Rasyonalizasyon (Ussallaştırma)
Ussallaştırma hakkında daha önce de bilgiler vermiştim. Ancak savunma mekanizmalarının içinde önemli yer tuttuğu için tekrar bahsetmekte fayda olduğunu düşünüyorum.
Bazı savunmalar daha çok hastalıklarda kendini gösterir. Oysa ussallaştırma, bazı kişilik bozukluklarında daha fazla görülse de herkes tarafından mutlaka zaman zaman kullanılmaktadır. Ussallaştırmada içten gelen kabul edilmeyen istekler, dürtüler, çatışmalar, korkular … mantıklı bir sebebe büründürülür. Kişinin kendisi de ussallaştırdıkları sebeplere tamamen inanır. Örneğin, başarısız olma kaygısından dolayı, yorgun olunmamasına ve dersin bitirilmesi gerektiğinin bilinmesine rağmen yorgunluk hissedip biraz daha dinlenmenin verimi arttıracağı düşüncesi ile çalışmayı erteleme sık yapılan ussallaştırmalardandır. Ya da reddedilme kaygısının yoğunluğundan dolayı hiç adım atılamamasını, “nasıl olsa kabul edilmeyecekti” diyerek ussallaştırma da oldukça sık gördüklerimizdendir.Ussallaştırma, belli oranda kullanıldığında kaygının aşırı olmasını engeller ancak kaygı, korku ya da dürtünün fark edilmesini engellediği için tekrar tekrar aynı hataların yapılmasına da çanak tutar. O durumda hayat “çok mantıklı bahtsızlıkların” tekrarından oluşacaktır. Ussallaştırmanın hiç yapılmaması mümkün değildir ama ne kadar fazla ise hayatımıza o kadar çok ipotek koyacaktır. Üstelik ussallaştırma, her zaman bizi iyi hissettirecek şekilde de gelmeyebilir. Ders çalışsa geçme ihtimali olan konularda bile “salağım ben, çalışsam da yapamam” ya da “bu sınava az zaman kaldı, buna girip kötü not alırsam hoca beni mimler” diye düşünüp sınava girilmemesi ve geçme ihtimali olan bir dersten kalınması gibi örnekler pek çok kişilerin hayatında tekrar tekrar yaşadıkları deneyimlerdir.
Ussallaştırdıklarımız, tamamen inandıklarımız olduğu için bize çok mantıklı gelecektir. Ancak eğer çevreden sıklıkla uyarı geliyorsa ve hayat hep aynı hatalarla dolu ise, dışarıdan gelen uyarıları önemsemekte fayda olacaktır. Aksi takdirde fark etmek zordur, o yüzden çözüm üretmek daha da zor hale gelir.
Usumuzun bizi sabote edecek değil, güçlendirecek şekilde hayatımıza yön vermesi dileğimle…
Kaynakça
Görsel: unsplash.com