Çocuklara Yönelik Cinsel Saldırı Suçlarını Önlemek için Eğitim Yeterli mi? - Fatma Ülkü Selçuk  (Sosyoloji, Dr.)

Çocuklara Yönelik Cinsel Saldırı Suçlarını Önlemek için Eğitim Yeterli mi? - Fatma Ülkü Selçuk (Sosyoloji, Dr.)

A+ A-

Yetişkin saldırganlara dair

Bu konuda yazmakta zorlanıyorum. Hassas olduğumuz, üzüldüğümüz bir konu. Sorunu eğitimle önlemek mümkün diyenleri duyduğumda ise bazı bilgileri paylaşma eğilimi hissediyorum. Bu nedenle yazıyorum. Yazacaklarım, çocuklara yönelik cinsel saldırıda bulunan yetişkin bireylere dairdir.

Bu yazıda sizlerle hangi bilgi, duygu ve düşünceleri paylaşacağım?

-        İnsanlık tarihinden karanlık iki örnek

-        İnsanlığın bugünü: Doğu Batı, zengin yoksul, eğitimli eğitimsiz her kesimden insan

-        Çocuklara yönelik cinsel saldırıda bulunanların ruhsal durumu: birkaç istatistik

-        ‘Eğitim çözüm’ demek ilericilik de, ‘kimyasal hadım’ demek gericilik mi?

-        Hapis cezası çözüm mü?

-        Sorunu önlemek için başka neler yapabiliriz?

İnsanlık tarihinden karanlık iki örnek

Yakın ve uzak geçmişimizi okuyanlar bilir, insanlık tarihi vahşetle dolup taşar. İnsanoğlu/kızı kimi zaman hayvanlaşır, kimi zaman hayvandan beter hallere girer.

 Bu, neden böyle? Siyasi, iktisadi, kültürel nedenlerini uzun yıllar araştırdım. Son yıllarımı ise ruhsal ve biyolojik nedenleri anlamaya vakfettim.

Buradaysa çocuklara yönelik zalimlikleri tüm boyutlarıyla ele almayacağım. Zaten bu, mümkün de değil. Yüzlerce kişi ciltlerce kitap yazsa bitmez.

Burada ‘çocuk’ kavramının toplumdan topluma nasıl değiştiğini de aktarmayacağım. Bu da ayrı bir konu.

Ben burada sadece bir kitaptan iki örnek aktaracağım. Böylelikle insan türünün sütten çıkmış ak kaşık olmadığını yeniden hatırlamış olacağız.

Arno Gruen’in Empati’nin Yitimi kitabından (1):

-         -        Antik çağ: Birçok kentte oğlan genelevleri vardır. ‘Erkek bebekler, daha sonra genelevlerde kullanılmak üzere daha beşikteyken hadım’ edilir.

 -        Fransa Kralı XIII. Louis’in doktorunun aktardıkları: veliaht prens daha on iki aylıkken kral, kraliçe ve sarayın ileri gelenlerinin cinsel oyunlarına alet edilir.

Örnekleri çoğaltmamayı tercih ediyorum. Bunları tekrarlamak istemiyorum. Fakat sadece bazı topluluklarda çocuklara yönelik cinsel eylemlerin son derece yaygın olduğunu ve bunun oradaki yetişkinler için bir sorun teşkil etmediğini bilin yeter.

İnsanlığın bugünü: Doğu Batı, zengin yoksul, eğitimli eğitimsiz her kesimden insan

Bugüne gelelim. Çocuk hakları birçok toplumda resmi olarak kabul edilmiş durumda. Fakat çocuklara yönelik istismar ve saldırıların önüne geçilebilmiş değil. Üstelik dünyanın bazı bölgelerinde bunun turizmi bile yapılıyor. Güneydoğu Asya ülkelerinin bazılarında çocuklarını satan aileler istisna değil.

Peki kimi Latin Amerika ve Güneydoğu Asya ülkelerine çocuklara tecavüz etmek üzere gidenler kimler dersiniz? Hepsi eğitimsiz mi sizce? Öyle düşünüyorsanız açık ki yanılıyorsunuz.

 Doğu Batı, zengin yoksul, eğitimli eğitimsiz farketmiyor; yeryüzünün farklı bölgelerinde çocuklara tecavüz ediliyor. Yüzbinlercesi insan kaçakçılarının elinde pazarlanıyor. Çoğu durumda, çeşitli kişi ve oluşumların yasadışı eylemleri söz konusu.

