Uzaktan Eğitim ve Psikoloji - Fatma Ülkü Selçuk  (Sosyoloji, Dr.)

Uzaktan Eğitim ve Psikoloji - Fatma Ülkü Selçuk (Sosyoloji, Dr.)

A+ A-

Korona günleri bize neyi öğretti? Zorunda kaldığımızda evden eğitim görmek de uzaktan iletişim kurmak da olanaklı olabiliyor. Milli Eğitim Bakanlığı, korona sonrası sürece hızlı bir şekilde adapte olmayı başardı. Harvard Üniversitesi ise 2020 Temmuzunda bir yıl süreyle tüm derslerini uzaktan eğitim yoluyla yürüteceğini duyurdu (1).

Son zamanlarda dikkatimi çeken bir tartışma ise psikoloji lisans eğitimi alanından geldi.

Bir üniversite, uzaktan psikoloji lisans eğitimi için öğrenci alacağını duyurdu. “Psikoloji eğitimi ancak örgün eğitimle olur” diyerek birçok akademisyen ve meslek mensubu buna karşı çıktı. Gerekçeler arasında eğitimin etkileşimli olmasının avantajları, aynalı oda uygulaması ve işgücü piyasasının durumu var (2).

Gelin beraberce sanal ortamda eğitim nelere gebe bunu değerlendirelim. Psikoloji lisansının uzaktan yürütülüp yürütülemeyeceğine siz karar verin.

Sanal deneyler ve ameliyatlar

Korona günlerinde eğitim söz konusu olduğunda ilk aklıma gelen bol pratik ve laboratuvar ortamı gerektiren bölümler oldu. Biyoloji, kimya, fizik, mühendislik laboratuvarları... Sonra tıp ve nicesi...

Biraz araştırma yaptım. Pek çok uygulamalı dersin sanal laboratuvarlar üzerinden yapılabileceğini keşfettim (3).

Sanal ameliyatların mümkün olduğunu zaten biliyordum. Mesele, gelecekte, deneyleri, sanal ameliyathaneleri, teşhis ve tedavi odalarını evde olduğumuzda bile sanal gerçeklik üzerinden etkin bir şekilde canlandırabilmek.

Biraz daha yatırım ve teknolojiyle üç boyutlu, uzaktan erişimli ve gerçeğine çok yakın laboratuvar, araç, ekipman, iş, muayene ve ameliyat ortamlarının eğitim alanında sağlanacağına inanıyorum. Bol simülasyon, bol sanal pratik ve görüş-bilgi alışverişiyle eğitimin kalitesinin artmasını ümit ediyorum.

ODTÜ Psikoloji lisans ders programı

Teknolojik ilerlemeler sayesinde yakın gelecekte fen bilimleri ve tıp bile büyük ölçüde uzaktan eğitimle yürütülebilecek hale gelebilir. Peki psikoloji eğitimi için de bu geçerli olabilir mi?

ODTÜ psikoloji lisans programına bir göz attım. Sanal ortamda laboratuvar olanaklarının sunulması halinde birçok dersin uzaktan eğitimle de pekala yürütülebileceğine kanaat getirdim.

Stajın bile artık birçok meslek için sanal ortamda veya evden çalışma yoluyla yapılabileceğini düşünüyorum. Öyle ya, evden çalışma bu denli artarken staj ve eğitim de bu gidişe ayak uydurabilir. Çoğu klinik psikolog arkadaş, korona sürecinde, internet üzerinden danışanlarla görüşme yaptığını söyledi.

Kaliteyi arttırmak için


Zannımca evdeyken bile dahil olabileceğimiz bir psikoloji eğitiminde kaliteyi arttırmak için gerekli olanlar şunlar: ilgili alanlardaki bilimsel gelişmelerin takibi, gelişmelerin ders içeriklerine yansıması, etkili ders anlatımı, sanal ortamda (akran öğrenmesini de teşvik edecek şekilde) etkili araştırma, soru, yanıt, yorum, tartışma ve uygulama olanakları, uzaktan da olsa güvenli ve etkili bilgi-beceri ve yeterliK ölçümü.

