Her Şey Sınıf Çatışmasından İbarettir: Arkadaş - Kubilay Ergün (Sinema Yazarı)

Her Şey Sınıf Çatışmasından İbarettir: Arkadaş - Kubilay Ergün (Sinema Yazarı)

A+ A-

Sinema üretim koşullarını yerine getirmek ve sömürü düzeninin devam etmesi için kapitalist sistem tarafından emeğin yeniden üretilmesini sağlayan kültürel bir rıza üretim endüstrisi midir? Yoksa sınıfların temsiller ve söylemler aracılığıyla ideolojiyi inşa ederek hegemonyayı elde edebilmek için mücadele ettikleri bir savaş alanı mıdır? Sinema için yapılan bu iki tanım da doğrudur. Yalnızca sinemanın temsillerle, söylemlerle, biçim ve anlatısıyla, izleyiciyi iki cepheli kültürel bir savaş alanı olduğuna inandıracak pek az yönetmen ve sanatçı vardır. İşte, Yılmaz Güney bu sanatçılardan biridir. Çirkin Kral değildir o, haksızlık karşısında kendine özgü sinema diliyle Yeşilçam’ın melodramalar ile doldurduğu ve geleneksel hale getirdiği sınıf temsillerine karşı çıkmış, burjuvanın kendi silahıyla kapitalizme savaş açmış bir devrimcidir.

                                                                              

Yılmaz Güney yazdığı ve yönettiği her filmiyle izleyici de bir sınıf şuurunun oluşmasını temenni etmektedir. Arkadaş filminde ise sınıfların kendine has sosyal yaşantılarına ve karakteristik özelliklerine değinerek, sınıfına sırtını dönmüş, yozlaşmış ve çürümüş bir adam olan Cemil’in hikayesini anlatmaktadır. ‘Bu tokadın hesabını mutlaka bir gün soracağız’ repliği ile efsaneleşmiş olan Arkadaş, Türkiye örnekleminde proleter ve burjuva sınıfını ikili karşıtlıklar metoduyla resmeden bir filmdir. Filmin ana karakteri olan Âzem okul yıllarında beraber büyüdüğü arkadaşı olan Cemil’i yazlık bir beldede ziyaret eder. Ama arkadaşı eskisi gibi değildir, sınıfını değiştirmiş, yozlaşmış ve çürümüştür. Âzem en yakın arkadaşı olan Cemil’i bu bataklıktan kurtarmak için kendine bir görev verir. Cemil’in evinde bir süre kalan Âzem kendi sınıfının maddesel şartlarına uygun davranır. Yazlık bir alanda herkesin içinde takım elbisesi, silahı ve konuşmalarıyla dikkat çeker. Buraya ait olmadığını gösterir. Yönetmen Yılmaz Güney, Cemil’in nasıl yozlaştığını çok uç bir örnekle gösterir. Sahnede Cemil, ‘Karısı güzel olanlar karımı öpebilir, bu sayede ben de onların karılarını öpebilirim’ der. Burada izleyici, sahnenin burjuva ahlaksızlığına yönelik yapılan bir eleştiri olduğu anlamını çıkabilir. Ama Güney, aslında seyirci de sınıfını değiştirmiş bir adamın ne kadar çürüdüğünü ve yozlaştığını gösteren bir anlatı inşa etmiştir. Film her iki sınıfın kıyafetlerinden dinlediği müziklere kadar ikili karşıtlıklar çerçevesinde bir anlatı oluşturur. Yazlık beldedeki insanlar yabancı müzikler eşliğinde eğlenirken alt tabakadaki işçi sınıfı türküsü ve sazıyla eğlenmektedir. Filmde sınıf şuuruna dikkat çeken yönetmen yan karaktere ‘Neden saçlarını uzatıyorsun?’ sorusunu yöneltir. Saç uzatmak burjuva sınıfına has bir tarz olarak gösterilir. İnsan kendi inandığı yolda kendi şartlarına uygun olarak yürümelidir. Aksi halde başka bir sınıfa aidiyet duymak çürümenin ve yozlaşmanın başlangıcıdır. Her şey sınıf çatışmasından ibarettir. Yılmaz Güney, Arkadaş filmiyle sosyal yaşantıların, kıyafetlerin ve zevklerin dahil sınıfsal olduğunu ve tüm bunların bir çatışmadan meydana geldiğini yaptığı bu harika yapıt ile göstermektedir. Yıllar sonra bile ülkemiz hala kendini orta sınıf zanneden fakir insanlarla doludur. Çoğu insan kendi aidiyetinin olmadığı bir sınıfın sosyal yaşantısı içindeki bataklıktadır. Sınıf şuurunun asla oluşmayacağı çürümüş bir halde.. 

 

                                                                                                   

 

 

 


Kaynakça

SALT Araştırma, Yılmaz Güney Arşivi Jak Şalom izniyle

13-12-2021
Konuk Düşünce Yazarları

Konuk Düşünce Yazarları

info@medyacuvali.com

www.medyacuvali.com

Konuklardan Diğer Yazılar

Bu yazılar da ilginizi çekebilir