Sadece bir rakam: Amerika’da 100.000 çocuk fahişelik yapmaya zorlanıyor (2).

Bugünün dünyasında kimi kişiler çocuklara yönelik cinsel fiillerde bulunmak üzere uzak bölgelere gidiyor, kimileri de ailesinde, yakın çevresinde, evinde, mahallesinde, ülkesinde bunu yapıyor.

Çocuğa tecavüz eden kişi işsiz olabilir, işçi olabilir, işveren olabilir. Farketmiyor. Her sınıfsal konumdan saldırgan var.

 Köylü de olabilir şehirli de.

Öğretmen, doktor, mühendis, inşaat işçisi, polikacı ve hatta din görevlisi de olabilir. Farketmiyor. Her meslekten var.

Dünyanın Doğusunda veya Batısında yaşıyor olabilir. Yeryüzünün çoğu bölgesinde var.

Sahi, bunları hepimiz zaten biliyorduk değil mi?

O halde eğitim düzeyi son derece yüksek kişilerin ve hatta dindar olsun olmasın değerler eğitimi veren kişilerin bile çocuklara cinsel istismarda ve saldırıda bulunabildiğini de biliyorsunuz, değil mi?

 Bunu özellikle vurguluyorum. Zira isterim ki ‘eğitimle her problem çözülür’ diyenler dediklerini bir daha düşünsünler.

Çocuklara yönelik cinsel saldırıda bulunanların ruhsal durumu: birkaç istatistik

Peki, çocuklara yönelik cinsel saldırıda bulunanların ruhsal durumları nasıl? Bir araştırmaya bakalım, fakat unutmayalım ki sonuçlar farklı toplumlarda farklılıklar gösterebilir.

Araştırma Amerika, Colorado’da yapılmış. 2003 yılında yayınlanmış. Üç suçlu grubu karşılaştırılmış: Önce cinsel suçlar işleyenler diğer mahkumlarla, sonra çocuklara yönelik cinsel suç işleyenler ötekilerle karşılaştırılmış. Sonuçlar şöyle (3):

 Yapılan ölçümde (MCMI-III) diğer mahkumlarla karşılaştırıldığında cinsel suç işleyenlerin daha çok

-        şizoid

-        kaçıngan

-        depresif

-        bağımlı

-        kendini baltalayan (self-defeating)

-        şizotiptal özellikler gösterdikleri anlaşılmış.

Genel olarak suçlularda ise antisosyal, narsistik, sadistik özelliklerse daha baskın çıkmış.

Peki, çocuklara yönelik cinsel saldırı suçu işleyenlerin hangi özelliklerinin yaygın olduğu keşfedilmiş?

-        % 41’inde kaçıngan özellikler fazla

-        %30’unda hem depresif hem bağımlı kişilik özellikleri fazla

-        %49’unun kaygı düzeyi yüksek

-        %30’unda ise distimi

Sorun salt eğitimle çözülemez

Çocuk tacizcilerinin hepsi pedofil değil. Bununla beraber dikkate değer bir kısmı pedofildir.

 Tecrübeli psikologlar Danny Wedding ve Raymond J. Corsini, ‘Modern Psikoterapiler: Vaka İncelemeleri’ kitabında ‘klinik tedavi uzmanları, pedofili tedavisi konusunda oldukça kötümser bir bakış açısına sahiptir’ diye yazıyorlar (4).

Bunun altını çiziyorum.

Bakın, pedofilinin tedavisi bile mevcut tekniklerle çok zor ve başarı oranı düşük. Mevcut terapilerle bile başarı ihtimali düşükken salt eğitimle bu sorunun çözüleceğini düşünmek sizce de fazla iyimser bir bakış değil mi?

 Bir sonraki yazım tedavi edilen bir pedofili vakası üzerine. Unutmayalım, pedofillerin çoğu yaptıklarının toplum açısından kabul edilemez olduğunu zaten bilmekte ve yaptıklarını gizli saklı yapmaktadır. Yani sorun, çoğu zaman günümüzde hakim olan toplumsal değerleri bilmemek değildir.

