Arsa Sahibinin Oğlu

Gazinonun dış kapısında uzun boylu bir genç belirir. İçeri girecek gibi olur. Vazgeçer. Gidecek gibi olur, gidemez. İçeri girecek gibi olur giremez. Sonra yeniden gidecek gibi olur ve yine gidemez.

İnsanların kader anları vardır. İnsanlar bu anları hissederler. Ne yaparlarsa yapsınlar yanlışa düşmüş olurlar ve aynı zamanda da doğruya yönelmiş olurlar. Kader anları böyledir.

Gazino önünde yanlışla doğru arasında gidip gelen genç, kesin kararını verir ve gazinodan uzaklaşır. Henüz sokağı dönmeden elinde sıkı sıkı tuttuğu kartı yırtar. Kart gazino sahibinindir. Gence gazino sahibi tarafından verilmiştir ve kendisini bulmasını rica etmiştir kart sahibi.

Gencin adı Ünal Tarhandır. Bir hafta önce sınav çıkışı arkadaşlarıyla gittiği meyhanede efkarlanıp bir şarkı söylemiştir. Sonra bir şarkı daha söylerken meyhanedekilerden istek parçaları gelmiş ve onları da söylemiştir Ünal Tarhan. Gazino sahibi de bu meyhanede kartını takdim edip görüşmeyi istirham etmiştir. O yıllar istirham edilen, müteessir olunan, tenkit edilen yıllardır. O yıllar atmışlı yıllardır.

Ünal Tarhan' ın sesi gerçekten o kadar iyi midir? Evet sesi çok iyidir. Türkçesi mükemmeldir. Kulağı fevkaladedir. Dikkat çekici bir fiziği vardır. Eğer o gün gazinodan içeri girebilse Türk Sanat Müziği arşivleri oldukça özel bir sanatçının ses kayıtlarıyla zenginleşecektir. Bu özel sesi sözcüklerle anlatmayı deneyelim. Sesinin tınısı Münip Utandı ile Yaşar Özel' in seslerinin tam karışımı gibidir. Nefesi Mustafa Sağyaşar' a benzer. Sahne terbiyesi Yaşar Özel' e benzer. Üç bin kadar şarkı ezberindedir. Onlarca besteye sahiptir. Müzik bilgisi üst düzeydedir.

Sesi, benim dinlediğim bütün solistlerden daha güçlüdür. TRT Ankara radyosu arşivinde söylediği bir şarkının kaydı belki hala bulunabilir. Bu kaydın hikayesi şöyledir: Doksanlı yılların sonunda Ankara Kalesinde öğretmen arkadaşlarıyla kurduğu bir koroyla sahne alır Ünal Tarhan. Koro tutulur. Ankara Radyosuna davet edilirler. Koro hakkında sohbet edilir sonra Ünal Tarhan bir şarkı okur. Şarkı bittiğinde program sunucusu Serap Ezgü, şaşkınlığını gizleyemez ve mikrofona bu kadar mesafeden üstelik oturarak şarkıyı bu kadar güçlü okumasına hayretini dile getirir.

Gazino kapısından geri dönen genç, nereye yürümüştür? Ünal Tarhan, yeteneklerle donatılmış bir sanatçıdır. Resim yeteneği müzik yeteneğinden daha aşağıda değildir. Şairdir aynı zamanda. Ama kazancı sanattan olmaz. Edebiyat fakültesi mezunudur. Evini öğretmen maaşıyla geçindirir. İki kızı vardır geçindirdiği evde ve ikisi de doktor olacaktır ileride. Kızlarının annesi, edebiyat fakültesinden sınıf arkadaşı Nermin Tarhandır.

Sanattan para kazanamasa da bir sanatçının bütün kaprislerine, bohemliğine sahiptir. Yani zordur onunla yaşamak. Onunla yaşamak aynı zamanda da fevkalade bir şanstır. Sesinden 'Yıldızlı Semalardaki Haşmet Ne Güzel Şey' şarkısını dinlemek ayrıcalıktır.

Bana yıllar önce bir öykü konusu vermişti: Arsa Sahibinin Oğlu. Merzifon' a gelen tiyatrolar, hep aynı arsaya kurulurmuş. Panayırlar da eğlenceler de bu arsada düzenlenirmiş. Arsa sahibinin oğlu olarak hep ücretsiz girermiş bu gösterilere çocuk Ünal Tarhan.

Ben o öyküyü yazamadım. Üç defa başladığım halde bitiremedim öyküyü. Yıldızlı semalardaki haşmet hep daha çok çekti ilgimi.