Emily Bronte’nin Uğultulu Tepeleri  'Gülten Kılınçkaya'

Emily Bronte’nin Uğultulu Tepeleri 'Gülten Kılınçkaya'

A+ A-
Uğultulu Tepeler’i ilk kez, bundan 10 yıl önce okumuştum. Şimdi tekrar okuduğumda fazlasıyla etkilendiğimi söylemeliyim.  Bir kitabı her okuduğunda farklı şeyler fark edip daha derin anlamlar sezen insanlar vardır. Çünkü her okuduğumuzda içinde bulunduğumuz durum, hissedilen duygular kitap ile birleşince sanki ilk kez okunmuş hissi verir kitaplar. Anlık hisler kitabın içinden bir karakteri uzak hissettirirken, bir başka zamanda okunduğundaki anlık his o karakteri yakın hissettirebilir kendimize. İnsanlar zaten kendilerini buldukları kitapları-karakterleri daha çok severler. Kendilerinin bir parça da olsa aynası olan karakterleri unutmazlar. Çünkü insanlar ortak duyguda buluşmayı arzularlar her zaman.

 

Uğultulu tepelerden neden bu kadar etkilendim?
Ben kitabın kıyıda kalmış, üzeri “okunması gereken ilk 50 kitap” örtüsü ile örtülmüş, kıyıya itilmiş bir cevher olduğunu düşünüyorum. Kitabın içeriğinden biraz bahsetmek isterim. Başkarakterlerden Heathcliff her ne kadar kötü olsa da hissettikleri çok derin manalar sezdiriyor. Belki de bu yüzden, bu hislerin gerçekliği beni bu kadar etkilemiştir. Hissettiği aşk, aşkın sebep olduğu hırçınlık ve intikam duygusu onu ele geçirmiş durumdadır. Hissetiklerini uzun yıllar unutmaması ve bu duygulara hep bağlı kalması kitabı biraz fantastik ama etkileyici kılıyor.  Çok küçükken tanıdığı Catherine’i asla unutmuyor ve bu aşk onu zehirli bir intikama götürüyor. Heathcliff ve Catherine birbirinin aynası olan insanlar.  Heathliff kendisinden bir şeyler bulduğu için ve aynı duyguda birleştiği için Catherine’yi unutmaz. Onun hissettirdiklerini unutmaz ve bu unutulmamışlık onu kötü duygulara-intikama-saplantılı biri haline getirir. Her gece ölen sevgilisini penceresini açarak beklemesi fantastik fakat etkileyici.
 
Kitabı okurken önemli iki mekanı, Uğultulu Tepeler’le Thrushcross Grange arasındaki yolu yürümüş hissine kapılıyorsunuz. Bu iki ev arasındaki tepelerin havasını, meşe ağaçlarını, soğuğu, Ağustos sıcağını hissetmek ayrı bir haz veriyor. Kitap bittiğinde ise insan Uğultulu Tepeleri, Thrushcross Grange’i bir zamanlar orada yaşamış gibi özlüyor…

Gülten Kılınçkaya
 
Kaynak: http://www.labutaca.net/imagenes/tag/cumbres-borrascosas-wuthering-heights/?foto=13050
10-09-2018
Konuk Makaleler

Konuk Makaleler

info@medyacuvali.com

Diğer Yazıları

Bu yazılar da ilginizi çekebilir