İnkar

İnkar

A+ A-

Geçen hafta ego savunmalarından yansıtma hakkında yazmıştım. Bu hafta inkar hakkında bilgi vereceğim.

İnkar, herkesin ara ara kullandığı, ölüm ve yas süreçleri gibi bazı süreçlerin doğal savunması olarak devreye giren bir savunmadır. Belli oranlarda ve belli koşullarda olduğu zaman baş etmeyi kolaylaştıran ama olması gerekenden fazla kullanıldığında hayatı zorlaştıran bir savunmadır.İnkar savunması, dayanmada ya da kabul etmede güçlük çekeceğimiz dürtülerimiz, isteklerimiz, duygu ve düşüncelerimiz gibi içeriden gelen ya da ölüm gibi dışarıdan gelenleri yaşantıları, duygu ve düşünceleri yok sayma, görmezden gelmedir. Bazen gerçek çok aşikar olmasına rağmen, bilinçli olmayan tarafımız dayanamayacağını, baş edemeyeceğini düşünüyorsa, bu bilgiler bilinç düzeyinde hiç çıkarmaz.

İnkar yas sürecinin doğal bir parçasıdır. Sevilen birisi kaybedildiğinde, zihnimiz sanki öyle bir gerçeklik hiç olmamış gibi bir duygu hissettirir. Ara ara gerçeklik olduğu yüzüne çarparcasına fark edilir ama sonra tekrar inkar devreye girer. Bilinçli taraf, öyle bir şey olduğu bilir ama sanki duygu olarak hiç olmamış gibi hissedilir. Böylece zihin, kişinin taşıyabileceği oranda hissettirerek yavaş yavaş hazmetmesini sağlar.

İnkar bazı dönemlerin doğal bir parçası olmasına rağmen, fazla kullanıldığında önlem alınması gereken durumlarda önlem alınmasını engellemekte, kendimiz ve yaşadıklarımız üzerindeki farkındalıkların bozulmasını sağlamaktadır. Başımıza gelenlerdeki payımızı görmemizi engellemektedir. Sanki yaşananların sadece kurbanıyız da yaşananlar üzerinde hiç payımız yokmuş gibi hissetmemizi sağlayabilmekte, her şey başkasının düşüncesizliği, kötü niyeti ile oluyormuş gibi algılanmasına sebep olabilmektedir. Zaman kullanımından insan ilişkilerine kadar pek çok alanda inkar mekanizmasının etkileri olabilmektedir.

Hiçbir savunma, bizim bile isteye kullandığımız yöntem değildir. Zihnimiz otomatik olarak bizim haberimiz bile olmadan kendiliğinden, çocukluktan beri getirdiği savunmaları devreye sokar. Bazı savunmalar tamamen sağlıksız iken inkar gerekli zamanlarda ve miktarda devreye girdiğinde dayanmayı kolaylaştırır. Ancak savunmaların nasıl ve ne zaman devreye gireceği bizim kontrolümüzde olmadığı için değiştirmek için çaba göstermediğimiz sürece kendiliğinden otomatik olarak devreye girer. O yüzen uğraşmazsak, ne yaşadıysak, benzer örüntülerde yaşamaya devam edeceğimiz anlamına gelir. Hayatınızda değişmesini istediğiniz şeyler varsa, dış dünyanın değişmesini beklemek yerine kendi savunmalarınızı çalışmakta fayda olur.

“En büyük dostumu da düşmanımız da kendimiz “sözleri de bunları yansıtmaktadır. Kendimizin dostu olmamız dileğimle…

 


Kaynakça

https://unsplash.com/search/photos

28-08-2019
Dilek Türkoğlu

Dilek Türkoğlu

Psikiyatrist Dr.

İlk, orta ve lise eğitimimi Ankara Dikmen Lisesi"nde tamamladım. 1992 yılında Hacettepe Ü. Tıp Fakültesinden mezun oldum. Aynı yıl yapılan TUS sınavları ile çocukluğumdan beri istediğim psikiyatri ihtisası yapmaya hak kazandım. 1997 yılında Çukurova Üniversitesi Psikiyatri A. B. D da uzmanlığımı tamamlayarak Hacettepe Ü. Sağlık ve Rehberlik Merkezi"nde göreve başladım. 2001 yılında Hacettepe Üniversitesi"deki görevimden ayrılarak ODTÜ Sağlık ve Rehberlik Merkezi"ne başladım. 2009 yılında hekimler için tam gün  yasasının gündeme gelmesi nedeni ile devlet memurluğumdan istifa ettim. O zamandan beri kendi muayenehanemde  çalışmaktayım.

2004 yılında kurulan Ankara Tıbbi Hipnoz Derneği"nin (ATHD) kurucu üyelerindenim. ATHD, 2000"li yıllarda Türkiye"de hipnoz hakkında bir şey bilinmediği ve bu yüzden çaresiz insanların tıp dışındaki insanlar tarafından hipnoz adı ile suistimal edildiğini gözlediğimiz için, etik çalışan ve hipnoz hakkında doğru  bilgileri topluma yayan bir dernek olması amacı kurulmuş bir dernektir. Şu anda  derneğimizin  başkan yardımcılığı görevini gururla üstlenmekteyim.

2010-2020 yılları arasında Milliyet gazetesi Ankara ekinde de haftada bir olmak üzere köşe yazıları yazdım. 

Medya Çuvalı"nın ilk oluşmaya başladığı yıllardan beri, Medya Çuvalı ailesinin  bir parçası olmanın mutluluğu ile yazılarıma Medya Çuvalı" ndan devam etmekteyim. 

Evliyim, bir oğlum var.

 

0 542 725 88 08

0 542 725 88 08

drdilekturkoglu@gmail.com

Diğer Yazıları

Bu yazılar da ilginizi çekebilir