Öğretmenler Günü
Bugün sabah erkenden kalktım ve öncelikle sevdiğim öğretmenlerimi düşündüm teker teker. Her bir öğretmenimin yüzü gözümün önüne gelince, hoş bir gülümseme yayıldı yüzüme. Ses tonları, konuşma şekilleri geldi aklıma. Hayatıma dokunuşları…
Sevdiğim öğretmenlerimi düşünürken sevmediklerim de geldi aklıma. Onlardan da pek çok şey öğrendim. En azından bir kısmından neleri yapmayacağımı, nelere dikkat etmem gerektiğini öğrendim belki de. Yapmayacağım dediğim şeyleri yaparken kendimi bulduğum zamanları hatırladım. Mesela ne zaman birilerini yargılasam, benzemekten korkup durdurmaya çalıştım kendimi, bazılarında başaralı olamamış olsam da. Sonra belki de onların da başaramadıkları zamanlara denk gelmiş olabileceğini düşündüm. Sonra da her koşulda bir şeyler öğrenmiş olduğumu fark edip gülümsedim kendi kendime.
Teknoloji dünyasında öğrenmek için öğretmene gereksinin duymamaya başladık. İnternetten her şeyi buluyor, istediğimiz kadar dinleyip istediğimizi öğrenebiliyoruz. Konu öğrenmek artık eskisine göre çok daha kolay oldu. Ama öğretmenlerimi düşündüğümde aklıma gelenler derslerle ilgili değildi zaten. Ders değil, hayatıma dokunuşlarıydı yıllar sonra hatırladıklarım. En çok da gülümsemelerini hatırladığımı fark ettim. Matematik öğretmenimin masmavi gözlerinin içinin güldüğü zamanlar dün gibi gözümün önünde. İngilizce öğretmenimin espri yaparken ses tonunun değişmesi, biz İngilizce konuşmaya uğraşırken bize hissettirdiği onaylayan, takdir eden bakışı, senin için buradayım mesajlarını veren baş sallamaları… Bizim fikrimizi sorduğu zamanlarda verdiği “sizin fikrinizi önemsiyorum” mesajları… Bize güvendiklerini hissettirmeleri…
Çoğumuzun öğretmenlerimiz ile temasımız çocukluk ve ergenlik dönemlerinde olmuştur. Beynimizin yeni ağlar oluşturarak en fazla geliştiği, hamur gibi şekillendiği yaşlara denk gelir. O yüzden sadece dersleri değil, nasıl davranılacağını, nasıl tepkiler verileceğini, hatta beynimizdeki hangi alanların gelişeceğini bile öğretmenlerimiz etkiler. Dersleri öğrenirken, her öğrendiğimiz bilgi ile birlikte sinir hücrelerimizde dallanmalar olur ve yeni ağlar kurulur. Bu ağlar sonra öğreneceklerimizin daha kolay öğrenilmesinden, eski bildiklerimizle harmanlanarak yeni bağlantılar kurulmasına kadar pek çok şekilde farklılıklar getirir. Artık beynimiz aynı değildir yani artık biz aynı kişi değilizdir. Değişmiş, gelişmiş oluruz. Atatürk’ün “Eserinin üzerinde imzası olmayan yegane sanatkarlar öğretmenlerdir” sözü bunun çok güzel bir ifadesidir.
Hayatım boyunca beni geliştiren, öğretirken heyecanlandıran, sevgisini, şefkatini ve sabrını esirgemeyen bütün öğretmenlerimin ve tanıdığım ya da tanımadığım, her öğrencisinde dokunuşu olan bütün öğretmenlerimizin öğretmenler gününü en derin şükranlarımla kutlarım.
Kaynakça
Görsel: https: pexels.com