Çin Odası'nı Bulan Amerikalı: John Searle (Bölüm 1: Hayatı)

Çin Odası'nı Bulan Amerikalı: John Searle (Bölüm 1: Hayatı)

A+ A-

Yine uzun bir aradan sonra bir yazı ile sizlerle beraber olabildim. Yeni işimden dolayı yazı vaktini daha az bulurken, bu yazımın konusu gibi konular aklıma hala gelebildiğim için şanslıyım. Sizlere bu sefer de Çin Odası’nı bulan Amerikalı filozof John Searle’dan bahsedeceğim.

John Rogers Searle, 31 Temmuz 1932’de Denver, Colorado’da doğan bir filozoftur. Kaliforniya’daki Berkeley Üniversitesi’nin Yüksek Lisans Okulu’nun bir profesörü olan Searle; dil felsefesi, zihin felsefesi ve sosyal felsefe alanlarındaki katkılarıyla akademik dünyada tanınan bir figür olmuştur.

Ailesine bakacak olursak, AT&T’de çalışan elektrik mühendisi bir babanın ve hekim bir annenin oğlu olduğunu görüyoruz. Ailesini geride bırakıp eğitimine bakacak olursak, üniversite eğitimine Wisconsin-Madison Üniversitesi’nde başlayıp oradaki vaktinin başlarında Rodos Bursu’na hak kazanıp Oxford Üniversitesi’ne dahil olmuş ve lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimlerini de orada tamamlayabilmiştir. İnsan daha ne yapsın?

Dahası da Searle’ın Berkeley Üniversitesi Yüksek Lisans Okulu’nda profesör olup Zihin ve Dil Felsefesi Profesör Emeritus’u olmaya hak kazanması olabilir. Gerçi bu ikinci ünvanı, ağızda iyi bir tat bırakmayan bir nedenden geri alındı. Ona da yazının ilerleyen kısımlarında değineceğim.

Eğitim hayatında aktivist yanını da ön plana çıkarmıştı Searle. Zamanında “Komünistler ülkemize sızdılar, Hollywood’un içindeler!” gibi deyimlerle ön plana çıkan eski Amerikan senatörü Joseph McCarthy’ye karşı olan bir Wisconsin-Madison Üniversitesi öğrenci grubuna katılmasıyla da bilinir Searle1. 1959’da Berkeley’de öğretmenliğe başlamıştır ve 1964-65 Konuşma Özgürlüğü Hareketi’ne katılan ilk görevli profesör olarak da adını duyurur2. Kaliforniya’dan Berkeley’e pek çok tartışmanın içinde bulunmuş bir filozofumuz.

Ama bence bunları bir kenara bırakırsak, aktivist yanının en göze çarptığı an, 11 Eylül Saldırısı’ndan sonra yazdığı bir makale ile olmuştur diyebiliriz. Bu makalesine göre saldırılar, “ABD'ye karşı çıkmayan güçlere karşı uzun vadeli mücadelede özel bir olaydı.” ve “daha saldırgan neo-muhafazakar bir müdahaleci dış politika için destek sinyali verdi.”. Ayrıca, bu durumun ABD’yi kalıcı bir savaş durumuna sokacağının fark edilmesi gerektiğini belirtmişti3.

Öngörüsünün ne kadar iyi olduğunu bu makalesi sayesinde görebiliyoruz Searle’ın. Gelecek yazımda da felsefi kimliğini ve yaptığı önemli katkıları konu alacağım. Ancak öncesinde bahsedilmesi gereken bir konu var. Hatta, yazım için bu konuyu seçmemde tereddüt ettiren bir konu: Taciz iddiaları.

2017 yılında, Searle birkaç cinsel taciz iddiasına maruz kalmış bulundu. LA Times’ın zamanındaki haberi şöyleydi:

Yeni bir davada, üniversite yetkililerinin, 84 yaşındaki ünlü felsefe profesörü John Searle'ın geçen Temmuz ayında 24 yaşındaki araştırma görevlisine cinsel tacizde bulunduğu ve reddedildiği zaman maaşının kesildiği iddia edildi4,5.

Tabi bu durum ortaya çıktığı gibi kalmamış. Aksine, bu olay bir ön ayak olmuş ve Searle ile ilgili daha önce Berkeley Üniversitesi’nin üzerine eyleme geçmediği benzer şikayetlerin de ortaya çıkmasına sebep olmuş6.

Aynı yıl Kaliforniya’da bir mahkeme tarafından bu suçlamalar dava haline gelmiş ve kendisinden tazminat talep edilmiş. Hatta iddialar öyle ağırlaşmış ki, John Searle Sosyal Ontoloji Merkezi Direktörü Jennifer Hudin’den şöyle bir iddia da gelmiş:

[Searle], geçmişte akademik, parasal veya diğer yardımlar karşılığında öğrencileri ve diğerleriyle cinsel ilişkide bulundu7.

İnternetten bu konuyu araştırdığımda henüz davanın sonuçlanmasıyla ilgili bir habere rastlamadım. Sadece içinde bulunduğumuz yıl emeritus ünvanının iptal edildiğini biliyorum.

Bu rahatsız edici konuyla da ilgili şunu söyleyebilirim:

Cinsel taciz iddiaları, aşırı titizlikle ve her yönüyle incelenmesi gereken bir şeydir. Şu an iddialar iddiadan öteye geçmediğinden benim bir yorum yapmam mümkün değil çünkü prensip gereği kesin olmayan hiçbir konuda yorum yapmıyorum. Spekülasyon sevmem. Ancak Searle’ın davası kendisinin aleyhinde sonuçlanır ve suçlandığı şeyleri yaptığı kanıtlanırsa, alması gereken ceza neyse onu almalıdır. Ne bir eksik, ne bir fazla, çünkü adalet bunu gerektirir. 

Adamın hayatını bu yazıda sonlandırıp gelecek yazımda felsefi yönüne konsantre olacağım.

 

  

 


Kaynakça

REFERANSLAR

1-      http://www.ditext.com/searle/campus/1.html

2- https://web.berkeley.edu/socrates-and-scholar-retired

3- https://web.archive.org/web/20080515215424/http://ist-socrates.berkeley.edu/~jsearle/pdf/terrorism.pdf

4- https://www.latimes.com/local/education/la-essential-education-updates-southern-california-2017-htmlstory.html#lawsuit-alleges-that-a-uc-berkeley-professor-sexually-assaulted-his-researcher-and-cut-her-pay-when-she-rejected-him

5- https://www.eastbaytimes.com/2017/03/23/berkeley-renowned-philosopher-john-searle-accused-of-sexual-assault-and-harassment-by-former-cal-aide/

6- https://www.buzzfeednews.com/article/katiejmbaker/john-searle-complaints-uc-berkeley

7- https://www.buzzfeednews.com/article/katiejmbaker/famous-philosophy-professor-accused-sexual-harassment

02-09-2019
Konuk Makaleler

Konuk Makaleler

info@medyacuvali.com

Diğer Yazıları

Bu yazılar da ilginizi çekebilir