Eğitim alanında teknolojik gelişmelerden yararlanmak bana çekici geliyor. Düşünsenize, artık dünyanın en bilgili, en deneyimli ve en iyi ders anlatan hocalarından milyarlarca insan eğitim alabilir. Tabii gerekli koşulların sağlanması halinde. Yüz yüze eğitimde kimi zaman rastlanan kişisel uyuşmazlıkların derslere yansıması, uzaktan eğitimde azalabilir.

Gelecekte bırakın patojenleri ve afet hallerini, gündelik yaşam bile sanal uygulamaları, uzaktan eğitimi ve açık öğretimi gerekli kılabilir. Teknolojik gelişmelerle beraber, milyonlarca insan işini kaybedebilir. Eskilerinin yerineyse yeni alanlar açılır.

Esnek olmamızda, değişime insanlık yararını arttıracak şekilde uyum sağlamamızda fayda görüyorum. Belki ileride öğretmenler sanal ortamlarda daha fazla vaka, uygulama, deneyim ve (teknik, bilimsel, sanatsal vd) gelişmeler üzerinden ileri düzey tartışmalar örerler. Bilgi farkı azaldıkça öğrenci öğretmen arasındaki açı daralır, birbirlerinin araştırma ve uygulama yoldaşı haline gelirler.

İşgücü piyasası

Daha çok kişi psikoloji bölümünden mezun olursa, işsiz psikologların sayısı artar mı? Gelirleri düşer mi?

Mevcut iktisadi anlayışın hüküm sürmesi halinde, psikologlar için yeni iş alanları açılmazsa işsizlik de gelir kaybı da olası. Bu, biraz da, bölüşüm ilişkilerinin nasıl şekilleneceğine bağlı.

Üniversiteye 1990 yılında girdim. İlk tercihim ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü idi. Çok şükür, kazanmak nasip oldu. O zamanlar İktisadi İdari Bilimler Fakültelerine bağlı bölümlerin puanı psikoloji bölümünden daha yüksek idi. Zamanla durum değişti.

Sanırım iktisadi ve idari bilimler alanında yeni kurulan fakültelerden ve açıköğretimden mezun olanların işgücü piyasasına girmesi, mezun arzınının işgücü piyasasındaki talepten fazla hale gelmesi, alan mezunlarının gelir kaybı ve işsizliğinin artması bakımından etkili oldu.

Bazı psikologlar galiba bu akıbetin meslektaşlarının başına gelmesinden çekiniyor.

Aklıma, ortaçağda meslek kollarına girişlerin meslek örgütlerince kısıtlanması geliyor. Ustalar, yeni girişleri sınırlayarak rekabeti azaltmaya çalışıyorlardı. Sonra, aklıma, 18. ve 19. yüzyıllarda İngiltere’de makine kırma eylemleri de geliyor. “İşimizi elimizden alıyor” diye işçiler yeni teknolojiye karşı böyle eylemler yapmıştı.

20. yüzyıldan itibaren ise zihinsel ve duygusal emek yoğun işler de dahil olmak üzere pek çok meslek grubunda bilgi beceri sahibi insan sayısı arttı. Sayı arttıkça o işlerde çalışanlar kimi ayrıcalıklarını kaybetmeye başladı. Ustalık gerektiren bazı işlerin yeriniyse robotlar ve makineler aldı. Pek çok meslek yeryüzünden silindi gitti.

Gelecekte pratisyen hekimliğin ve bazı cerrahi dallarının bile yapay zekanın gelişmesine bağlı olarak tarihe karışacağı ileri sürülüyor.

Sonuç

Çok değil, bundan yüz elli yıl önce okuma yazma ve toplama çıkarma bilmek, bir işyerinde yönetici olarak çalışmaya yetiyordu. Yaptığımız işler ve çalışma hayatımız, teknolojiyle beraber değişiyor, dönüşüyor. Psikoloji alanı da bir istisna değil.

Kendi adıma, “sadece kitap okuyarak niteliği yüksek psikoloji eğitimi olmaz” tezine genel hatlarıyla katılıyorum.

Bununla beraber sanal gerçeklikten faydalanarak aynalı oda, deney, terapi ve başka uygulamaların etkin bir şekilde gerçekleştirilebileceğini de düşünüyorum. Meslek etiğine dair düzenlemelerinse teknolojik gelişmelere uyarlanarak güncellenmesinde fayda görüyorum.

