Çok Üzgünüm

Çok Üzgünüm

A+ A-

Korku ve kaygı dolu, aynı zamanda çok üzüntülü bir hafta geçirdik. 

Güç ile bir şey elde etmeye çalışmak, sadece elde edilenle sınırlı kalmayıp insanların  güven ve adalet duygusunu da zedelediği için hep yanlış olmuş ve yanlışları çoğaltmıştır. Hele hele darbe şeklindeki güç kullanımı hiçbir şekilde onaylanabilir değildir.

Ben siyasetten hiç anlamam. Benim ilgi alanım insanlar ve insanların yaşadıkları. Olan bitenlere insanlar açısından bakınca çok korktum, çok kaygılandım ve çok üzüldüm.

Silahsız insanlara zarar verilmesi, teslim olmuş insanlara zarar verilmesi çok korkunç! Kimin haklı kimin haksız olduğundan bağımsız olarak çok korkunç! Hak kavramı, o kadar muğlak bir kavramdır ki; eğer haklı olmak, haksız olduğu varsayılanların cezasını kendi elinle vermene neden olursa herkes birbirini öldürür! Çünkü bir olayda herkes kendine göre haklıdır ve kendine göre kendini haklı görecektir. Zaten bu sebeple ilk başlarda, haklıya haksıza karar veren bir kişi belirlenip onun karar vermesi beklenmiş; medeniyet ilerledikçe de bu işi yapacak tarafsız kurumlar kurulmuş ve kanunlar çıkarılmıştır.

Bir toplum  adalete güvenmediğinde cezayı kendisi vermeye kalkar. Bu da tam bir kaos yaratır ve o toplumun çökmesine neden olur. O yüzden mahkeme duvarlarında “adalet mülkün (devletin) temelidir” yazar.
Son bir iki gündür yaşanan üzücü olaylarda yüzden fazla canımızı kaybettik, binden fazla yaralımız var. Hepsi de bizim evlatlarımız. Gözümüz gibi büyüttüğümüz, gözümüzden sakındığımız evlatlarımız. İşin kötüsü ise ölen de öldüren de bizim. Ölenlerin her biri çaresizken öldürüldü. Ya silahsız halktılar ya da teslim olmuşlardı.

Hepimizin  içinde saldırgan dürtüler vardır. Kimisinin insan tarafı daha çok ve saldırganlığı  daha az, kimisinin ise saldırganlığı daha güçlü ama genellikle kontrol altında. Çan eğrisi gibi, iki uçta daha az sayıda insan olur, ortalarda daha fazla. Çan eğrisinin ortalarında ama saldırganlığa daha meyilli olan insanların, bazı toplumsal olaylarla, özellikle saldırganlığın yüceltildiği, kahramanlaştırıldığı olaylarla bu dürtülerini kontrol etme ihtiyacı ve becerileri düşer. Benzer durumlar tekrarlandıkça vahşet eşikleri yükselir. Yaptıkları şeylerde insani olan taraf gittikçe azalır. Tabi ki bu kişilerin yatkınlığı zaten vardır ama daha sağduyulu yaklaşılan ve vahşeti övmeyen, silahsız, teslim olmuş, çaresiz insanlara zarar vermeyi yüceltmeyen toplumlarda bu yatkınlık güçlendirilmez ve eylemlere dönüşme oranı daha düşük seviyelerde kalır. Aksi durumda ise, bir kez uyuyan yılan uyanırsa, uyandıran bile tekrar  uyutamaz.

Yaşanan darbe girişimi korkunçtu. İnsanların vahşetlerini gurur duyacakları bir şeymiş gibi aktardıkları video çekimlerini izlemek daha da korkunçtu!
İki durum da beni umutsuzluğa boğdu. Çok üzgünüm, çok.

Şehitlerimize ve hayatını kaybetmiş  tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, acılı ailelerine sabır, yaralılarımıza da acil şifalar dilerim.

Yaşamlarımızı sağduyusunu yitirmemiş, olayları yaşarken içindeki saldırganlığı doyurmak için fırsat kollayan değil  insanca tepkilerle yaklaşan insanlarla sürdürebilmemiz dileğimle…

 

21-11-2017
Dilek Türkoğlu

Dilek Türkoğlu

Psikiyatrist Dr.

İlk, orta ve lise eğitimimi Ankara Dikmen Lisesi"nde tamamladım. 1992 yılında Hacettepe Ü. Tıp Fakültesinden mezun oldum. Aynı yıl yapılan TUS sınavları ile çocukluğumdan beri istediğim psikiyatri ihtisası yapmaya hak kazandım. 1997 yılında Çukurova Üniversitesi Psikiyatri A. B. D da uzmanlığımı tamamlayarak Hacettepe Ü. Sağlık ve Rehberlik Merkezi"nde göreve başladım. 2001 yılında Hacettepe Üniversitesi"deki görevimden ayrılarak ODTÜ Sağlık ve Rehberlik Merkezi"ne başladım. 2009 yılında hekimler için tam gün  yasasının gündeme gelmesi nedeni ile devlet memurluğumdan istifa ettim. O zamandan beri kendi muayenehanemde  çalışmaktayım.

2004 yılında kurulan Ankara Tıbbi Hipnoz Derneği"nin (ATHD) kurucu üyelerindenim. ATHD, 2000"li yıllarda Türkiye"de hipnoz hakkında bir şey bilinmediği ve bu yüzden çaresiz insanların tıp dışındaki insanlar tarafından hipnoz adı ile suistimal edildiğini gözlediğimiz için, etik çalışan ve hipnoz hakkında doğru  bilgileri topluma yayan bir dernek olması amacı kurulmuş bir dernektir. Şu anda  derneğimizin  başkan yardımcılığı görevini gururla üstlenmekteyim.

2010-2020 yılları arasında Milliyet gazetesi Ankara ekinde de haftada bir olmak üzere köşe yazıları yazdım. 

Medya Çuvalı"nın ilk oluşmaya başladığı yıllardan beri, Medya Çuvalı ailesinin  bir parçası olmanın mutluluğu ile yazılarıma Medya Çuvalı" ndan devam etmekteyim. 

Evliyim, bir oğlum var.

 

0 542 725 88 08

0 542 725 88 08

drdilekturkoglu@gmail.com

Diğer Yazıları

Bu yazılar da ilginizi çekebilir