Kadınlar Sahnede!

Kadınlar Sahnede!

A+ A-
Müzik bilgisi lisede öğretildiği ile kalmış ve yeteneği şarkı söylediğim anda susmam için yalvarılan biri olarak bir hadsizlik edip koroya başladım.
Çok saygı duyduğum koro şefimize hiç umut yoksa koroyu bozmayayım, beni kabul etmeyin, dedim. Ancak emeğini esirgemeyen, işini severek yapan ve işine saygı duyan hocamız her çalışmada bizleri düzelterek yüreklendirerek ve bunu da bütün koristlerin her birine aynı sabrı göstererek hepimizin gelişmesini sağladı. Buradan defalarca teşekkür ediyorum kendisine.  İşini severek ve saygı duyarak yapan insanlara hak ettikleri değerin verilmesi tüm toplumu kalkındırır. Böyle insanların toplumumuzda var olması, çoğalması, var edilmeye devam edilmesi en büyük dileğimdir.

Şehitler ve Gaziler haftası için hazırlanan etkinliğe, bizim koromuz da müzik ile destek verecekti. Kendi mekânımızdaki çalışmaları hiç saymıyorum ama hem çalışacağımız salona uyum sağlamamız hem de devlet tiyatrolarının sanatçılarıyla uyum sağlayabilmemiz için günlerce çalıştık ve gösterinin yapılacağı salonda provalar yaptık. Sanatçılar, kadınlar ve erkekler hep beraber Çanakkale Savaşı ile ilgili oyunu sergilerken bir projektörden Atatürk silueti gösterilecek ve biz de seyircilerin arasında oturarak vereceğimiz müzik desteği ile katılacaktık.  Tüm provalar tamamlandıktan sonra, oyuna bir saat kala kadınların sahneye çıkmaması söylendi. Korodaki kadın sesleri ile ilgili bir talep gelmedi ve koro ile ilgili bir değişiklik yapılmadı ama tiyatro grubundaki kadınların oyundan çıkarılması ve sadece erkeklerin sahnede olacağı bir oyun sergilenmesi istendi. Kadınlar, merdivenlerde durup sadece Çanakkale Türküsünden parçalar söyledi ve bir iki mısra şiir okudu. Sahneye sadece erkekler çıktı. Oyun, kadınlar sahnede olmayınca tamamen değişmek zorunda kaldı ve oldukça kısaltıldı.
 
Kadınlar ve erkekler, bir toplumun bütünüdür. İki kolumuz varken mi daha güçlü oluruz yoksa tek kolumuzu arkaya bağladığımızda mı?
Kadın ve erkek beyni birbirinden farklıdır. Kadınların beyinlerinde bazı bölgeler örneğin iletişim ve dilden sorumlu olan bölgeler daha büyük yer kaplarken; erkek beyninde başka bölgeler daha fazla yer kaplamaktadır. Beyinlerimizin yapısı, doğa ile baş etme biçimlerimize ve toplumun idamesini sağlarken gösterdiğimiz işlevlerimize göre şekillenir. Beynimizde, çalışan bölgeler güçlenir, atıl kalan kısımların ise enerjiyi korumak için küçülür. Tıpkı kaslarımızdan çok kullanılanların güçlenmesi, fazla kullanılmayanların ise zayıflaması gibi. Toplumun yararı, herkeste aynı becerilerin güçlenmesinde değil birbirini tamamlayacak şekilde güçlenmesindedir.  Tıpkı su taşınacak tahta bir kovanın yalnızca doğru parçalar birbirini bütünlediğinde suyu tutabilmesi gibi. Eğer parçalardan biri olmaz, yok sayılırsa o kovada başlangıçta ne kadar çok su olursa olsun suyu muhafaza etmesi ve taşınmasını sağlaması mümkün değildir.
Kadınların sahneden çekilmesi, hayat sahnesinden de çekilmesi anlamına gelir. Bugün sahnede olmasın deniyorsa eğer yarın hâkim, avukat, doktor, mühendis vesaire olmasın hele milletvekili hiç olmasın denilecektir.
Bir ülkenin en önemli kaynağı insandır. İnsan kaynağının yarısı hayat sahnesinden çekilirse güçlü bir toplum olmamız mümkün değildir.
Canlarını kadınım, erkeğim demeden bizler için feda etmiş ecdatlarımızdan miras aldığımız bu güzel ülkemizi kadınıyla, erkeğiyle daha güçlü ve güzel bir geleceğe taşıyarak atalarımıza layık olabilmemiz ve çocuklarımızın emanetini aldığımızdan daha güçlü ve iyi bir şekilde teslim edebilmemiz dileğimle…
 
11-04-2018
Dilek Türkoğlu

Dilek Türkoğlu

Psikiyatrist Dr.

İlk, orta ve lise eğitimimi Ankara Dikmen Lisesi"nde tamamladım. 1992 yılında Hacettepe Ü. Tıp Fakültesinden mezun oldum. Aynı yıl yapılan TUS sınavları ile çocukluğumdan beri istediğim psikiyatri ihtisası yapmaya hak kazandım. 1997 yılında Çukurova Üniversitesi Psikiyatri A. B. D da uzmanlığımı tamamlayarak Hacettepe Ü. Sağlık ve Rehberlik Merkezi"nde göreve başladım. 2001 yılında Hacettepe Üniversitesi"deki görevimden ayrılarak ODTÜ Sağlık ve Rehberlik Merkezi"ne başladım. 2009 yılında hekimler için tam gün  yasasının gündeme gelmesi nedeni ile devlet memurluğumdan istifa ettim. O zamandan beri kendi muayenehanemde  çalışmaktayım.

2004 yılında kurulan Ankara Tıbbi Hipnoz Derneği"nin (ATHD) kurucu üyelerindenim. ATHD, 2000"li yıllarda Türkiye"de hipnoz hakkında bir şey bilinmediği ve bu yüzden çaresiz insanların tıp dışındaki insanlar tarafından hipnoz adı ile suistimal edildiğini gözlediğimiz için, etik çalışan ve hipnoz hakkında doğru  bilgileri topluma yayan bir dernek olması amacı kurulmuş bir dernektir. Şu anda  derneğimizin  başkan yardımcılığı görevini gururla üstlenmekteyim.

2010-2020 yılları arasında Milliyet gazetesi Ankara ekinde de haftada bir olmak üzere köşe yazıları yazdım. 

Medya Çuvalı"nın ilk oluşmaya başladığı yıllardan beri, Medya Çuvalı ailesinin  bir parçası olmanın mutluluğu ile yazılarıma Medya Çuvalı" ndan devam etmekteyim. 

Evliyim, bir oğlum var.

 

0 542 725 88 08

0 542 725 88 08

drdilekturkoglu@gmail.com

Diğer Yazıları

Bu yazılar da ilginizi çekebilir