Boşanmanın çocuğa etkisi

Boşanmanın çocuğa etkisi

A+ A-
Geçen haftalarda boşanma konusuna değinmiştik.
Boşanmanın en önemli kısmı belki de çocuğa olan etkisi olacaktır.
Bu konuda Gazi Üniversitesi Çocuk Psikiyatrisi A.B.D. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elvan İşeri’nden bilgiler alacağız;
Evlilikler yolunda gitmeyip çiftler boşanma sürecine girdiğinde aile için yeni bir dönem başlar.
Elbette hiç kimse boşanacağını düşünerek evlenmez. Ancak yaşam olayları ve ilişkiler birlikteliğin sürdürülmesini güçleştirdiğinde ayrılma bir çözüm olarak gündeme gelebilir.
Çocuklu aileler için boşanma olayının yönetilmesi ayrı bir özen ve dikkat gerektirir.
Evli çiftlerin, tıpkı evlenme kararında olduğu gibi ayrılma kararında da kendileri karar vermek durumunda olsalar da düşünmeleri gereken çocukları olduğu bir gerçektir.
Nitekim ayrılığın karı koca ilişkisine bir son verdiği ancak anne babalıktan ayrılmanın olamayacağı bilinmeli ve çocuğa bu güven duygusu verilmelidir.
Nasıl ki ailenin bir düzeni varsa boşanmış ailenin de bir düzeni olmalı, çocuğun kiminle kalacağı kiminle ne zaman görüşeceği hususları bir netlik ve düzen içinde olmalıdır. Çocuk beklenti kaygısı yaşamasın diye bu düzeni sürekli bir biçimde sürdürmek gerekir. Yeni düzeni kuracak olan anne babalardır.
Çocuğa kiminle yaşamak isterse onunla yaşayabileceği gibi kararları bırakarak sorumluluk vermek ona yük olur, kararsızlık yaratır.
Boşanma birçok yönü ile gelişmekte olan çocukları etkileyen önemli bir süreçtir. Boşanma öncesi gerginlik ya da belirsizlik çocukta kaygıyı artırır.
Bazı ebeveynler boşanmasalar bile sık sık boşanacaklarını söyleyerek çocukta böyle bir korkuya yol açan davranışlar sergilerler.
Bazen ise çok sıkıntılı bir evlilikte çocuğa bir sorun yansıtmak istemedikleri için rol yaparlar ancak unutulmamalıdır ki çocuklar aile içinde yaşanan duyguları çok rahat algılarlar.
Onlara boşanma kararını kesin olarak almadan boşanacaklarını söylemeleri pek uygun olmaz, bunun yerine zamana ihtiyaç duyduklarını ve en uygun çözümü bulacaklarını anlatabilirler. 
Çocuklar açısından boşanmada önemli olan anne babanın yaşadığı ve çocuklara bulaştırdığı sürecin nasıl sürdüğü ve sonlandığıdır. Boşanma bir süreçtir ve bu süreç tamamlanmadığında olumsuzluklar sürekli ilişkilere yansıyacaktır. 
Bu dönemi sağlıklı geçirebilmek ve boşanma kararını en uygun zamanda alabilmek için çiftler danışmanlık alabilirler.
Bazen boşanma için hazır olmadan alınan karar bir tarafın olaya uyumunu güçleştirebilir. Uyumda zorlanmış ebeveynin mutsuzluğu çocuğa yansıdığında çocukta da uyum güçlükleri ortaya çıkabilir.
Unutulmamalıdır ki çocuğun mutluluğundaki en önemli belirleyicilerden birisi anne babasının mutluluğudur. 
Eğer kaygı ya da karamsarlık gibi bir ruhsal bozukluk belirtileri gelişmişse bunların tedavisi, bu sorunlara yol açan düzensizliklerin giderilmeye çalışılması ve eşlerin anne baba işlevinin hatırlatılması için çocuk ve ergen psikiyatristine başvurmak yararlı olmaktadır.
Boşanma sonrasında eşleri bekleyen önemli bir zorluk da halledilemeyen bu duygulardır. Eşlerden biri ya da ikisinde öfke, kızgınlık, aldatılmışlık ya da öç alma duyguları sürebilecek, bu ise iletişime yansıyacaktır.
Küsme, cezalandırma, karşıdakini zor duruma düşürme ya da ebeveynlik işini ilişkide kullanma sık karşılaşılan tutumlardır.
Zamanla özlemler ve uyum sorunları, karşılıklı yaşanan olumsuz duyguların arkasından çıkmaya başlayacak bu kez de yakınlaşma çabaları başlayabilecektir.
Tüm bu ebeveyn tutumları çocuğun kafasını karıştıracaktır.
Boşanma sürecinde eşler sıklıkla bu kararın çocuklara nasıl bildirileceğini danışmak için danışmanlık istemektedirler.
Artık resmiyete dökülmüş ve gelecekte yapılacaklar netleşmişse bu kararın çocuğa bildirilmesi gerekir.
Söylenecek cümlelerin nasıl olacağından çok içeriğinde nelere dikkat edilmesi gerektiği önemlidir. Bu kararda karşıdaki eşi suçlamadan mesaj iletilmelidir.
Onun iyi bir insan olduğu, ancak birlikte anlaşamadıklarını ve birbirlerini mutsuz ettiklerini belirtmek, bu süreçte çocuğun rolünün olmadığını vurgulamak gerekir.
Hem boşanmaya doğru giden dönemde hem de boşanma sonrasında bazı çocuklar anne babalarının ilişki sorununu çözmeye, onları birarada tutmaya çalışma gibi rollere girerler.
Bazen bu role girmelerini teşvik eden aile üyeleri olur. Oysaki ne boşanmayı ne de evliliğin sürmesini sağlayacak olan onlar değil eşlerin ta kendisidir.
Kendilerini bu yüzden başarısız hisseden çocuklar olur.
Bu duygu ve düşüncelerin önüne geçmek için anne babaların farkındalığı ve tutumları çok önemlidir. Çocuklar anne-babalarının boşanmasından kendilerini suçlayabilirler.
Bu yüzden, boşanma sebebinin çocukla hiçbir ilgisinin olmadığı, bunun anne ile babanın arasındaki anlaşmazlıktan kaynaklandığı açıkça anlatılmalıdır.
Boşanma sırasında, çocuklar mahkeme, eşya dağılımı, nafaka gibi konulardan haberdar edilmemelidir.
Anne babanın ebeveynlik işlerini kolaylaştırmak amacıyla boşanma sonrasında da ortak tutum belirlemeleri iyi olacaktır. Çocukla ilgili önemli konularda eşlerin birbirleriyle çelişen davranışlar göstermemeleri gerekir.
Verdiği bilgilerden dolayı Prof. Dr. Elvan İşeri’ne teşekkür ederim.
İyi günler yaratma ve yaşama dileğimle…
 