Vakaya göre değişiklik gösteren sebepler

 Bugün için sorun, çoğu vakada, çocuklara zarar verecek türden hareketleri engelleyecek nöral aktivasyonlardaki/bağlantılardaki aksama veya yetersizliktir. Veya şu: baskın çıkan nöral aktivasyon sonucunda bu kişiler çocuklara zarar verici davranışlarda bulunmaktadır.

Her vakada bunun ardında yatan sebepler farklı olabilir. Örneğin biri geçmişte kendisi kurbanken ve sonra bir nedenle faille özdeşleşmişken (örneğin kontrol kurma yönelimi nedeniyle) bir başkası geçmişte hiçbir zaman kurban durumunda olmasa da sadistik eğilimleri nedeniyle bunu yapabilmektedir.

Her vakanın kendine özgü özellikleri olabilir. Kaba genellemelerden kaçınmakta fayda vardır. O halde çözüm de farklılıklar gösterebilecektir.

Eğitim hangi durumlarda faydalı?

 Peki eğitim ne zaman işe yarar? Toplumun genelinde, özellikle dürtü kontrolü yapma becerisi gelişmiş olanlar için kaçınılması veya özendirilmesi gereken değer ve davranışları öğretmek için faydalıdır. Hoş, yerleşik değerleri değiştirmek de zaman alır.

Antik kentlere bugünün değer yargılarıyla ışınlandığınızı ve çocuk genelevlerine karşı konuşmalar yaptığınızı bir düşünsenize. Herhalde sağ kalsanız bile bu genelevleri kapatmak üzere harekete geçecek insan sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi. Bugün de dünyanın bazı yörelerindeki yerleşik düşünüş biçimini değiştirmeniz zaman alabilecektir.

Yine de bir bakıma şanslıyız. En azından bugün çocuk hakları birçok toplumda resmiyete kavuşmuştur. Uygulamada ise sorunlar vardır. O halde bugün için yapmamız gereken, çocukları korumaya öncelik verici uygulamaları tüm dünyada yaymaktır.

Evet, eğitimle cana saygılı değerler yaygınlaştırılmalı.

 Ayrıca olumlu davranışla sonuçlanacak doğrultuda empatiyi geliştirecek yöntemler de yaygınlaştırılmalı. Örneğin şiddetsiz iletişim teknikleri, mentalizasyon kapasitesini artırıcı teknikler erken yaşlardan itibaren öğretilebilir.

 Zincirleme olumsuzlukları kırmak içinse travmalar, kişilik bozuklukları ve diğer bozukluklar iyileştirilebilir.

Peki ‘eğitim çözüm’ demek ilericilik de, ‘kimyasal hadım’ demek gericilik mi?

 Salt eğitimle çocuklara yönelik cinsel saldırıların önüne geçilebilir mi? Açık ki hayır.

O halde çocukları korumak üzere kimyasal hadımı savunmak gericilik mi?

Bana göre gericilik değil. Kanımca insanlık gelecek yıllarda suçun önlenmesi için pek çok biyolojik-kimyasal çözüme de tanıklık edecek. Bu bakımdan biyolojik-kimyasal çözümlere kişinin rızası olmaması veya vücut bütünlüğünü bozacağı gerekçesiyle karşı çıkmak da her zaman ilericilik değil.

Hatta kimi zaman oldukça muhafazakar bir tutumu yansıtmakta. Özellikle de cinsel istismar ve saldırı kurbanı çocukların aldıkları darbenin şiddetiyle kıyaslandığında, bu tür suçları engellemek için etkili olabilecek çeşitli araçlara başvurmakta kanımca fayda var.

Ancak kimi zaman saldırganı teşhis etmekte hatalar olabileceği de göz önünde bulundurulmalı, bu anlamda geri dönüşü olmayan çözümlerden kaçınılmalıdır.

Kimyasal hadım yeterli değil

 Bana göre kimyasal hadımla ilgili temel sorun, kişinin ilacı almayı bırakması durumunda etkilerinin geçmesi. Ayrıca ne kadar etkili olduğu konusunda da bir tartışma var (5).

Dolayısıyla yan etkisi az, ancak cinsel suçları engelleyebilecek türden biyolojik veya kimyasal yöntemler geliştirilirse bence uygulamak zarardan çok fayda getirir.

Peki hapis cezası çözüm mü?

 Bence burada esas mesele, failin bu suçu tekrar işlemesini engellemek üzere tedbir almak olmalı. Yani insanı, toplumu korumak.

