Hekime Şiddet
Geçen hafta bir hekim, başına taşla vurularak yaralandı. Olay kadar olaya yapılan yorumlar da üzücüydü. Ne olduğunu hiç bilmeyen insanlar “hak etmiştir “hatta iyi olmuş gibi yorumlar yapmış. Yaralananın hekim olduğunun bilinmesi karar vermelerine yetmiş. Hekimler nefret edilecek, “döve döve” adam edilecek insanlar gibi tanımlanmış.
Böyle bir şiddetin açıklanabilir, hak verilecek makul bir tarafı olamaz.
Eskiden halkın gözünde hekimlik kutsal algılanırken, ne oldu, nasıl oldu da öfkenin ve şiddetin muhatabı haline geldi, düşünmek lazım. Belli bir zaman diliminde bazı olaylarda artış varsa, bu sadece yapan kişiyle sınırlı olamaz. Yapan kişi psikopat bile olsa, toplumlarda belli oranda psikopat olur zaten. Oranın artması, bu patolojileri tetikleyen bir şeyler olduğunun göstergesidir. O yüzden sadece suçlu olan değil, bu suça eğilim yaratan faktörler de incelenerek yapılan yanlışların bir an önce düzeltilmesi gerekir.
Bir toplumda, örnek alınan kişiler, o toplumun kişiliğini belirler. Örneğin eskiden öğretmenler, okumuş olanlar modellenir, çocuklara örnek olarak gösterilirdi. Makul ve saygı çerçevesi içinde davranmak o toplumun ortak değeri olduğu zaman, arada kişilik sorunları olan kişiler olsa bile çoğunluk bu değerlere göre davranacağı için, diğerlerinin patolojisi bu kadar kontrolsüz hale gelmez. Tam tersi durumlar ise, yani toplum için saygın olan kişilerin saygınlıklarının kaybolmasının sağlanması, toplumun değerleri ile ilgili bir sarsılma hatta deprem yaşanmasını sağlar.
Yazık ki, son yıllarda eğitim ve saygı değil, güç ve gücü tanımlayan her şey ana değer haline geldi. Saygı, eğitim gibi değerler ise güçsüzlük, eziklik olarak tanımlanıyor. Toplumun değerleri konusunda liderler çok önemli yer tutar. Halk liderini takip etme eğilimindedir. O yüzden hem Sağlık Bakanlığı sağlıkla ilgili politikalarını düzenlerken hem de liderler konuşmaları ve davranışları ile sağlıkta şiddet artışını göz önüne alarak düzenlemeler yapmalılar.
Binaların kolonlarının sağlam olmasının binayı sağlam yapması gibi, ancak değerleri sağlam olan toplumlar sağlam kalır. Gücü yetenin diğerine istediğini yapabildiği bir toplumun sağlam kalması mümkün değildir. O yüzden yüceltilecek değerlerin ne olduğu, bir ülkenin sağlam olarak devam edebilmesinde ekonomisinden, silah gücünden ve bir çok şeyden çok daha önemlidir.
Laurent Gounelle’nin Seni Her Şeyin Mümkün Olduğu Bir Yere Götüreceğim kitabı, ilkel bir topluluğun, değerleri yıkılarak nasıl yıkılacağı üzerine kurgulanmış bir roman. Tamamen kurgu olmasına ve yıllar öncesinde yazılmış olmasına rağmen sanki biri bizi izliyor da yazmış hissi ile okudum.
Değerini yanlış şeyler üzerine kurulmuş bir toplumun sağlam kalabilmesi mümkün değildir. O yüzden, toplumumuzdaki ana değerlerin tekrar gözden geçirilmesi ve bozmaya çalışanlara inat, saygının ve eğitimin bir an önce yüceltilmesi gereklidir.
Sadece hekime karşı olan değil her türlü şiddetin bir an önce önleminin alınması ve böyle üzücü olaylara maruz kalınmaması dileğimle…