Mimari Kirlilik - Ece Kürüm Erdoğan (Mimar)

Mimari Kirlilik - Ece Kürüm Erdoğan (Mimar)

A+ A-

İnternetin evlerimize girmesiyle birlikte; gereksinim duyduğumuz, merak ettiğimiz her türlü bilgi artık bir tık uzağımızda kalıyor. Derin araştırmalar sonucu belirli bir donanım ile yazılmış olanlara eriştiğimiz gibi, sadece kulaktan dolma gerçekleri yansıtmayan her türlü bilgi de doğruymuş gibi aktarılıyor. En önemlisi de; yarım yamalak aktarılan bu edinimler zamanla normalleştiriliyor ve gündelik hayatımızda yer almaya başlıyor. 

Her alanda maruz kaldığımız bu kirlilik kendini mimari eleştiriler ve yaptırımlarda da gösteriyor. Bazı tekniklerin eksik aktarılması veya hiç aktarılmaması doğru uygulamaların yanlış olarak değerlendirilmesine yol açıyor. Beğeni her ne kadar kişiye özel olsa da, neden-sonuç ilişkisinin yanlış aktarılması, kişiyi sorgulamadan reddetmeye yönlendiriyor.

Mesela, daha önce ki yazılarımda fazlasıyla bahsettiğim gibi; farklı topografik özellikleri olan arsalara sosyal medyadan bulunan projeler uygulanmaya çalışılıyor. Herhangi bir fotoğrafta veya eskiz çakışmasında görülen bir proje; o bölgeye özgü izler taşımalıdır. Makro-mikro klimatik özellikleri bölgelere göre değiştiği için doluluk boşluk oranları ciddi farklılıklar göstermektedir. Mesela Antalya’ya yaptığımız bir yapıda boşluk oranları ne kadar fazlaysa, Van’a yaptığımız bir yapının doluluk oranı o kadar fazladır. Kar yağışının çok olduğu bölgelerde genellikle kubbe, tonoz gibi mimari ögeler tercih ederken, yağış oranın az olduğu bölgelerde teras çatılar uygulanmaktadır. 

 

Tarihi çevrelerde yeni yapıların yapılamayacağı ile ilgili görüşler vardır. Gerekli teknik donanım ve estetik kaygı ile, tarihi çevrelerde yapılaşma modern mimari ile de yapılabilmektedir. Bu konuya bu yazımda kısaca değinip ileride ki günlerde uzun uzun yazmayı düşünüdüğüm için fazla uzatmayacağım. Tarihi çevrede günümüz teknoloji ve malzemesi ile yapılan ancak görünümü eski varsayılan yapılaşma birer taklit ögesidir. Bu bir tarzdır. İyi yapıldığı zaman, toplumun benimsediği en çok kabul gören tarzdır da diyebilir. Benim düşüncem, günümüz teknoloji ve malzemesiyle tarihi yapıları yapan insanlar, şuan burada olsalardı eminim çok daha farklı yapılar yaparlardı. Önemli olan tarihi çevrede, mevcut yapılaşmayı ezmeden, onlardan iz taşıyan, onlara atıfta bulunan bir mimari sergilemek, onları yüceleştirmek taklit etmekten daha iyidir. Bunun için benimsediğim en önemli unsur “yansıtma” dır. Bununla birlikte, zıtlıktan faydalanma, saydamlaştırma diğer meslektaşlarımın da sıkça kullandığı yöntemlerdir.

 

 

Bugünün teknolojisi ve malzemesi ile eski yapılar yapmak ne yazık ki, sadece tarihi çevredeki yapılaşma sürecinde görülmemektedir. Metropollerin göbeklerinde günümüz tasarım standartlarını ve estetik anlayışını hiçe sayan kesinlikle yapılış amacına uymayan mimari ögelerin kullanılması, insanı ezen ölçeklerde yapılaşma sürecinin tekrar başlaması sadece tarihi bir yanılgıdır. İnsanı ezen yapılar günümüz demokratik toplum görüşüne aykırıdır. Örnek vermek gerekirse, dekoratif süs olarak kullanılan kemerler aslında, özellikle yığma yapılarda, statik gereksinimler sonucu çıkmış ve geniş açıklıklar geçmek için kullanılmıştır. Tarihi taklit ederken, gütmediğimiz kaygı zamanla bizi mimari yozlaşmaya itecektir. 

Özetlemek gerekirse yukarıda saydığım bütün eksik bilgiler internette, çeşitli sosyal platformlarda hatrı azımsanmayacak kadar kötü eleştirilen noktalardır. Bu değerlendirmelerin en büyük kaynağı internette edinilen eksik bilgilerdir. 

07-03-2022
Konuk Makaleler

Konuk Makaleler

info@medyacuvali.com

Diğer Yazıları

Bu yazılar da ilginizi çekebilir