İstanbul Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer de kişinin tehlike durumunun devam etmesi durumuna göre ne kadar süre kapalı tutulabileceğinin belirlenebileceğini söylüyor. Üstelik kapalı tutmanın tek formunun cezaevi olmayabileceğini de ekliyor (6).

 Tehlike durumunun devam etme konusu önemli.

Unutmayalım, sosyopatlar/psikopatlar yalan makinesini bile kandırabiliyor. Cinsel suçlar için tehlike durumunu doğru tahmin etmek için sinirbilimcilerin güvenilir ölçütler geliştirmeleri ve bu bilgileri hukukçularla ve politika yapıcılarla paylaşmaları iyi olur diye düşünüyorum.

Esas olan, cezaevinde veya başka kapalı, açık, yarı-açık yerlerde cinsel suç failinin gözetim altında olmasıdır. Bu konuda dijital/elektronik araç gereçlerden de faydalanılabileceği kanaatindeyim. Yalıtım/gözetim biçimlerinden biri cezaevi ise de teknolojik gelişmelerle birlikte bu formların çeşitlilik gösterebileceği inancındayım.

Sorunu önlemek için başka neler yapabiliriz?

 Öncelikle şimdiye kadar sıraladığım olası önlemleri özetleyim:

1.      eğitim

2.      terapi

3.      biyolojik-kimyasal araçlar

4.      tehlike durumuna göre çeşitli yalıtım/gözetim şekilleri

Başka neler yapılabilir?

 -        çocukları korumak üzere çocukların, ailelerin, toplumun bilinçlendirilmesi yönünde eğitimler yaygınlaştırılabilir

-        herkes için kaliteli ücretsiz terapi sağlanabilir, psikoterapi özendirilebilir

-        çocukları pazarlayan kişi ve örgütlerle mücadele uluslararası düzeyde daha etkin hale getirilebilir

-        tecavüzlerin arttığı, çocukların kaçırıldığı savaş gibi kaotik ortamlar minimize edilebilir

-        deprem gibi doğal veya iç savaş gibi insan yapısı kaotik durumlarda çocukları koruyucu tedbirler uluslararası düzeyde artırılabilir

-        evden okula, sokaktan oyun/toplanma yerlerine kadar pek çok yerde koruyucu tedbirler artırılabilir

-        çocuk pornografisini engellemek üzere önlemler artırılabilir

Daha nice önlem alınabilir.

 Ben derim ki çocuklarımızı korumak için daha fazlasını yapalım. Olur mu?


Fatma Ülkü Selçuk, 17.09.2018

 

Metin için kaynaklar

(1) Arno Gruen, Empatinin Yitimi: Kayıtsızlık Politikası Üzerine (İstanbul: Çitlembik Yayınları, 2008).

(2) “What do You Know About Human Trafficking and Contemporary Slavery?” https://www.itemp.org/human-trafficking-101/

(3) Sean Ahlmeyer, Dennis Kleinsasser, John Stoner ve Paul Retzlaff, (2003) ‘Psychopathology of incarcerated sex offenders’, Journal of Personality Disorders, Cilt 17, Sayı 4, https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/14521179

(4) Danny Wedding ve Raymond J. Corsini, Modern Psikoterapiler: Vaka İncelemeleri (İstanbul: Kaknüs Yayınları, 2013).

(5) “Kimyasal hadım dünyada nasıl uygulanıyor?” https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-43126057

(6) "Kimyasal hadım Türkiye'nin gündemine yanlış girdi; sorun pedofili değil" http://t24.com.tr/haber/kimyasal-hadim-turkiyenin-gundemine-yanlis-girdi-sorun-pedofili-degil,606347

Görsel kaynaklar

1) Photo by Damir Spanic on Unsplash: https://unsplash.com/photos/lb7q0iLOaSE

2) Photo by Larry Costales on Unsplash: https://unsplash.com/photos/ZsFXXsv5Qi4

3) Photo by Damir Samatkulov on Unsplash: https://unsplash.com/photos/x7JIZ8XEyGM

4) Photo by Kelly Sikkema on Unsplash: https://unsplash.com/photos/pXmyDPziB8w

5) Photo by Diana Polekhina on Unsplash: https://unsplash.com/photos/r6u-fhltchE

19-11-2018
Konuk Makaleler

Konuk Makaleler

info@medyacuvali.com

Diğer Yazıları

Bu yazılar da ilginizi çekebilir