19 Mayıs ve Gençlik
Atatürk, milli bayramlarımızdan ikisini çocuklar ve gençlere armağan etmiştir. Çünkü çocuklarımıza ve gençlerimize sahip çıkarsak, geleceğimize sahip çıkış oluruz.
Çocuklara ve gençlere bayram hediye etmenin amacı, onları sadece bayramlarda hatırlayalım diye değil mevcudu ve geleceği etkileyen her kararı alırken onları nasıl etkileyeceğini düşünerek alalım diyedir.
UNESCO gençliği, 15-25 yaş arası dönem olarak tanımlamıştır. Bu tanım ergenlik ve genç yetişkinlik dönemini de içerir.
Ergenlik ve gençlik dönemi, çocukluktan sonra oluşmuş olan bir çok şeyin yeniden yapılandırıldığı dönemdir. Bu dönemde, çocukluk boyunca ebeveynlerin ve öğretmenlerin müdahalesiyle oluşan doğrular reddedilir. Bunun yerine arkadaşlarının ve kendilerinin idol olarak seçtikleri kişilerin, grupların doğruları geçmeye başlar. Doğru bildiklerimizi bir bina olarak düşünecek olursak çocuklukta yapılan yapının parçalandığı, yerine yeni bir binanın oluşturulduğu dönemdir diyebiliriz.
Bu dönemde öğrenme ve yeni olana uyum sağlama becerileri oldukça yüksektir. Çocukken büyüklerden öğrenilirken büyüklere öğretilen döneme çok hızlı bir geçiş yapılır. Enerjileri yüksektir ve bu enerjilerini doğru yönlendirecek ve keyif verecek etkinliklere ihtiyaç duyarlar.
Geçen haftalarda da yazmış olduğum gibi beyin gelişiminde özellikle kontrol becerilerinin geliştiği, bedellerin daha gerçekçi olarak hesaplandığı kısım, yirmili yaşlara kadar gelişmeye devam eder. Bu yaşlar duyguların fırtınalı ve coşkulu olduğu buna karşın kontrol becerilerinin daha düşük olan bir dönemdir. Bedeller hesaplanamadığı için kolayca risk alınır ve duygular coşkulu olduğu için yüksek bir güç harekete geçer. Bu nedenle dünyanın hemen her yerinde toplumlardaki önemli değişimleri gençler gerçekleştirmiştir. Gençlere fırsat verilirse ve doğru yönlendirilirlerse, yapamayacakları bir şey yoktur. Atatürk bu derin kavrayışla “Bütün Ümidim Gençliktedir” demiştir.
Ancak, gençler kendilerini ifade edecek bir yol bulamadıklarında, yaşama ve kendilerine anlam katamadıklarında bu güç onlara zarar vermeye başlar ve yanlış insanlarla, yanlış yönlere gitmelerine neden olur. Gençlik, ihmale, değersizleştirilmeye gelmez. Bu yüzden eğitim, kendini geliştirme, iş olanakları gibi gençlerle ilgili alınacak kararlarda çok iyi düşünülmeli, yeterince değerlendirilmeden kararlar verilmemelidir. Özellikle maliyeti düşürmek amacıyla gençler için yapılacak yatırımlar geri çekilmemelidir. Yoksa toplum olarak ödeyeceğimiz maliyet çok daha yüksek olacaktır.
Bütün bunları dikkate aldığımızda, geçmişte çok yüksek bedeller ödemiş bir millet olarak attığımız her adıma çok dikkat etmemiz gerektiği görülmektedir. 19 Mayıs, işgal altındaki bir ulusun ölüm kalım savaşından, zaferle yeniden doğarak var oluşunun ilk adımıdır.
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun!