12 Kızgın Adam (Baya Kızgın)   'Seda Aşkın'

12 Kızgın Adam (Baya Kızgın) 'Seda Aşkın'

A+ A-

Merhabalar Merhabalar

İçinde bulunduğumuz şu korkunç süreçte, çıldırma eşiğinde olup sakinleşmeye çalışan, yapacak bir şey bulamayan, bulup da bunları yapmaya hevesi olmayan herkese selam olsun. Bendeniz kafamı dağıtmak ve hala mutlu kalabilmek için elimden gelen her şeyi yapıyorum. Mesela şu zamana kadar salgın, ölüm ve kıyamet ile ilgili ne kadar film varsa izledim. Ne kadar yemek tarifi varsa hepsini okuyup yaptım. Şaka şaka. Gerçekten hiç halim yok ve oturduğum yerden sadece film ve dizi izliyorum. Ve sizinle de sürekli izlemeyi ertelediğim, ertelediğim için kendime kızdığım bir filmi paylaşmak istiyorum.

          Filmimizin adı ‘12 Kızgın Adam’. 1957 yapımı olan bu psikolojik-dram filmine ilk göz attığımda dedim ki ‘Ben siyah beyaz filmlerden hiç haz etmem, zaten düşünmeye halim yok, beni düşündürmeye iten hiçbir şey de izlemek istemiyorum. Önüme vurdulu kırdılı bir şey getirin. Boş boş ona bakayım çünkü 1 aydır bunu yapıyorum’ Tabi sonra yenik düştüm bu asi düşüncelere ve açtım filmi.

Bir odanın içerisinde 12 tane jüri üyesinin, bir cinayetin suçlusu olarak gördükleri 18 yaşındaki gencin suçlu olup olmadığını tartıştıkları bir film karşımızda. Bir kişi hariç kalan hepsi çocuğun suçlu olduğuna karar veriyor. Adamın suçlu değil cevabını verdiğini gören diğer jüri üyeleri ise sinirlenmeye başlıyor ve böyle düşündüğü için onu yargılıyorlar. Ve o adam muazzam bir şekilde ikna sürecine başlıyor. Şüphe nedir ve nasıl oluşur sorularının cevabını tam anlamıyla beynimize kazıyan çok başarılı bir film bana kalırsa. Dakikalar geçtikçe jüri üyeleri geriliyor siz onlardan iki kat daha fazla o duyguyu hissediyorsunuz. Ayrıca sigara içenler dikkat etsin. Oyuncular o kadar çok sigara içiyor ki sanki siz de içip dumanıyla boğuluyorsunuz. Bir de bakmışsınız bir paket bitmiş. Ben sizin sağlığınızı düşünüp uyarıyorum.

Tek bir mekânda geçip de bu kadar başarılı olan bir filme daha rastlamadım. Çünkü genellikle tek mekân filmler seyirci için baya bir sıkıcı olabiliyor. Diyalogların sarsıcı olması gerekiyor ki seyirciyi kendine çeksin. Ki çekiyor ve bağlıyor kendine bu film. Fikriniz sağlamsa öyle milyonlara falan gerek yok bir film yapmanız için. Yönetmenlik hayali kuranları biraz gaza getirmiş olur muyum bu sözlerimle? Büyük ihtimalle olmam ama biz bunlara takılmayalım. Filmde ters psikoloji, karşılıklı şüphe, çatışma ne ararsan var. Çocuk suçlu mu suçsuz mu film boyunca bu geçiyor aklınızdan. Film sizi de bir şüpheye sokuyor. Ben orda olsam ne karar verirdim diyorsunuz. Okuduğum çoğu yazıda bu film hukukçulara izletilsin hayır iş adamlarına hayır politikacılara diyen bir sürü insan gördüm. Bana kalırsa bu film tüm ülkeye izletilsin. Çok fazla insan bu filmden fayda sağlar. Aynı zamanda ABD yargı sisteminin de nasıl işlediği hakkında az çok bilgi sahibi oluyorsunuz. Orda hakkında karar verilen kişi bir ‘nesne’ ya da bir ‘şey’ değil o bir insan. Yargı sürecinin temelinde tabi ki adalet sistemi var. Filmde ise bu adalet sisteminin aslında vicdani sorgulamaya dayandığını görüyoruz. Haklılığınızdan emin olduğunuz tek bir konuyu karşı tarafa düzgün bir şekilde anlattığınız zaman kesinlikle bir şeyler uyandırırsınız onun içinde. Tek bir kişi bile her şeyi değiştirebilir. Yeter ki doğru olduğuna inandığı şeyi yapsın.

Bazı filmler vardır. Yıllar geçtikçe değişen aklınızla tekrar izlemeniz gereken filmler. İşte 12 Kızgın Adam öyle bir film. Karantina günlerinde size ilaç gibi gelecektir. Yok illa ben salgın filmleri izleyip kendimi depresyona sokacağım diyorsanız o ayrı. Kendinize güzel bakın.

23-04-2020
Konuk Düşünce Yazarları

Konuk Düşünce Yazarları

info@medyacuvali.com

www.medyacuvali.com

Konuklardan Diğer Yazılar

Bu yazılar da ilginizi çekebilir