Evlilikte İletişim (Devam)
Geçen hafta evlilikteki iletişimde kadınların sık yaptıkları hatalardan bahsettik. Bu hafta erkeklerin sık yaptıkları hatalardan bahsedeceğiz.
Bir sorun yaşandığı zaman kadınların anlatmaya, erkeklerin ise susup bir süre kendi içinde sindirmeye ihtiyacı olur. Erkekler için yapılması gereken bir şey yoksa sadece konuşmak, genellikle anlamlı değildir. O yüzden erkekler, eşleri tarafından sanki aldırmıyor gibi, duygusuzmuş gibi görünür. Kadın bu durumu değiştirmek için uğraştıkça, eşi daha da içine kapanır. Oysa kadın için iletişim kopukluğu, duygusal olarak yalnız bırakılmışlık hissine sebep olmakta bu da eşine kızgınlık ya da kırgınlık olarak yansıyabilmektedir. Bu durumda erkek verilen tepkiye anlam veremeyerek daha da yüksek duvarlar örebilmektedir.
Erkekler, genellikle konuşulan konular üzerinde neler yapılması gerektiğini düşünme eğiliminde olur. Kadın sadece kendisini ifade etmek istediği zamanlarda bile erkek çözüm üretmeye çalışır, sonra da söyledikleri yapılmıyor, çözüm önerileri kale alınmıyor gibi hissederler. Erkekler somut çözümler getiremediklerinde bir işe yaramamış hissederken, kadınlar genellikle dinlenmeye ve anlaşılmaya ihtiyaç duymaktadır. Oysa erkeğin sadece yanında olduğunu hissettirmesi, kendisini yorarak çözüm üretmekten çoğu zaman çok daha fazla işe yaramaktadır.
Erkekler ayrıntılı ve uzun bir şekilde anlatılan olayları dinlemekte güçlük çekebilmektedir. Kadınlar önemli olan mesajları vermek için ayrıntılarıyla anlatmaya çalışıldığında erkeklerin dikkati bir süre sonra dağılıp sıkılmaya başlayabilmektedir. Erkek zihni konuşma içindeki eylem planlarını tarar. Duygusal nüanslar, satır araları anlamlar onların pek de dikkatlerini çekmez. Hele hele anlasın diye uzatıldıkça erkek için iyice sıkılır. Kadınların önemli olan kısımları olabildiğince başlangıca yakın anlatmasında fayda vardır.
Kadınlar ve erkeklerin önem verdikleri konular da birbirinden farklıdır. Örneğin kadınlar için evlilik yıldönümü, doğum günleri çok önemli iken, erkekler bunlara bu kadar takılmayı anlamsız hatta bunaltıcı bulabilmektedirler. Bu durumu kendileri üzerinde baskı kurulması, sevgilerinin sürekli sınanması gibi hissedebilmektedir.
Eşler, kendi zihinleri üzerinden farklı zihin, farklı beyin yapıları olduğunu fark etmeksizin yorum yaparak diğeri hakkında hüküm verir ve çoğu zaman yanlış veri ile yanlış hükümler olur. Kadın ve erkek zihninin farklılıkları ile ilgili kitaplar okunması, özellikle yeni evli çiftler için uzun zaman alacak ve yorularak öğrenecekleri birçok bilgiyi, bu kadar üzülmeden, yorulmadan öğrenmelerini sağlar.
Eşlerin birbirlerine sevgiyi, şefkatlerini ilettikleri günler dileğimle…