Çocuk İstismarı  - 2

Çocuk İstismarı - 2

A+ A-

İki haftadır çocuk istismarı hakkında yazıyorum. Çünkü bundan daha önemli bir konu olamaz ve yeterince vurgulamanın, sorunun farkına varılması ve çözülmesi için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bugün daha çok, cinsel istismar üzerinde duracağım.

Dünya Sağlık Örgütüne göre cinsel sağlık, cinsellik ve cinsel ilişkilerde zorlama ve şiddetten arınmış, hem keyifli hem de güvenli cinsel deneyimlere sahip olma olasılığının sonucu olarak olumlu ve saygılı bir yaklaşım gerektirir. Tanımdan da anlaşılacağı gibi zorlama ve şiddetten arınmış olması gerekir. Konu çocuk olduğunda ise “çocuğun rızası vardı” diye bir tanım söz konusu dahi olamaz.

İstismar genellikle tanıdıklar, yakınlar tarafından yapıldığı için çocukların genelde “rızası” olur! Çocuğa başka bir şans tanınmamıştır çünkü! Özellikle öz ya da üvey baba ve yakın akrabalar tarafından gerçekleşen durumlarda çocuğun itiraz edebilme ihtimali ne kadardır? Hatta ne kadar mümkündür? Kendinizi o çocuğun ortamında düşünürseniz ve çocuğun sağlıklı gelişebilmesi ve hatta var olabilmesi için olmazsa olmaz olanın ailesi tarafından sevilmek ve kabul edilmek olduğunu da düşünürseniz ve buna çocukların ne kadar korunabildiğini de eklerseniz, bu oran ne olur?

Çocuğun psikolojisinin bozulmadığı için ceza indirimi yapılması da anlaşılır gibi değildir. Çünkü küçük çocuklar olayın onlar üzerindeki etkisini ifade edecek durumda değildirler. Çocuk bu durumdan muzdarip olduğunu fark etmese bile yaşadıkları çocuğun sağlıklı kişilik gelişimini bozar. Bunu da yıllar geçmeden ayırt etmek mümkün değildir.

1990’da imzaladığımız çocuk haklarına dair sözleşme; çocukların yaşama hakkı, eksiksiz biçimde gelişme hakkı, zararlı etkilerden, istismar ve sömürüden korunma haklarını kapsamaktadır.

Pedofili, nekrofili (ölü sevicilik), ensest gibi hastalıklar, belli oranda her toplumda görülebilmektedir. Ancak çocuğun cinsel obje haline getirilmesinin normalleştirilmesi, insanların kendi çocuklarından tahrik olunabileceğinin söylenmesi, çocuk istismarının meşrulaştırılmaya çalışılması, bu oranı çok yükseltir. Sepetteki çürük domatesin diğerlerini de çürütmesi gibi toplumun ahlaki ve vicdani değerlerini çürütür.

Fatih Sultan Mehmet’in çok güzel bir sözü var: adalet ölürse devlet ölür.

 Bir milleti ayakta tutan şey parası, tankları, tüfekleri değil insanlarıdır. Bir milleti oluşturan insanlar ne kadar adalet duygusuna sahipse o millet o kadar sağlamdır. Her insana ayrımcılık yapmadan eşit insan olma hakkı  verildiği, başkasının hakkına tecavüz etmeyi mübah göstermeden kendi sınırı ile karşısındakinin sınırını ayırt edilebildiği  ve başkasının hakkına saygı göstermenin temel ilke olarak alındığı toplumlar güçlü toplumlar olur. Bunun zıddını temel alan değerlerin meşrulaşması, virüs gibi toplumları içten içe çökertir. Hele hele kendisini savunamayacak durumda olan ve var olması için birilerinin onu sevmesine ve bakım vermesine muhtaç olan çocuklarla ilgili gayri ahlaki ve gayri insani değerlerin meşrulaştırılması asla affedilemez.

