DOKTOR DÖVMEK

DOKTOR DÖVMEK

A+ A-

Bir ülkenin zenginliği yer altı kaynaklarıyla, yerüstü kaynaklarıyla, ne kadar parası ile olduğu ile değil insan kaynakları ile ölçülür.

Bununla ilgili Atatürk'ün söylediği sözler çok güzel bir örnek oluşturmaktadır.

Bir gün Atatürk yapmak istediği kuruluşlar hakkında planlamalarını anlatırken yanındakiler "Çok güzel söylüyorsunuz ama bunlar için parayı ve malzemeleri nasıl bulacağız" derler. Atatürk'ün verdiği cevap ise "Bana cansız maddelerden söz ediyorsunuz; halbuki bana adamdan söz etmelisiniz! Filân yerde Ali Bey var, deyin; onu, gözümde canlandırın! Eğer bu Ali Bey istenen adamsa binayı da, parayı da, etrafına toplanacak kitleyi de yaratır. Taşa toprağa değil, insana değer verin!" olmuştur.

Dünyanın yeraltı kaynakları açısından en zengin ülkelerinin halkları açlıktan, yoksulluktan ölmektedir. Bizim ülkemiz dünyanın kendine yeten nadir tarım ülkelerinden biriydi. Havamız, toprağımız, suyumuz başka ülkelere muhtaç olmadan kendini doyurmaya yeten bir ülkeydi. Bunun yanında, birçok ülke toprağı, iklimi uygun olmadığı halde refah içinde yaşamaktadır. Demek ki bir ülkenin zenginliğini o ülkenin insanları oluşturmaktadır. Adaletin ve güvenliğin sağlandığı ülkelerde yaşayan insanlar çok daha mutlu olmakta, aynı geminin yolcuları olarak hisseden insanlardan oluşmuş ülkelerdeki insanlar Atatürk'ün söylediği gibi bir şekilde güçlüklerin üstesinden gelmeyi başarabilmektedir. Bunun tersi olan durumlarda, o ülkenin halkının parçalandığı, birbirine düşman edildiği durumlarda ise felaketler olmaktadır.

Son yıllarda ülkemizde sağlık çalışanlarına ve hekimlere düşmanlık beslendiğini görmekteyiz. Örneğin hekimlerin 5 dakikada bir hasta bakmak zorunda kalması, hekimlerde tükenmeye sebep olmakta, yeterince ilgilenememesine, ruhsal olarak yılgınlığa sebep olmakta, hastaların ise yeterince ilgilenilemediği için kızgınlığına sebep olmaktadır. Sistem ile ilgili neler yapılabileceğine bakmak yerine hekimlere giderse gitsinler denmesi, hastaların doktor dövmeyi en büyük zenginlik olarak tanımlaması gelinen durumun vehametini göstermektir.

Sağlık sistemindeki sorunları gidermenin yolu doktor dövmek haline geliyorsa orada bir yanlışlık olduğu ortadadır.

İnsanlar duygularını, özellikle öfkesini ifade ettiğinde kendini iyi hisseder. Öfke geçici bir 'güçlü hissetme' duygusu verir. Güçlü hissetme, herkesin çok ihtiyaç duyduğu, çaresizliğe karşı en iyi hissettiren duygulardan biridir.. Ancak bu duyguyu tatmin ederek sağlık sistemindeki sorunlarının çözüleceğini düşünmenin, bindiği dalı kesmek olduğu ortadadır.

Halk arasında hekimlere şiddet uygulamak o kadar normal hale geldi ki, insanlar artık doktorları dövmediğinde sanki çok büyük erdem göstermiş gibi konuşmaya başladılar.

Bir toplumun parçaları, tıpkı makinelerin parçaları gibi, birbiri öğütmeye başlamışsa yapılacak şey, daha da düşmanlığı arttırmak değil, nasıl tamir edileceğine bakmaktır. Atatürk'ün dediği gibi, binaya, taşa değil, insana değer vermektir çözüm.

Sağlık çalışanlarının da sağlığımızın da tükenmediği, güzel günler dileğimle...

18-04-2022
Dilek Türkoğlu

Dilek Türkoğlu

Psikiyatrist Dr.

İlk, orta ve lise eğitimimi Ankara Dikmen Lisesi"nde tamamladım. 1992 yılında Hacettepe Ü. Tıp Fakültesinden mezun oldum. Aynı yıl yapılan TUS sınavları ile çocukluğumdan beri istediğim psikiyatri ihtisası yapmaya hak kazandım. 1997 yılında Çukurova Üniversitesi Psikiyatri A. B. D da uzmanlığımı tamamlayarak Hacettepe Ü. Sağlık ve Rehberlik Merkezi"nde göreve başladım. 2001 yılında Hacettepe Üniversitesi"deki görevimden ayrılarak ODTÜ Sağlık ve Rehberlik Merkezi"ne başladım. 2009 yılında hekimler için tam gün  yasasının gündeme gelmesi nedeni ile devlet memurluğumdan istifa ettim. O zamandan beri kendi muayenehanemde  çalışmaktayım.

2004 yılında kurulan Ankara Tıbbi Hipnoz Derneği"nin (ATHD) kurucu üyelerindenim. ATHD, 2000"li yıllarda Türkiye"de hipnoz hakkında bir şey bilinmediği ve bu yüzden çaresiz insanların tıp dışındaki insanlar tarafından hipnoz adı ile suistimal edildiğini gözlediğimiz için, etik çalışan ve hipnoz hakkında doğru  bilgileri topluma yayan bir dernek olması amacı kurulmuş bir dernektir. Şu anda  derneğimizin  başkan yardımcılığı görevini gururla üstlenmekteyim.

2010-2020 yılları arasında Milliyet gazetesi Ankara ekinde de haftada bir olmak üzere köşe yazıları yazdım. 

Medya Çuvalı"nın ilk oluşmaya başladığı yıllardan beri, Medya Çuvalı ailesinin  bir parçası olmanın mutluluğu ile yazılarıma Medya Çuvalı" ndan devam etmekteyim. 

Evliyim, bir oğlum var.

 

0 542 725 88 08

0 542 725 88 08

drdilekturkoglu@gmail.com

Diğer Yazıları

Bu yazılar da ilginizi çekebilir