Terapi Mi? Suistimal Mi?
Hastalıkların tedavisi için pek çok hastalıkta, öncelikle hastalığın sebepleri bulunmaya çalışılır ve kimi zaman sebebe göre tedavi planlanır. Öyle olunca psikiyatrik hastalıklarda da, hastalığın sebebi bulunursa tedavi olacağı düşünülür. O yüzden kimi zaman, hipnoz ile ya da başka bir teknikle bir sebep bulunsun ve o sebep ortadan kaldırılsın gibi bir beklenti olur. Çünkü ancak bu şekilde hastalığın kalıcı olarak iyileşeceği düşünülür. Bu beklenti, hastaları suistimal edilmeye açık hale getirmektedir. Psikiyatrist olmayan hatta uzaktan yakından konu ile ilgisi olmayan insanlar, yaşam koçları olarak, bilinç altı temizleyicileri olarak farklı isimlerle “terapi” yaptıklarını iddia ederek piyasada umut satmaktadırlar. Hatta sanki reenkarnasyon mutlak bir gerçekmiş gibi, önceki hayatlarında yaşadıkları yüzünden bu hastalığın olduğunu iddia edip önceki hayatındaki travmaları iyileştirerek tedavi ettiğini iddia edenler bile bulunmaktadır. Farklı isimlerin sonuna “terapi“ kelimesini koyarak bilimsel bir şeymiş gibi pazarlamaktadırlar.Bu konuda en çok hipnozun adı kötüye kullanılmaktadır. Eğer hipnozu yapan kişi reenkarnasyona inanıyorsa, ya da inanması hastaları etkilemeyi ve para kazanmayı sağlıyorsa, mutlaka hipnoz sırasında gelen imgeleri, geçmiş yaşam ile ilgili bağlantı kuracak şekilde yorumlayacaktır. Oysa rüyalarımızda da her akşam defalarca kez garip bulduğumuz, bağlantı kuramadığımız imgeler ortaya çıkar. Hipnozda da böyle imgeler ortaya çıkabilir. Bu imgeler bu hayattan önce bir hayatın varlığının kanıtı değildir. Sadece beynimizin her gece, kendini yenileme ve tamir etme sürecinde, nedenini tam olarak bilemesek de, rüya görmeye ve böyle imgeler yaratmaya ihtiyacı olduğunun kanıtıdır. Ruh sağlığı uzmanı olmayan kişiler, bunları hastaları etkileyip paraya dönüştürme amacıyla etkileyici bir şekilde hastalara pazarlayabilmektedir. Hastalar için de bu tür deneyimler farklı, iddialı, hatta çok etkileyici olmaktadır. Hatta bazıları, psikiyatristlerin çözemedikleri sorunları çözebildiklerini bile iddia edebilmektedir. Bir süre için bu etkilenmeden dolayı, plasebo etkisi ortaya çıkabilir. Öyle durumlarda, bir süre de olsa işe yaradığına göre bir sakıncasının olmadığı düşünülebilir. Oysa işe yaramasının bedeli, bilimsel olmayan yöntemlerdeki yorumların gerçek olduğunun sanılması ve bu inançların hastayı istismara açık hale getirmesidir. Bazı hastalıklarda gerçeği değerlendirme yetisi genel olarak ya da bazı alanlarda bozulur. Bu tür şeyler, gerçeği değerlendirme yetisinin iyice bozulmasına ve kafa karışıklıklarının artmasına sebep olur. Bu da hastayı hem hastalıklara, hem istismarcılara karşı daha da savunmasız hale getirir.
Hangi hastalık olursa olsun, bilimsel olarak kanıtlanmamış yöntemlerden kesinlikle uzak durulması, beden ve ruh sağlığı açısından çok önemlidir. Sağlıklı günler dileğimle…