Görece - İlknur Dağtekin (Türkçe Öğretmeni)

Görece - İlknur Dağtekin (Türkçe Öğretmeni)

A+ A-

Gözlerini açtığında bir daha asla görmeyeceğini düşündüğü bir yerdeydi. Etrafındaki her şey renkli fakat dumansıydı. Şaşırdı. Anlamaya, dokunmaya çalıştı ancak bu yersiz bir çabaydı. Bir anda onu gördü. Yüreğinin sızladığını hissetti, tahmin ettiği yerde olamazdı çünkü bu imkansızdı. Nasıl unutmuştu bu evi, kendisi bile inanamıyordu. Eski bebeğine dokunmaya çalışması nafileydi.

Odaya hışımla yaklaşan ayak seslerini duydu. Kendisini gördüğündeyse şaşkınlığı katbekat arttı. Dokunamadığı dünyadaki aksi, çantasını ağlayarak topluyor, bağırıp çağırıyor hatta bazen ne söylediği anlaşılmıyordu. Bugünü kendisi de çok iyi hatırlıyordu. Annesiyle kavga edip evden kaçmıştı. Bir daha asla göremeyeceği annesinin yüzüne son bir defa bakmadan.

Bir anda her şey değişmeye, farklılaşmaya başladı. Bir kafede arkadaşlarıyla gülüşürken bir yandan da mesajlaştığını gördü. Çığlık atmak istedi, sesini hiç kimse duymadı:

“Sıla yapma, lütfen Sıla dur! Ne olur gitme oraya yalvarırım sana. Duy beni, yanlış yapıyorsun o lanet mesajı atma!” Ağlamaya başladı. Bugünü unutması imkansızdı. Gittiği üniversiteden ayrılma kararını aldığı gündü. Bütün bunları neden yaşadığını, bu eziyete neden katlanmak zorunda olduğunu bir türlü anlamıyordu.

Uzaklarda bir yerde tanıdık ve ısrarlı bir melodi yankılanmaya başladı. Yankı git gide büyürken etrafındaki her şey kayboluyordu. Sıla, gözlerini tekrar açtığında korkunç bir rüya gördüğünü anladı. Yataktan doğrulmaya çalışırken neden o iki güne tekrar döndüğünü düşünüyordu.

Sıla, annesini evi terk ettiği günden 3 hafta sonra kaybetmişti. Polislerin “kızınızı bulacağız, lütfen telaş etmeyin” avuntularına inanmayan annesi, kalbine yenik düşmüştü. Sıla bu durum üzerine aylarca, yıllarca düşündü. İçinde bir yerlerde belki de annem haklıydı ışığı yanıp söndü ama hiçbir zaman parlamadı. Sıla gururundan ödün vermektense yapayalnız ölmeyi tercih ederdi. Tabii gençliğinin de bir katkısı vardı. İnsan gençken sözünü tüm dünyanın dinleyeceğini, önünde hiçbir engelin olmadığını ve en önemlisi her zaman haklı olduğunu düşünür. 

Verilen hiçbir karar iyi ya da kötü olarak sınıflandırılamayacağı için Sıla da kendi kararlarına pişman olmamaya çalışmıştı hep. Annesini terk etmesi, kötü arkadaşlıklarının başlangıcı değilmiş gibi davranmış, okulu bırakıp çalıştığı kafede müdür olunca da okulu bırakmanın en iyi kararı olduğunu söyleyip durmuştu. Şimdilerde hayatı bulutlu bir havaya benziyordu. 

Daldığı düşüncelerden ayrılıp kendine geldiğinde, yüzünü yıkamak için ayağa kalktı. Telefonu cebine koyarken duyduğu kağıt sesiyle elini cebine attı. Simsiyah bir kağıt çıkardı. Onu kendisi koymadığına adı gibi emindi. Üstüne beyaz harflerle kazınmış cümleyi okudu ürpererek.

“Geçmişte yaşayarak bugünde var olmaya çalışamazsın.”

18-01-2023
Konuk Düşünce Yazarları

Konuk Düşünce Yazarları

info@medyacuvali.com

www.medyacuvali.com

Konuklardan Diğer Yazılar

Bu yazılar da ilginizi çekebilir