 
10-11-2017
Dilek Türkoğlu

Dilek Türkoğlu

Psikiyatrist Dr.

İlk, orta ve lise eğitimimi Ankara Dikmen Lisesi"nde tamamladım. 1992 yılında Hacettepe Ü. Tıp Fakültesinden mezun oldum. Aynı yıl yapılan TUS sınavları ile çocukluğumdan beri istediğim psikiyatri ihtisası yapmaya hak kazandım. 1997 yılında Çukurova Üniversitesi Psikiyatri A. B. D da uzmanlığımı tamamlayarak Hacettepe Ü. Sağlık ve Rehberlik Merkezi"nde göreve başladım. 2001 yılında Hacettepe Üniversitesi"deki görevimden ayrılarak ODTÜ Sağlık ve Rehberlik Merkezi"ne başladım. 2009 yılında hekimler için tam gün  yasasının gündeme gelmesi nedeni ile devlet memurluğumdan istifa ettim. O zamandan beri kendi muayenehanemde  çalışmaktayım.

2004 yılında kurulan Ankara Tıbbi Hipnoz Derneği"nin (ATHD) kurucu üyelerindenim. ATHD, 2000"li yıllarda Türkiye"de hipnoz hakkında bir şey bilinmediği ve bu yüzden çaresiz insanların tıp dışındaki insanlar tarafından hipnoz adı ile suistimal edildiğini gözlediğimiz için, etik çalışan ve hipnoz hakkında doğru  bilgileri topluma yayan bir dernek olması amacı kurulmuş bir dernektir. Şu anda  derneğimizin  başkan yardımcılığı görevini gururla üstlenmekteyim.

2010-2020 yılları arasında Milliyet gazetesi Ankara ekinde de haftada bir olmak üzere köşe yazıları yazdım. 

Medya Çuvalı"nın ilk oluşmaya başladığı yıllardan beri, Medya Çuvalı ailesinin  bir parçası olmanın mutluluğu ile yazılarıma Medya Çuvalı" ndan devam etmekteyim. 

Evliyim, bir oğlum var.

 

0 542 725 88 08

0 542 725 88 08

drdilekturkoglu@gmail.com

Diğer Yazıları

Bu yazılar da ilginizi çekebilir