Toplum Hipnozu-1

Toplum Hipnozu-1

A+ A-

Hipnoz ile ilgi birçok tanımlama vardır.

Her ne kadar hiçbirisi hipnozu tam olarak tanımlayamasa da en çok kullanılan tanımlamalardan birisi; dikkatin bir noktaya toplanarak, telkin alabilme yeteneğinin arttırılmasıdır.

Birçok yöntem hipnoz tekniği olarak kullanılabilir.

Bireysel kullanılan yöntemlerin çoğu toplumlar için de kullanılabilmektedir.

Dikkatin bir noktaya toplanılarak o sırada başka bir şeyin görülmesini engellemek yankesicilerin, satıcıların, illüzyonistlerin doğaçlama olarak kullandığı yöntemdir.

Bir noktada dikkat çekici bir hareketlilik yaratırken, diğer tarafta olan başka bir şey gözden kaçar. Dikkati çeken konular ya hareketli şeylerdir, ya  da herkesi ilgilendiren ve duygusal olarak yüklü olan şeylerdir.

İki farklı  grup oluşturmak da yöntemlerden biridir. İki grup birbirlerinden farklı olan düşünceyi savunurken dikkatleri tamamen o konuda kalır.

Hatta insanlar bu horoz dövüşüne o kadar takılı kalır ve yenme isteği, haklı ya da galip çıkma isteği, hatta bazen intikam alma isteği o kadar baskın hale gelir ki gündemin sahte olarak yaratılmış olabileceği akıllarının ucuna bile gelmez. Sadece başlangıçta iki taraf oluşturmak için uğraşmak yeterli olur, geri kalan kısımda sistem kendisini yürütür.

Dikkati bir noktaya odaklamanın dışında “evet seti oluşturma” da en sık kullanılan tekniklerdendir. Hepimiz hayatında bir iki kez; hiç gerekli olmayan bir şeyi satın aldıktan sonra elimizdeki satın aldıklarınıza bakarak “ben bunu niye aldım” dediğimiz zamanlar olmuştur.

Satıcıların, medyanın, politikacıların çok kullandıkları bir tekniktir.

Sizin inkar edemeyeceğiniz doğrulukta üst üste 3-5 cümle söyledikten sonra zihnimiz yeni gelecek olanı kabul etmeye daha açık olur. Daha önce söylenen “doğru” cümlelerin, sonra söyleyecekleri ile ilgili olması bile gerekmez. Sadece zihnimiz her seferinde söylenenleri aynı şekilde incelemez.

İlk cümle yüzde yüz didikleniyorken, birkaç evet yanıtından sonra bu yüzde çok daha düşük rakamlara iner.

En akıl almaz durumların bile savunucuları olur çünkü eğer bu “evet seti” süreklilik gösterirse, belli bir süre sonra sizin olduğunuz gruptaki güvendiğiniz kişi ya da liderin söyledikleri yüzde yüz doğru kabul edilir.

Aynı cümleyi başka birisi örneğin karşı gruptan birisi söylediğinde  tamamen karşı çıkabilecek  ve birçok mantık hatası bulabilecekken, sürekli “evet” dediğimiz birinde mantık hatalarını, değil kendiliğimizden bulmak, birisi bize gösterse bile savunacak ve doğrulayacak bir şeyler buluruz.

Normalde kendimizin eleştireceği fikirler, bu aşamada bizim için mutlak doğrulara dönmüştür. Zaten bu süre içerisinde yeni gelen bilgiler de bizim onaylayacağımız bilgiler olacağı için (çünkü sadece onaylayacaklarımızı kabul ederiz) sürekli kendi kendini doğrulamış olur.

Evet seti bazen sizin söyledikleriniz ile başlar.

Örneğin başlangıçta sizin eleştirmek için söylediğiniz cümle ile başlar ve -ama- kelimesini kullanmadan, devamını kendi istediği yere doğru çeker. Ama kelimesi kullanıldığı anda bir karşıtlık beklendiği için savunmaya geçeriz. O yüzden ama kelimesi yerine, bağlantısı olmasa bile -ve, çünkü- gibi eklerle devam ederler. Bu ekler zihnimizin  doğru olanın devam ettiğini sanmasına neden olur.

Biz bunların hiç birisini yeterince akıllı olmadığımız için yapmayız.

Doğadaki her şeyde olduğu gibi bedenimizin ve beynimizin çalışmasında enerjinin korunmasına ve en kısa sürede en fazla sağ kalacak tepkiyi vermeye göre ayarlı bir program olduğu için bunları yaparız.

Ancak bunları bilmemiz, bizim programlarımızdaki  açıklarının -her zaman olmasa da en azından fark ettiğimiz kadarında- başkaları tarafından kullanılmasını engelleyebiliriz.

Kontrolün bizde olduğunu sanarak değil, yaşamımızı daha fazla kontrol ederek yaşadığımız bir yaşam dileğimle…

08-11-2017
Dilek Türkoğlu

Dilek Türkoğlu

Psikiyatrist Dr.

İlk, orta ve lise eğitimimi Ankara Dikmen Lisesi"nde tamamladım. 1992 yılında Hacettepe Ü. Tıp Fakültesinden mezun oldum. Aynı yıl yapılan TUS sınavları ile çocukluğumdan beri istediğim psikiyatri ihtisası yapmaya hak kazandım. 1997 yılında Çukurova Üniversitesi Psikiyatri A. B. D da uzmanlığımı tamamlayarak Hacettepe Ü. Sağlık ve Rehberlik Merkezi"nde göreve başladım. 2001 yılında Hacettepe Üniversitesi"deki görevimden ayrılarak ODTÜ Sağlık ve Rehberlik Merkezi"ne başladım. 2009 yılında hekimler için tam gün  yasasının gündeme gelmesi nedeni ile devlet memurluğumdan istifa ettim. O zamandan beri kendi muayenehanemde  çalışmaktayım.

2004 yılında kurulan Ankara Tıbbi Hipnoz Derneği"nin (ATHD) kurucu üyelerindenim. ATHD, 2000"li yıllarda Türkiye"de hipnoz hakkında bir şey bilinmediği ve bu yüzden çaresiz insanların tıp dışındaki insanlar tarafından hipnoz adı ile suistimal edildiğini gözlediğimiz için, etik çalışan ve hipnoz hakkında doğru  bilgileri topluma yayan bir dernek olması amacı kurulmuş bir dernektir. Şu anda  derneğimizin  başkan yardımcılığı görevini gururla üstlenmekteyim.

2010-2020 yılları arasında Milliyet gazetesi Ankara ekinde de haftada bir olmak üzere köşe yazıları yazdım. 

Medya Çuvalı"nın ilk oluşmaya başladığı yıllardan beri, Medya Çuvalı ailesinin  bir parçası olmanın mutluluğu ile yazılarıma Medya Çuvalı" ndan devam etmekteyim. 

Evliyim, bir oğlum var.

 

0 542 725 88 08

0 542 725 88 08

drdilekturkoglu@gmail.com

Diğer Yazıları

Bu yazılar da ilginizi çekebilir