Psikoterapi Hangi Durumlarda İşe Yarar?

Psikoterapi Hangi Durumlarda İşe Yarar?

A+ A-

İnsan beyni var olan en muhteşem mekanizmadır. Öyle ki, nasıl programlandığı ve  sınırları hala tam olarak çözülememiştir.

Bilgisayar programlarında başlangıçta bir yazılım olur. Sonra bütün girdiler, o programa göre işlenir ve çıktılar oluşur.

İnsan beyni bir yanı ile bilgisayar programına benzer iken, bir yanıda oldukça    büyük  farklılıklar gösterir.

Benzeyen yanları, programda ne varsa, bütün girdileri o şekilde işleyerek çıktı da onunla uyumlu olacak şekilde olur.

Örneğin, eğer program; insanlar kötüdür, güvenilmez şeklinde ise, her karşılaştığı örnekte bunu doğrulayacak yaşantılar olur.

Arkadaşı belki yüz kez iyilik yapmıştır ama bir kez kötülük yapınca, insanlar kötüdür inancını pekiştirmiş olur. Hatta geçmişte yaptığı iyilikleri de “geçmişte samimiyetsizdi zaten” gibi kötü anlama yoracak bir şeyler bulur.

İnsan beyninin bilgisayara benzemeyen yanı ise, insan beyni  kendi kendine sürekli program oluşturabilme becerisine sahiptir.

Psikoterapi bu beceriden dolayı etkili olur.

Eğer bir kez yazılsa ve hiç değiştirilemeyecek olsaydı, psikoterapilerin etkili olma ihtimali olmazdı.

Zihnimizin sürekli yeni programlar oluşturabilme becerisi sağ kalma için oldukça gerekli bir beceridir.

Özellikle bir şeyin zararlı ya da tehlikeli olduğunu hemen öğrenmeliyiz ki aynı hataları tekrar tekrar yapmayalım.

Aynı sebepten dolayı yazık ki kaygı uyandıran ya da korkutan bilgiler çok daha hızlı programın bir parçası olurken, pozitif olanlar, güvende olmak adına daha yavaş programın bir parçası haline gelir.

Hatta genellikle tek başımıza yaptığımız değerlendirmelerde, pozitif olanlar fark edilemediği için programa hiç dönüşemeyebilir. Özellikle bu tür durumlarda farkındalık yaratılması önemlidir.

Bunların dışında biyokimya da, duygularımız ve düşüncelerimizde çok önemlidir.

İyi hissettiğimiz zamanlarda yaşananlardaki olumlu şeyleri fark etme ve programa dönüştürebilme becerisi daha yüksekken, kötü hissettiğimiz zamanlarda tam tersine olumlu olanları görmeme hatta içindeki olumsuzu bulup ona odaklanabilme  olasılığı daha yüksek olmaktadır.

Görüldüğü gibi, beynimiz, bilgisayara göre birçok etkenle değişime uğrayabilecek çok daha karmaşık bir sistemdir.

Bu sistem içinde biyokimya üzerine, ilaçlarla direk etki yaparak psikoterapi sürecindeki öğrenme ile olan oluşan etki ile aynı hedefe ulaşılmasını sağlamaktadır.

Ancak psikoterapi ile gidilen yol bilindiği için gerekli olduğunda tekrar aynı yoldan giderek hedefe ulaşılabilme olasılığı daha yüksektir.

Bütün bu süreç boyunca, gerçeği değerlendirme yeteneğinin bozulmamış olması yol alabilmeyi çok kolaylaştırabilmektedir.

Gerçeği değerlendirme yeteneğinin bozulduğu hastalıklarda (psikotik bozukluklar grubunda) psikoterapi daha yavaş ve daha sınırlılıklarla uygulanabilmektedir.

Hastalığa ve yaşadıklarına ilişkin içgörü ve farkındalıklar ne kadar yüksekse, düşünce esnekliği ne kadar iyiyse, psikoterapiye verilen cevaplar da o kadar umut verici olmaktadır.

Önümüzdeki hafta kaldığımız yerden devam etmek üzere, iyi haftalar dileğimle…

 

14-11-2017
Dilek Türkoğlu

Dilek Türkoğlu

Psikiyatrist Dr.

İlk, orta ve lise eğitimimi Ankara Dikmen Lisesi"nde tamamladım. 1992 yılında Hacettepe Ü. Tıp Fakültesinden mezun oldum. Aynı yıl yapılan TUS sınavları ile çocukluğumdan beri istediğim psikiyatri ihtisası yapmaya hak kazandım. 1997 yılında Çukurova Üniversitesi Psikiyatri A. B. D da uzmanlığımı tamamlayarak Hacettepe Ü. Sağlık ve Rehberlik Merkezi"nde göreve başladım. 2001 yılında Hacettepe Üniversitesi"deki görevimden ayrılarak ODTÜ Sağlık ve Rehberlik Merkezi"ne başladım. 2009 yılında hekimler için tam gün  yasasının gündeme gelmesi nedeni ile devlet memurluğumdan istifa ettim. O zamandan beri kendi muayenehanemde  çalışmaktayım.

2004 yılında kurulan Ankara Tıbbi Hipnoz Derneği"nin (ATHD) kurucu üyelerindenim. ATHD, 2000"li yıllarda Türkiye"de hipnoz hakkında bir şey bilinmediği ve bu yüzden çaresiz insanların tıp dışındaki insanlar tarafından hipnoz adı ile suistimal edildiğini gözlediğimiz için, etik çalışan ve hipnoz hakkında doğru  bilgileri topluma yayan bir dernek olması amacı kurulmuş bir dernektir. Şu anda  derneğimizin  başkan yardımcılığı görevini gururla üstlenmekteyim.

2010-2020 yılları arasında Milliyet gazetesi Ankara ekinde de haftada bir olmak üzere köşe yazıları yazdım. 

Medya Çuvalı"nın ilk oluşmaya başladığı yıllardan beri, Medya Çuvalı ailesinin  bir parçası olmanın mutluluğu ile yazılarıma Medya Çuvalı" ndan devam etmekteyim. 

Evliyim, bir oğlum var.

 

0 542 725 88 08

0 542 725 88 08

drdilekturkoglu@gmail.com

Diğer Yazıları

Bu yazılar da ilginizi çekebilir