Altı Kova, Kazma ve Kürekten Günümüze Yangın Güvenliği

Altı Kova, Kazma ve Kürekten Günümüze Yangın Güvenliği

A+ A-

LONDRA’DA 16 Haziran 2017’de, 24 katlı 67 m yüksekliğindeki Grenfell binasında sabaha karşı başlayan ve 100’e yakın can kaybıyla sonuçlanan yangın, ülkemizde son yıllarda sayıları giderek artan yüksek bina inşaatlarındaki yangın güvenliği konusunu tekrar gündeme getirmiştir.

Aynı günlerde, İstanbul Kumkapı’da 6 katlı otelde çıkan yangında ise 3 kişi yaşamını yitirdi. Ardından, Haziran ayının sonunda aşırı sıcakların etkisiyle Türkiye’nin çeşitli sahil bölgelerinde çıkan orman yangınları hektarlarca ormanı yok ederek güçlükle kontrol altına alındı.

Her depremden sonra hatırladığımız bina güvenliği, bu kez bizleri yangın tehlikeleri konusunda endişeye sevk etti. 1999 Marmara depreminden sonra “Deprem Dede” olarak tanıdığımız rahmetli Dr. Ahmet Mete Işıkara’nın “Deprem değil, çürük binalar ve sabitlenmemiş ağır eşyalar öldürür.” deyişi gibi, ben de “Yangın değil, tedbirsizlik ve duman öldürür.” diyerek yazıma başlıyorum.

Türkiye’de ilk defa 1949 yılında yayınlanan ve 1999 Marmara depreminden sonra devamlı güncellenerek uluslararası standartlara uyumu sağlanan deprem yönetmenliğimiz, yapı denetim ve sigorta sistemleriyle birlikte yeni binalar için deprem güvenliğini büyük ölçüde sağlamıştır.

Ancak, 1992 yılında “İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yangından Korunma Yönetmenliği”nin yürürlüğe girmesine kadar, ülkemizde yangın önlemlerini geniş çapta ele alan bir yönetmelik mevcut değildi. Ülke genelinde yangın merdiveni zorunluluğu bile yoktu. Sadece resmi binalarda alınacak yangın güvenlik önlemlerine ait bir yönetmelik vardı, ancak burada da “altı kova, kazma ve kürek”ten başka önemli bir önlem yoktu. Türkiye’de “Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik” ilk defa 2002 yılında yayınlanmıştır. Daha sonra 2007 yılında güncellenen bu yönetmelik 2009 ve 2015 yıllarında da değişikliklere uğramıştır. Ancak, bu yönetmeliğin ülkemizde inşaat sektöründeki hızlı gelişme ve yüksek yapılaşmaya bağlı olarak daha kapsamlı bir hale getirilmesine halen ihtiyaç vardır.

Dünya standartlarında genellikle 10 katı geçen ve yüksekliği 30 m’den fazla olan yapılar “yüksek yapı” olarak kabul edilir. Bunun sebebi de yangına dışarıdan yapılacak etkin müdahalelerin 30 m ile sınırlı olmasıdır. Bazı istisnalar hariç, dünyada üretilen standart itfaiye merdivenlerinin en yüksekleri tam dik konumda 60 m’dir. Merdivenlerin binaya eğimli olarak yaklaşabilmesi ve rüzgar etkisiyle salınımları gibi nedenlerle dışarıdan müdahale ile yangın söndürme yüksekliği genelde 30 m’nin altında kalmaktadır. Bazı yazılı ve görsel medya kuruluşlarının, itfaiye teşkilatlarının ellerinde bulunan birkaç adet itfaiye aracının tam dik durumdaki merdiven yüksekliklerini dile getirerek endişeye gerek olmadığı yolundaki yayınları ise maalesef kamuoyunu yanıltıcı niteliktedir.

Grenfell yangınında 42 m (137 feet) yüksekliği ile İngiltere’nin en uzun yangın merdiveni kullanılmıştır. Bu merdiven ancak 30 m (100 feet) yüksekliğe, yani 10. kata ulaşabilmektedir.

Doğal olarak, yüksek yapılardaki yangın güvenliğini sadece itfaiye merdiveni yüksekliği ile ilişkilendirmek doğru değildir.

Çünkü, tüm dünyada, gerek yangına dışarıdan müdahale, gerekse kurtarma çalışmaları 30 m ile sınırlanmıştır. Bu yüksekliğin üzerinde ise aşağıda sıraladığım bir takım ilave önlemlerin alınması yönetmelik gereksinimleridir.

Ülkemizdeki yangın güvenliği yönetmeliğine göre, konut harici binalarda 30.50 m’den (10 kattan), konutlarda ise 51.50 m’den (17 kattan) yüksek yapılarda otomatik yangın algılama sistemleri, kaçış merdivenlerinde basınçlandırma, yağmurlama söndürme sistemleri ve yangın kompartmanları düzenlenmesi gibi ilave önlemler gerekmektedir.

Binaların dış cephelerinde yanıcı malzemeler kullanılmamalıdır. Maalesef, ülkemizdeki yangın yönetmeliğinde 2015’te yapılan değişiklikle, dış cephelerde yanıcı madde kullanımı için yükseklik sınırı 28.50 m’ye çıkartılmıştır.