Düşünsenize, askerler bile sanal gerçeklikten faydalanarak çatışma ortamları oluşturup eğitim görebiliyor. Psikoloji ve diğer alanlarda sanal gerçeklikten daha fazla yararlanmak sizce de fayda sağlamaz mı?

İşgücü piyasasındaki duruma gelince...

Kanımca iktisadi değerler sistemimizi, insani değerlerimiz ışığında gözden geçirmekte fayda var. Koşullar elverdiğince, maden işçisi, futbol oyuncusu, opera sanatçısı, bilgisyar mühendisi, mobilya işçisi, tıp doktoru, astronot, subay, hemşire, öğretmen, bilimci, temizlik işçisi ve daha nice çalışan, insanca yaşayacak koşullara sahip olsa ne güzel olur... Hatta çalışsa da çalışmasa da insanlar esenlik içinde yaşasalar ne şahane olur.

Zengin yoksul arasında devasa uçurumlar olmasına gerek yok. Bilime, sanata, sağlığa vb, toplumun ortak fonlarından yatırım yapılabilir. Dünyamızda, sevgi, saygı, hakikat aşkı hakim olabilir.

Hani cumhuriyetin ilk kuşağının fedakarca çalışan öğretmenleri, doktorları, hukukçuları, mühendisleri vardı ya. Sanırım özlediğim, insana ve topluma katkı arzusuyla, hakikati keşif aşkıyla hareket eden daha çok insan görebilmek. Ben, ümitliyim.

Psikoloji bölümü için uzaktan eğitim ve açık öğretim mevzuuna geri dönecek olursak, eğer bir seçim yapmak zorunda kalsaydım sanırım bir mesleğin ayrıcalıklarını korumak, benim önceliğim olmazdı. Genel olarak insanların esenliğine katkı yapmaya öncelik verirdim. Olanağım olsaydı bir yandan faydalı alanlarda bilgi beceri seviyesini artırıp yaygınlaştırırken bir yandan da teknolojik gelişmelerden faydalanarak eğitim ve meslek icrasının daha doğru ve nitelikli hale gelmesi için çabalardım.

Sonuç olarak psikoloji alanında uzaktan eğitim ve açık öğretim yaygınlaşsın mı diyorum? Eh, bu konuda muhafazakar değilim. Normal koşullarda er geç zaten büyük ölçüde eğitimin sanal ortama taşınacağına inananlardanım.

Sorularım ise şunlar:

·        Değişime erken mi geç mi uyum sağlayacağız?

·        Olumsuz yönde etkilenenlerin sorunlarını çözerek mi ilerleyeceğiz görmezden gelerek mi?

·        Kaynak tahsisi yaparken grup çıkarlarını mı halk sağlığını mı esas alacağız?

Olabildiğince çok kişinin esenlik halinde yaşaması ve gelecek nesillerin insanlığa katkı, hakikati keşif aşkıyla yoğrulması dileğiyle...

Fatma Ülkü Selçuk 14.07.2020


Kaynakça

Metin için kaynaklar

(1) “Harvard Üniversitesi, gelecek yıl tüm dersleri internet üzerinden yapacak” https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/harvard-universitesi-gelecek-yil-tum-dersleri-internet-uzerinden-yapacak-1749943

(2) “Uzaktan psikoloji olmaz!” https://www.birgun.net/haber/uzaktan-psikoloji-olmaz-308207

(3) Konuyla ilgili birkaç yazı linki: https://news.berkeley.edu/2020/03/23/coronavirus-forces-hands-on-learning-to-go-online-and-hands-off/ ; https://www.nature.com/articles/s41563-020-0678-8 ; https://link.springer.com/article/10.1007/s42485-020-00038-7 ; https://phys.org/news/2020-04-chemistry-online.html

Görsel kaynaklar

1) https://unsplash.com/photos/4ov6VgaiiX0 , Photo by Bermix Studio on Unsplash

2) https://www.pexels.com/photo/working-pattern-internet-abstract-1089438/ , Photo by Markus Spiske from Pexels

3) https://portreler.fisek.org.tr/dr-muzaffer-aksoy/

16-07-2020
Konuk Makaleler

Konuk Makaleler

info@medyacuvali.com

Diğer Yazıları

Bu yazılar da ilginizi çekebilir