarıdır.

Unutulmamalı ki medya -geleneksel ya da yeni medya fark etmeksizin- bu savaşın en büyük dayanağı ve aynı zamanda en büyük düşmanı olarak var olmuş ve var olmaya da devam edecektir.

 

 

 


Kaynakça

Görsel yazarın kendi çekimidir.

21-03-2024
Zeynep Özdemir

Zeynep Özdemir

Gazeteci

Merhaba, ben Zeynep. Adanalı bir ailenin beş çocuğundan en küçüğüyüm. Lise eğitimimi Adana’da Danişment Gazi Anadolu Lisesi’nde bitirdikten sonra 2019 yılında Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümüne girdim. 2023 Haziran’da bölümümü bitirerek yüksek lisans hazırlığına başladım.

Gazetecilik ve medyaya karşı olan ilgi ve eğitimimin yanı sıra bir diğer tutkum da tiyatro. Üniversitemin tiyatro topluluğu olan Tiyatro Akademi’de 2019 yılından bu yana aktif olarak çalışmalarda bulunuyorum. Tiyatro hakkında okumayı, konuşmayı ve tiyatro “yapmayı” çok seviyorum. Bu sebeple yazılarımda tiyatroya dair fazlaca düşünceler, alıntılar ve göndermeler bulabilirsiniz.

Fotoğraf çekmek, mandala yapmak da beni dinginleştiren ve doyuran aktivitelerimden. Çok konuşan biri olduğum gibi çok da yazan biriyim. Son olarak burada, yalnızca bir gazeteci olan Zeynep’in değil; bir kadın, sıradan bir vatandaş, bir okur, bir izleyici ve hobileri, dertleri, hayalleri olan bir insanın düşüncelerini bulacaksınız…

zeyozdemir6@gmail.com

https://www.linkedin.com/in/zeynep-%C3%B6zdemir-502a77291/