Binaların yangın güvenliği tasarım aşamasından başlayarak, yapım ve daha sonra da işletme aşamasında da sürdürülmelidir. Tasarım esnasında ilk olarak binanın yerleşimi, ulaşım yolları ve binanın taşıyıcı sisteminin stabilitesi dikkate alınmalıdır. Daha sonra mimari tasarım sürecinde, ülkemizde yangın güvenliği yönetmeliği içerisinde kısmen yer alan kaçış yolları, can güvenliği esasları (Life Safety Code), çıkış kapasitesi ve çıkış uzaklığı, kaçış yolu (yangın merdiveni) adedi ve genişliği, yangın güvenlik kompartmanları ve güvenlik holü gereksinimleri dikkate alınmalıdır. Ayrıca, statik tasarımda yapısal sistemlerin yangına dayanıklığı, elektrik tasarımında yangın algılama ve ihbar sistemleri, acil aydınlatma ve yedek güç kaynakları ve mekanik tasarımda ise sulu söndürme sistemleri, yağmurlama sistemi, duman tahliyesi ve dumandan arınma için gerekli basınçlandırma ve havalandırma sistemleri; ulusal ve uluslararası yangın yönetmeliklerine uygun olarak projelendirilmelidir. İnşaat esnasında bu sistemlerin uygun olarak inşaası ve montajı yapılmalı, seçilecek malzemelerin yangına dayanıklı ve duman üretmeyen tipte olması sağlanmalıdır. Binaların işletme aşamasında ise bu sistemlerin periyodik bakımı, testleri ve denetimleri yapılmalıdır.

Ülkemizde her yangından sonra gündemin ilk maddesi olan yangın merdivenleri ile ilgili birkaç önemli hususa da değinmek isterim. 

Binalardaki yangın merdivenleri, yangın anında insanların emniyetli bir şekilde tahliyesini sağlamakla birlikte, itfaiyecilerin yangına müdahalesi için de gereklidir. Ayrıca, yüksekliği 51.50 m’den fazla olan yüksek yapılarda, yangına müdahale ekiplerince kullanılmak üzere en az bir adet acil durum asansörü olmalıdır.

Bina yüksekliği 21.50 m’den fazla olan binalarda, bina dışında açık yangın merdivenleri yapılamaz. Dairesel merdivenler ise 9.50 m’den yüksek olamaz.

Bütün korunmuş kaçış merdivenlerinin doğal veya mekanik olarak havalandırılması veya basınçlandırılması gerekir. Yangın merdivenleri ve yangın güvenlik holü kapılarının kaçış yönüne doğru açılması, duman sızdırmaz ve kat yüksekliğine bağlı olarak en az 60 dakika veya 90 dakika süreyle yangına dayanıklı olması gerekmektedir.

Tabii ki en önemlisi, yangın kaçış merdivenlerinin kapıları dışarıdan hırsızlık önlemleri veya başka sebeplerle asla kilitli olmamalıdır. Ülkemizde yangın merdiveni olarak kullanılan birçok merdivenin standartlara uymadığını ve yangın merdiveni olarak kabul edilemeyeceğini maalesef belirtmek zorundayım.

Türkiye’de yangın güvenliği konusundaki önemli eksikliklerden biri de denetimlerin yeterli olmamasıdır. Gelişmiş ülkelerde yangın sigortası zorunlu olduğu için , denetimler resmi kurumlar tarafından yapılırken kontroller sigorta şirketleri tarafından yapılmaktadır. Türkiye’de yangın kontrol ve denetimleri ile ilgili yönetmelikler ve esaslar hazırlanmalıdır.

Yerel ve uluslararası yönetmeliklere göre çok kapsamlı bir konu olan yangın güvenliği ve can güvenliğinin tüm başlıklarına burada değinmek mümkün değildir. Bu kavramlar ile ilgili gerekli eğitimlerin, tasarımcılara, yapımcılara, işletmecilere, yangına müdahale ekiplerine verilmesi ve halkımızın da bu konuda bilinçlendirilmesi gereklidir.

Yazımda bireylerin çalıştığı veya yaşadığı binaların yangın güvenliği ile ilgili olarak kamuoyunda cevap aranan soruları yanıtlamaya çalıştım. Bu bilgilerin en azından yeni bir yaşam mekanı ve yatırım planlayan kişilere ışık tutacağını ümit ediyorum.

 

 

Munis ÖZER
İnşaat Yüksek Mühendisi

30/11/2017
Munis Özer

Munis Özer

İnşaat Yüksek Mühendisi

1976 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünden mezun olan Munis Özer, 1980 yılında yine Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamlamıştır. 1977-1987 yılları arasında, GEMAŞ A.Ş.’de, uluslararası önemli projelerde proje müdürü olarak görev almıştır.

1987’de iki meslektaşı ile birlikte TMA Mühendislik Ltd. Şti’yi kurmuş ve sayısız projede Proje Müdürü ve Üst Düzey Yönetici olarak görev almıştır. TMA Mühendislik Ltd. Şti ortağı olarak, gerek Türkiye’de gerekse yurtdışında pek çok projenin yönetiminden sorumludur.

Munis Özer, 2016-2018 yılları arasında Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliğinde Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapmıştır. Halen, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Uluslararası Teknik Müşavirlik İŞ Konseyi Başkanlığını yürütmektedir.

Munis Özer, 2016-2018 yılları arasında Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliğinde Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapmıştır. Halen, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Uluslararası Teknik Müşavirlik İş Konseyi Başkanlığını yürütmektedir.

munisozer@gmail.com