
Geç Kalma Alışkanlığı
Çocukların zamanı algılamayı öğrenmeleri, diğer pek çok şeye kıyasla çok daha geç ve zor olmaktadır. Örneğin bir çocuk rahatlıkla “yarın gittim” diye bir cümle kurabilir. Bu, biz yetişkinlere tuhaf gelse de çocukların dünyasında son derece normal bir durumdur. Bu nedenledir ki bir işin ne kadar süreceğini anlamak ve yapılacak işlerin süresini ona göre planlamak, yetişkinlik döneminde bile, diğer işlere göre daha zordur ve hata payı daha yüksektir.
Bazı insanlar, bir işi yaparken ne kadar zaman harcadığını dolayısıyla böyle bir iş için ne kadar zamana ihtiyaç duyduğunu daha doğru hesaplarken bazıları, hata oranı çok daha fazla olan hesaplamalar yapabilmektedir. Bu kişiler, işi niye zamanında bitiremediklerini düşünseler de, bunun tahminlerindeki hata oranının yüksekliğiyle ilgili olduğunu çoğu zaman ayırt edemezler ve bu gecikmeye bahaneler bulmaya çalışırlar. Örneğin, trafikte çok oyalanmışlardır ya da son anda bir şeyler olmuştur. Enerjilerini bahaneler bulmaya yönlendirdikleri için de aynı hataları tekrar tekrar yaparlar.
Trafik koşullarının değişiklikler göstermesi ya da öngörülemeyen değişikliklerin olması hata payını elbette arttırmaktadır ama eğer sıklıkla aynı şeyi yaşıyorsak zamanı yeterince iyi değerlendiremiyoruz ve yeterince iyi organize olamıyoruz demektir. Bahaneler bulmak yerine bu durumu fark edip önlem almak, hayatımızı daha fazla kontrol edebilmemizi sağlar.
Öncelikle kol saati taşıma alışkanlığı edinmek faydalı olacaktır. Sonra bir işin ne kadar zaman aldığını saate bakarak hesaplama alışkanlığı edinin. O işi yapmadan önce bir tahminde bulunup bir kâğıda not alın. İşinizi bitirdikten sonra ne kadar zamanda yaptığınızı not alın. Geç kalma alışkanlığı olan insanlarda genellikle tahmin ve gerçekleşen sürei arasında belirgin bir farklılık olur.
Erteleme ve geç kalma, her zaman olmasa da sıklıkla bir arada olur. Yapılacak iş daha kısa zaman alacakmış gibi hissedildiği için işe başlama süresi geciktirilir. Başladıktan sonra ise mutlaka yapılacak işte önceden tahmin edilmemiş olan bir “pürüz” çıkar. Bunlarla hep karşılaşılmasına rağmen, zihnimiz her zaman kendi programına göre kaydeder ve bu yüzden karşılaşılan “beklenmedik durumlar” daima istisna olarak tanımlanır. Bir sonraki sefere yine bu beklenmedik durumlar beklenmedik kalacak şekilde zihin programlanır.
O kadar çok şeye geç kalıyoruz ki, geç kaldıklarımız için üzülmeye harcadığımız zaman, geç kalmamak için yapacaklarımızdan çok daha fazla oluyor.
En önemlisi de sevdiklerimizle birlikte yaşamaya geç kalıyoruz. Çocuğumuzun büyümesinden keyif almaya, ebeveynlerimizle birlikte geçirilecek zamana, kendi hayatımızda yaşamak isteyip de hiç yapamadıklarımıza, birçok şeye geç kalıyoruz.
İstediklerimiz, yapabileceklerimizden daha fazla olabilir ve o yüzden bir kısmını yapamıyor olabiliriz. Fakat bugün zamanınızı bir şeylere geç kaldığınız için pişman olmakla harcıyorsanız; bu zamanınızı ve gücünüzü doğru kullanamadığınızın göstergesidir. Pişman olmak yerine, farklı olması için neler yapılabileceğini düşünün ve neleri zamanında ve keyfince yaşamak istediğinize odaklanın.
Hayata geç kalmamanız dileğimle…