Şaşkınlık ve Hipnoz
Hipnozda şaşkınlık yaratmak, sıkça kullanılan tekniklerden birisidir. Dikkat, şaşkınlık yaratan şeye yönelir ve o sırada verilen telkinler yargılanmadan, eleştirilmeden daha kolay kabul edilir. Benim pek tercih ettiğim bir yöntem olmamakla birlikte, oldukça işe yarar bir tekniktir.
Bu teknik ile ya karşıdakine işleyebileceğinden daha fazla bilgi hızla verilir ya da beklenen bir hareket kesintiye uğratılır ve o sırada başka bir hareketle devam edilirken yaratılan şaşkınlık esnasında telkinler verilir. Özellikle hızlı hipnoz yöntemleri, şaşkınlık yaratma üzerine kuruludur. Çünkü zihnimiz beklenmedik durumlarda, dışarıdan gelen telkinleri almaya daha meyillidir. Bu nedenle sokak hipnozlarında en sık kullanılan yöntemlerden biridir ve zihnimizin hızlı karar almaya ihtiyaç duyduğu zamanlarda, bu hızı yakalamasını sağlar.
Örneğin; bir yerde ani bir gürültü olsa ve birileri şu tarafa koşun diye bağırsa, telkini yargılamadan alır ve o tarafa doğru koşma eğiliminde oluruz. Zihnimizin bu özelliği, hızlı kararlar vermemiz gerektiği zamanlarda düşünerek zaman kaybetmek yerine, hızla kendimizi güvenli bir konuma alabilmemizi sağlar. Ancak aynı zamanda daha az düşünebildiğimiz ve daha az yargılayabildiğimiz için de yönlendirilmeye daha açık hale geliriz.
Aynı yöntem, toplumsal olaylarda da benzer şekilde işler. Belirsizlik ve korku ortamında insanların bir yere yönlendirilebilmeleri, normal ve sağlıklı bir ortama kıyasla çok daha kolay olur. En kısa zamanda en güvenli ve en belirli hale gelinmeye çalışılır. Yani bir patlama anında birilerinin, şu tarafa koşun komutunun etkili olması gibi lider olan kişinin de, korku ve belirsizlik zamanlarında yönlendirmeleri çok daha fazla etkili olur.
Sokak hipnozlarında, zihnimizin şaşkınlık sırasında verilen telkinlere daha çok uyma eğiliminde olması suistimal edilmeye son derece açıktır ve ne yazık ki suistimal de edilebilmektedir. Bu durum, iyi bilinen bir tekniğin, toplumsal zafiyetler üzerinden kullanılması haline geldiğinde yasal olmaktan çıkmaktadır. Çünkü verilen telkinler, kişinin faydasına olacak telkinler değil hipnozu uygulayanın kendisi için faydalı olan telkinlerdir. Normal zamanlarda bize saçma gelebilecek şeyler, şaşkınlık zamanlarında bir yere tutunma ihtiyacımızdan dolayı anlamlı gibi gelecektir. Geçmişte ve başka toplumlarda, bunun örneklerine sıkça rastlanmıştır ve rastlanmaktadır.
Korku ve şaşkınlık dönemleri; insanların yanlış hamleler yapabileceği, zayıf zamanlarıdır. Böyle dönemlerde, toplumumuzun karşısına çıkan telkin ve hamlelerin iyi niyetli olması dileğimle…
Dilek Türkoğlu
Psikiyatrist Dr.
İlk, orta ve lise eğitimimi Ankara Dikmen Lisesi"nde tamamladım. 1992 yılında Hacettepe Ü. Tıp Fakültesinden mezun oldum. Aynı yıl yapılan TUS sınavları ile çocukluğumdan beri istediğim psikiyatri ihtisası yapmaya hak kazandım. 1997 yılında Çukurova Üniversitesi Psikiyatri A. B. D da uzmanlığımı tamamlayarak Hacettepe Ü. Sağlık ve Rehberlik Merkezi"nde göreve başladım. 2001 yılında Hacettepe Üniversitesi"deki görevimden ayrılarak ODTÜ Sağlık ve Rehberlik Merkezi"ne başladım. 2009 yılında hekimler için tam gün yasasının gündeme gelmesi nedeni ile devlet memurluğumdan istifa ettim. O zamandan beri kendi muayenehanemde çalışmaktayım.
2004 yılında kurulan Ankara Tıbbi Hipnoz Derneği"nin (ATHD) kurucu üyelerindenim. ATHD, 2000"li yıllarda Türkiye"de hipnoz hakkında bir şey bilinmediği ve bu yüzden çaresiz insanların tıp dışındaki insanlar tarafından hipnoz adı ile suistimal edildiğini gözlediğimiz için, etik çalışan ve hipnoz hakkında doğru bilgileri topluma yayan bir dernek olması amacı kurulmuş bir dernektir. Şu anda derneğimizin başkan yardımcılığı görevini gururla üstlenmekteyim.
2010-2020 yılları arasında Milliyet gazetesi Ankara ekinde de haftada bir olmak üzere köşe yazıları yazdım.
Medya Çuvalı"nın ilk oluşmaya başladığı yıllardan beri, Medya Çuvalı ailesinin bir parçası olmanın mutluluğu ile yazılarıma Medya Çuvalı" ndan devam etmekteyim.
Evliyim, bir oğlum var.
0 542 725 88 08
0 542 725 88 08
drdilekturkoglu@gmail.com
