Ya Hep Ya Hiç
“Ya hep ya hiç” şeklindeki düşünce oldukça sık gördüğümüz düşünce hatalarındandır. Daha önce yazdığım genelleme hatasının daha da ileri boyutudur.
Örneğin; yazacağı tez çok iyi olmamışsa, kişi hiçbir şey yapamamış gibi hissedilebilir. Hatta çok iyi hazırlamak için o kadar dağılabilir ki, elinde bir çok şey olmasına karşın bunların hiçbirisini bir araya getiremediği için ortaya hiçbir şey çıkaramamış olur. Yapabileceklerini görüp olabilecek en iyiyi ortaya çıkarmak yerine yapamadıklarına odaklanıp hiçbir şey yapamaz.
Bu düşünce hatası mükemmeliyetçi kişilerde sıklıkla görülür. Bu kişiler için her şey tam değilse hiç olmamış anlamına gelir. Örneğin evin her tarafı temizlenmiş ama sandalyelerin ayaklarının tozu alınmamışsa, gün boyunca yapılan o kadar iş tamamen sıfırlanabilmektedir.
Bu kişiler genellikle bu düşüncelerini hata olarak görmez, olması gerekenin böyle olduğunu düşünürler.
Düşüncelerinin doğruluğunu savunurken verdikleri en klasik örnek, süte sinek düşünce sütün yüzde birine düştü, yüzde doksan dokuzuna dokunmadı der misiniz? diye sorarlar. Oysa verdiği örneğin kendisi de aynı düşünce hatasının örneğidir.
Sinek –en azından bizim toplumumuzdaki - herkes için yüzde yüz kirlidir ve sadece olduğu alanı kaplamaz, her tarafı kirletir. Sinek kadar net, herkesin hemfikir olduğu konular oldukça nadirdir.
Örneğin toplumlarda hırsızlık yapmak, yolsuzluk yapmak, tecavüz etmek, çocuk istismarları gibi konular herkes için kötüdür. Bunlar olursa genellikle herkes aynı şekilde tepki verir ve o kişinin diğer iyi özelliklerini gölgede bırakır ama bu kadar net olunan konuların sayısı iki elin parmaklarını geçmez.
Onun dışındaki diğer konularda aynı şekilde davranmak, iyi şeylerin ortaya çıkmasını engeller.
Çok sevdiğim bir söz vardır ; “İyinin düşmanı mükemmeldir” derler. Mükemmel olmayacaksa hiçbir şeyi kabul etmemek iyi şeylerin de üretimini azaltır. Elbette elimizden gelenin en iyisini yapmak için uğraşalım ama mükemmele ulaşmayacaksa bile iyi bir şey yapmak, hiçbir şey yapmamaktan iyidir. İyiyi geliştirerek mükemmele ulaşılabilir ama hiçbir şey yapmazsak hiçbir yere ulaşılamaz.
Bu hata insan ilişkilerinde de sık yapılır. Bir kişinin beğenmediğimiz bir yönünü gördüğümüzde “beş para etmez” diye değerlendirmek, o kişinin diğer iyi yönlerini görmezden gelmek doğru değildir.
Çok sevdiğim bir arkadaşım “herkesin olumlu ve olumsuz tarafları olur, ben insanların olumlu taraflarıyla ilişki kurmaya çalışırım” der. İnsanları, olayları “toptancılık” yaparak değerlendirmek yerine her özelliği ayrı ayrı fark edip ona göre değerlendirmek daha doğrudur. Kendimiz ve yakınlarımız için de benzer şekilde düşünmek, bizi daha gerçekçi adımlar atabilmeye götürür.
Eğer sizde de böyle bir düşünme hatası olduğunu fark ederseniz, olabildiğince esnetmeye çalışın. “En iyisi” yerine “elimden gelenin en iyisi”olarak değiştirmeye çalışın. Bütün değişimler gibi başlangıçta zor olacaktır ama esnedikçe daha üretken ve daha iyi olduğunuzu fark edeceksiniz.
İyi bir hafta dileğimle…