Çocuklar cinsel obje olarak görülemez, çocuğu taciz edenin “çocuk beni tahrik etti, o da istedi, onun da hoşuna gitti” gibi mazeretleri olamaz. Allah, insanlara kullanmaları için akıl ve irade vermiştir. Cinsel dürtüler, hayvanlarda da vardır ama onlar bile karşıdaki hayvan kabul etmezse zorla tecavüz etmezler. İnsanlarda dürtüleri kontrol etme becerisi, akıl ve irade sahibi oldukları için hayvanlardan daha fazladır. Yeter ki kontrolsüzlük yüceltilmesin.

Birilerinin çocukları taciz etmemesi için çocukları saklanması, topluma çıkarılmaması, o toplumda insanlığın ve insana saygının değil çocuklara tacizde bulunmak gibi anormal davranışların normalleştirildiği ve sapıklığın yüceltildiği  anlamına gelir.

Günümüzde savaşlar eskisi gibi tankla tüfekle olmuyor. Önce insani değerleri, vicdanı ve ahlakı öldürüyorlar. Sonra toplumlar, yaşadıkları sorunlar hızla arttığından kendiliğinden çökme noktasına geliyor zaten. O yüzden verilen mesajların ne kadar vicdana, ahlaka ve adalet duygusuna uygun olduğu sorgulandıktan sonra kabul edilmesi gerekmektedir. Bir şeyler söylendiğinde ilk soru: “Bu söylenen adalete uygun mu?” Olmalıdır.

Eğer bir toplumda adalet duygusu olan insanların aptal, enayi gibi değerlendirilip adalet duygusu olmayanlara pirim veriliyorsa, toplum olarak tehlikedeyiz demektir. Çocuk istismarlarını normalleştirme eğilimi bunun en somut göstergesidir.

Çocuklarımız geleceğimizdir. Kız ya da erkek çocuk fark etmeksizin hepsini bütün kötülüklerden koruyalım. Çocuklarımıza kıymayalım.

Çocukların haklarının korunduğu güzel bir gelecek dileğimle…

 

14-11-2017
Dilek Türkoğlu

Dilek Türkoğlu

Psikiyatrist Dr.

İlk, orta ve lise eğitimimi Ankara Dikmen Lisesi"nde tamamladım. 1992 yılında Hacettepe Ü. Tıp Fakültesinden mezun oldum. Aynı yıl yapılan TUS sınavları ile çocukluğumdan beri istediğim psikiyatri ihtisası yapmaya hak kazandım. 1997 yılında Çukurova Üniversitesi Psikiyatri A. B. D da uzmanlığımı tamamlayarak Hacettepe Ü. Sağlık ve Rehberlik Merkezi"nde göreve başladım. 2001 yılında Hacettepe Üniversitesi"deki görevimden ayrılarak ODTÜ Sağlık ve Rehberlik Merkezi"ne başladım. 2009 yılında hekimler için tam gün  yasasının gündeme gelmesi nedeni ile devlet memurluğumdan istifa ettim. O zamandan beri kendi muayenehanemde  çalışmaktayım.

2004 yılında kurulan Ankara Tıbbi Hipnoz Derneği"nin (ATHD) kurucu üyelerindenim. ATHD, 2000"li yıllarda Türkiye"de hipnoz hakkında bir şey bilinmediği ve bu yüzden çaresiz insanların tıp dışındaki insanlar tarafından hipnoz adı ile suistimal edildiğini gözlediğimiz için, etik çalışan ve hipnoz hakkında doğru  bilgileri topluma yayan bir dernek olması amacı kurulmuş bir dernektir. Şu anda  derneğimizin  başkan yardımcılığı görevini gururla üstlenmekteyim.

2010-2020 yılları arasında Milliyet gazetesi Ankara ekinde de haftada bir olmak üzere köşe yazıları yazdım. 

Medya Çuvalı"nın ilk oluşmaya başladığı yıllardan beri, Medya Çuvalı ailesinin  bir parçası olmanın mutluluğu ile yazılarıma Medya Çuvalı" ndan devam etmekteyim. 

Evliyim, bir oğlum var.

 

0 542 725 88 08

0 542 725 88 08

drdilekturkoglu@gmail.com

Diğer Yazıları

Bu yazılar da ilginizi çekebilir