Bastırma

Bastırma

A+ A-

Geçen haftalarda ego savunma mekanizmalarından inkar ve yansıtma üzerinde durmuştuk. Bu hafta bastırma ile devam edeceğiz.

Savunma mekanizmaları içerisinde yer alan bastırma mekanizmasına geçmeden önce, savunma mekanizmalarının ne olduğunu ve neden ihtiyaç duyulduğunu hatırlatmak istiyorum. Zihnin, içeriden ya da dışarıdan gelen kabul edilemeyen, onaylanmayan istekler, dürtüler, çatışmalar ya da engellenmelerle baş edebilmesi için, tamamen bilinçsiz ve otomatik olarak kullandığı yöntemlere genel olarak savunma mekanizmaları denir.

Savunma mekanizmaları ilk kez S. Ferud ve Anna Freud tarafından tanımlanmıştır. Bastırma mekanizması, ilk tanımlanan savunma mekanizmalardandır.Bastırma; hoşa gitmeyen, kendisi ve/veya toplum tarafından kabul edilmeyen istek ve dürtülerin yok sayılmasıdır. Tamamen bilinçsiz olarak unutma, hatta hiç fark etmeme olarak kendini gösterir. Örneğin istemediği bir şeyi yapmak zorunda kalan kişi, yapması gerekeni unutuverir. Bu, kesinlikle kandırma amaçlı ve bilinçli olarak yapılan bir unutma değil, gerçek bir unutma halidir.

Özellikle kişi için travma niteliği oluşturan olaylarda, zihin yaşananları derinlere atar. O yüzden kişi, yaşadığı travma ile ilgili olarak pek çok parçayı hatırlamayabilir. Hatta kimi zaman, olayları parça parça hatırladığı, birçok ayrıntıyı hatırlayamadığı için kişinin yaşadıkları ile ilgili yalan söylediği düşünülebilir ve yasal süreçlerde dezavantajlı hale düşülebilir.

Bastırma, belli koşullarda ve miktarda olduğu zaman hayatı kolaylaştırır ama o ayar kaçtığı zaman donukluk, duygularda küntlük gibi belirtilerle birlikte yaşam kalitesini düşürür. Kimi zaman bastırılmış olan anılar, dürtüler, duygular, beklenmedik zamanlarda, özellikle çağrışımlarla birlikte ortaya çıkabilmektedir. Çağrışımlarla birlikte sizi derinden etkileyen duygular ortaya çıkıyorsa bir uzmandan yardım almanızda fayda vardır.

Sağlıklı günler dileğimle…

 


Kaynakça

https://www.pexels.com/photo

28-08-2019
Dilek Türkoğlu

Dilek Türkoğlu

Psikiyatrist Dr.

İlk, orta ve lise eğitimimi Ankara Dikmen Lisesi"nde tamamladım. 1992 yılında Hacettepe Ü. Tıp Fakültesinden mezun oldum. Aynı yıl yapılan TUS sınavları ile çocukluğumdan beri istediğim psikiyatri ihtisası yapmaya hak kazandım. 1997 yılında Çukurova Üniversitesi Psikiyatri A. B. D da uzmanlığımı tamamlayarak Hacettepe Ü. Sağlık ve Rehberlik Merkezi"nde göreve başladım. 2001 yılında Hacettepe Üniversitesi"deki görevimden ayrılarak ODTÜ Sağlık ve Rehberlik Merkezi"ne başladım. 2009 yılında hekimler için tam gün  yasasının gündeme gelmesi nedeni ile devlet memurluğumdan istifa ettim. O zamandan beri kendi muayenehanemde  çalışmaktayım.

2004 yılında kurulan Ankara Tıbbi Hipnoz Derneği"nin (ATHD) kurucu üyelerindenim. ATHD, 2000"li yıllarda Türkiye"de hipnoz hakkında bir şey bilinmediği ve bu yüzden çaresiz insanların tıp dışındaki insanlar tarafından hipnoz adı ile suistimal edildiğini gözlediğimiz için, etik çalışan ve hipnoz hakkında doğru  bilgileri topluma yayan bir dernek olması amacı kurulmuş bir dernektir. Şu anda  derneğimizin  başkan yardımcılığı görevini gururla üstlenmekteyim.

2010-2020 yılları arasında Milliyet gazetesi Ankara ekinde de haftada bir olmak üzere köşe yazıları yazdım. 

Medya Çuvalı"nın ilk oluşmaya başladığı yıllardan beri, Medya Çuvalı ailesinin  bir parçası olmanın mutluluğu ile yazılarıma Medya Çuvalı" ndan devam etmekteyim. 

Evliyim, bir oğlum var.

 

0 542 725 88 08

0 542 725 88 08

drdilekturkoglu@gmail.com

Diğer Yazıları

Bu yazılar da ilginizi çekebilir