Bilmece ve Muamma: İnsan - Müşerref Turgut (Psikoloji (ing) -  Öğrenci)

Bilmece ve Muamma: İnsan - Müşerref Turgut (Psikoloji (ing) - Öğrenci)

A+ A-

Yazının ezgisi: 

 

Günün birinde bir insan, diğer tüm insanları anlamayı hayatının amacı haline getirseydi muhtemelen boş yere çabalar, sonu hüsran ile biterdi. Çünkü insan sadece fizyolojik olarak değil, psikolojik olarak da karmaşık bir varlık lakin insanı basit bir denklem hâline getirdiğimizde sadece iki etkenin tüm insanlarda ortak olduğunu gözlemliyorum: Anlaşılma ve sevilme hissi.

İnsanların ortak bir paydada buluşturan iki etken. Bugün okuduğum kitapta karşılaştığım pasaj belli ki bu düşünceyi kanıtlar nitelikte: "Bir Afrika kabilesinde şöyle bir söz vardır: "Köyü tarafından sevilmeyen çocuk, sonunda o sevgi sıcaklığını hissetmek için köyünü yakar." Yani bugün dünyayı yakanlar, aslında zamanında ihtiyacı olan sevgiyi alamayan çocuklardır. Başka bir şey değil..." 

İnsan denen varlık yüzyıllar öncesinde ateş yakmayı öğrendi, kendini korumak adına evler inşa etti akabinde meramını anlatmak için yazıyı icat etti lakin 21. yüzyılda henüz anlamayı, sevmeyi, barışı, huzuru keşfedemedi. Belki de bu yüzden halkla ilişkiler uzmanı, psikologlar, sosyologlar, psikiyatristler, danışmanlar ortaya çıktı ve belki de bu yüzden insanlar annesine, babasına, yakın arkadaşına, kardeşine anlatamadığı şeyleri belirli bir ücret karşılığında hiç tanımadığı bir başka insana anlatmayı tercih etti. Amacı sadece anlaşılmaktı ama yakınlarına güvenip anlatamadıklarını bir başkasına nasıl anlatacaktı? Bu yüzden uzmana ilk sorusu, "Size güvenebilir miyim?" oldu. Anlaşılmak, sevmek ve güvenmek en yakın üç arkadaştı ve birinin olduğu yerde diğer ikisi de hep vardı. Tıpkı Dostoyevski'nin Beyaz Geceler adlı hikayesinde bir adamın hiç tanımadığı bir kıza acılarını, sorgulamalarını anlatması sonra gün geçtikçe anlaşılmanın verdiği hazzın kendini aşka bırakması gibi. Sevgi ve anlaşılmanın arasındaki bu güçlü ilişkinin farkına varılmadı ve belki de bu yüzden birçok insanın solup gitmesine sebep olundu. Öyle ya, asıl mesele anlatmak da değildi. Anlatıldığında elbette birçok şey anlaşılırdı. Asıl mesele anlatmaya bile gerek duymadan bir bakışla ya da duruşla anlaşılmaktı. Belki de karşımızdaki kişiye anlaşılma hissiyatını söze gerek kalmadan yansıtmak böyle mümkündü kim bilir?  


Kaynakça

Görsel: pexels.com

29-04-2023
Konuk Düşünce Yazarları

Konuk Düşünce Yazarları

info@medyacuvali.com

www.medyacuvali.com

Konuklardan Diğer Yazılar

Bu yazılar da ilginizi çekebilir