Şizofreni ve Tiyatro II
Önceki haftalarda Dr. Basri Köylü tarafından şizofreni hastalarının sesini duyurmak ve tedavilerine katkıda bulunmak amacıyla hayata geçirilen “Ben de Varım” isimli tiyatro oyunundan bahsetmiştik. Oyuncular şizofreni tanısıyla klinikte yatmakta olan ve önemli bir kısmı bakımevinde yaşamakta olan kronik hastalardı.
Dr. Basri Köylü kendi kliniğinde yatan kronik şizofrenik hastaları, önce sadece sosyalleştirebilmek, dolayısı ile hastalığın yıkıcı etkilerine karşı direnebilmelerini sağlamak için bir oyunda oynatmaya karar verdi. Hastaların sosyalleşmeleri, topluma karışabilmeleri ve en önemlisi de etiketlenmelerden kurtulabilmeleri çok önemliydi. Halk arasında, bir akıllıya 40 kez deli dersen deli olur derler. Bu söz, etiketlemenin önemini çok güçlü ve doğru vurgular. Şizofreni hastaları, bir yandan hastalıklarıyla mücadele ederken bir yandan da toplumsal etiketlemelerin etkisiyle giderek içe kapanırlar. Kendisi de tiyatro ile ilgilenmekte olduğu için tiyatronun bu hastalar için çok pozitif etkilerinin olacağını düşünen Dr. Köylüoğlu, dört yıl boyunca mesaisinin dışındaki zamanlarda hastalarla çalışmaya başlar.
Bundan sonraki aşamaları Dr. Basri Köylü ’nün kendi ağzından dinleyelim:
“Ben Aksaray Devlet Hastanesi'nden psikiyatri uzmanı Dr. Basri köylü. Tiyatrocuyum. 1 yıldır Aksaray da şizofreni hastalarının sesini duyurmak, tedavilerine katkıda bulunmak, toplumsal önyargılar ile mücadele etmek, bu hastalığı doğru anlatmak, toplumsal farkındalık yaratmak, toplumun dışında yaşayan bu insanlarımızı toplum ile buluşturup "barıştırmak amacıyla 1 yıl önce yaklaşık 20 şizofreni hastasından oluşan bir tiyatro topluluğu kurdum. Şimdiye kadar, çeşitli şehirlerde yaklaşık 20 gösteri yaptığımız bu proje ile hastalarımızın hayata yeniden tutunduklarını, hastalık belirtilerinde önemli gerilemeler olduğunu, konuşma ve iletişimlerinin arttığını, kendilerini ve duygularını daha iyi ifade ettiklerini, motivasyon ve özgüvenlerinin arttığını, hastane yatışlarının, alevli dönemlerinin, ilaç doz ve uyumlarının arttığını gözlemledik. Gösterilerde insanların "biz böyle bilmiyorduk" diyerek hastalarımıza sarıldıklarını, yardım etmek istediklerini yani önyargıların kırıldığını ve empatilerinin geliştiğini fark ettik.
Bu proje ile ben 2015 yılı "Sabancı Vakfı Fark Yaratanı" seçildim. Yine 2015 yılında Ulusal Psikiyatri Kongresi'nde bu çalışmayı tıp camiasına sundum ve "psikiyatri de yeni bir bakış, yeni bir model" olmasına yönelik çok önemli geri bildirimler aldım. Ulusal ve uluslararası platformlara taşımayı hedeflediğim bu projenin, daha fazla insana duyurulması için çok önemli organizasyon, kongre, festival ve üniversitelerden davetler almaktayız. Ülkemizde sayıları yaklaşık 1 milyon olan ve aileleri ile 5 milyonu ilgilendiren ve aynı zamanda önemli oranda "engelli" olan bu insanlarımızın sesi olmak istiyoruz. Bir insanlık, kardeşlik, sevgi ve barış projesi olan "Ben de Varım Tiyatrosu" nu toplumun her kesimi ile buluşturmak istiyoruz. İlgi gördüklerinde neler başarabildiklerini herkes görsün istiyoruz. Umut hiç bitmedi diyoruz. Umut hep devam etsin diyoruz. "Bu toplumda biz da varız" diyoruz. Hayatınızdan bize 1 saatinizi ayırın diyoruz. Lütfen bizi anlamaya çalışın diyoruz. "Engelleri birlikte aşmaya, önyargıları birlikte kırmaya siz de var mısınız? “diyoruz. Biliyoruz: "dünyanız küçük değil, kalbinizde bize de yer var". Lütfen bizi izleyin. Lütfen.
“Ben de Varım” ekibi, davet aldıkları şehirlere gidip oyunlarını sergilemektedir. Böyle bir oyunu izledikten sonra hem şizofrenik hastalara hem de sizin yaşantınızda ve hayata bakışınızda önemli değişiklikler olacaktır. Grubun programını facebook ve youtube’da ”Ben de Varım Tiyatrosu” adresinden takip edebilirsiniz.
Dr. Basri Köylü’yü ve muhteşem oyuncuların hepsini yürekten kutluyorum. Herkes için umut olan böyle çalışmaların, hep desteklenmesi ve var olması dileğimle…