Karşıt Tepki Kurma

Karşıt Tepki Kurma

A+ A-

Bilinçaltı tarafından kabul edilmeyen dürtüler, istekler, düşüncelerin yarattığı anksiyete ile baş edebilme amacı ile zihnimiz savunma mekanizmalarını kullanır. Farkında olmadan, tamamen bilinçsiz ve otomatik olarak ortaya çıkar. Bugün karşıt tepki kurma (reaksiyon formasyon) savunma mekanizmasının üzerinde duracağız.

Karşıt tepki kurma, adından anlaşılacağı gibi içimizden geçen kabul edilmez buluğumuz dürtülerin, isteklerin tam zıddının yapılması, savunulması şeklinde ortaya çıkar. Dedikodularda ve başkalarını acımasızca eleştirilerinde sıkça görüldüğü düşünülen bir mekanizmadır. Savunma mekanizmalarının ilk tanımlandığı zamanlardan beri verilen en klasik örnek, homoseksüel dürtüleri olan kişilerin homoseksüellere aşırı tepki göstermesi, aşağılamasıdır.  Ya da yalan söyleyenlerin sürekli yalanı hiç sevmediklerini yerli yersiz dile getirmeleri karşıt tepki vermeye verilebilecek örneklerdendir. Filmlerde karşıt tepki vermenin abartılmış halini görürüz. Örneğin çocuğu dövecekken birisi gelir, kaldırdığı el, sanki okşamak için kalkmış gibi davranılır. Gerçek hayattakilerin filmlerden farkı, fark ederek değil, bilinç dışı süreçler olarak yaşanmasıdır. Çıkarı için bile isteye farklı davranılıyorsa savunma mekanizması olarak tanımlanmaz.

 

Karşıt tepki kurmanın savunma mekanizması olarak kullanılması, obsesif kompülsif bozuklukta görülür. Kişi, içinden gelen kabul edemeyeceği dürtü, duygu ve düşüncelerini, bir hareket, ritüel ya da yine bir düşünce ile bozmaya çalışır. Karşıt tepki kurarak sıkıntı ile baş edebilmek için ne kadar uğraşılırsa hastalık o kadar artar. Bir anlamda büyüsel olarak, yapacağı bir hareket ya da düşünce ile silmeye çalışır ama uğraştıkça hastalık derinleşir. Örneğin içinden gelen dürtüyü, duyguyu, korkuyu sanki bir yerleri temizleyerek silebilecek gibi temizlik yapar ama gerçekçi bağlantı olmadığı için çözüm olmaz hatta ne kadar çok yapılırsa o kadar hastalık derinleşir. Savunma olarak ortaya çıkmış olan bir mekanizma, hastalığın artması ile sonuçlanır.

Sağlıklı günler dileğimle…

 


Kaynakça

Görsel: unsplash.com

03-09-2019
Dilek Türkoğlu

Dilek Türkoğlu

Psikiyatrist Dr.

İlk, orta ve lise eğitimimi Ankara Dikmen Lisesi"nde tamamladım. 1992 yılında Hacettepe Ü. Tıp Fakültesinden mezun oldum. Aynı yıl yapılan TUS sınavları ile çocukluğumdan beri istediğim psikiyatri ihtisası yapmaya hak kazandım. 1997 yılında Çukurova Üniversitesi Psikiyatri A. B. D da uzmanlığımı tamamlayarak Hacettepe Ü. Sağlık ve Rehberlik Merkezi"nde göreve başladım. 2001 yılında Hacettepe Üniversitesi"deki görevimden ayrılarak ODTÜ Sağlık ve Rehberlik Merkezi"ne başladım. 2009 yılında hekimler için tam gün  yasasının gündeme gelmesi nedeni ile devlet memurluğumdan istifa ettim. O zamandan beri kendi muayenehanemde  çalışmaktayım.

2004 yılında kurulan Ankara Tıbbi Hipnoz Derneği"nin (ATHD) kurucu üyelerindenim. ATHD, 2000"li yıllarda Türkiye"de hipnoz hakkında bir şey bilinmediği ve bu yüzden çaresiz insanların tıp dışındaki insanlar tarafından hipnoz adı ile suistimal edildiğini gözlediğimiz için, etik çalışan ve hipnoz hakkında doğru  bilgileri topluma yayan bir dernek olması amacı kurulmuş bir dernektir. Şu anda  derneğimizin  başkan yardımcılığı görevini gururla üstlenmekteyim.

2010-2020 yılları arasında Milliyet gazetesi Ankara ekinde de haftada bir olmak üzere köşe yazıları yazdım. 

Medya Çuvalı"nın ilk oluşmaya başladığı yıllardan beri, Medya Çuvalı ailesinin  bir parçası olmanın mutluluğu ile yazılarıma Medya Çuvalı" ndan devam etmekteyim. 

Evliyim, bir oğlum var.

 

0 542 725 88 08

0 542 725 88 08

drdilekturkoglu@gmail.com

Diğer Yazıları

Bu yazılar da ilginizi çekebilir