DM - Muhammet Uçan (Felsefe, Siyaset)

DM - Muhammet Uçan (Felsefe, Siyaset)

A+ A-

Evet sevgili okur buraya her ne kadar instagram direct message özelliği ile alakalı bir yazıya göz gezdirme niyeti ile gelmiş olsanız dahi karşılaşacağınız tek şey cüretkar bir adamın tat kaçırır derecede hayattaki sahneler üzerine varsayımlarının illüstrasyonları olacaktır. Elbette ufuk açan tadında  bir tat kaçırma eylemini ancak bir usta gerçekleştirebilir. Bizim gibi çalakalem klavye delikanlılarının yapabileceği tek şey ise kaçan keyiflerini kendine eleştirel bir dille yazıya dökebilmektir. DM namı değer usta Gustave Courbet’in  baş yapılarından biri Desperate Man . Parmakları saçlarında gezinen, gözleri fal taşı gibi açılmış, damarları gözükebilen, biraz  dalgın biraz donuk bir ifadeye sahip oto portre. Kendi çağında realist bir bakış açısıyla gördüğünü aktarma telaşını ve kaygısını yaşayan Courbet, olagelen yaşamda  herkes gibi olan insanın, ortak paydada insanlığın hallerini resmetmiş, kimi çevreler tarafından kabul görmüş kimi çevreler tarafından ise kabayı ve çirkini yansıtmakla eleştirilmiştir. Bu eserinde ise umutsuz bir adamın ahvalini bizlere gösterme peşindedir. Resme uzun bir süre baktığınızda ne yapacağını bilememe duygusunu kafası karışıklığını bir o kadar da tepkisizliği net bir şekilde hissedebiliyorsunuz. Sonra her çağda olan bu adamın, kadının bu çağda da oluşunu normal karşılıyorsunuz. Kaç insanın bu halde olduğunu düşünüyorsunuz. Sayının çokluğunun fark edip, insanların artık hayattan tat alamadıklarını anlayınca bu sefer bu çağda yaşanan umutsuzluğun sebebini arıyorsunuz. Kendinizin de onlardan biri olduğunun farkına varınca işler değişiyor keyfiniz işte tam da bu noktada kaçmaya başlıyor, kafanızı kaldırıp tekrardan resme bakıyorsunuz karşınızda kendinizi görüyorsunuz ve bu sefer resmin anlamı olağanca değişiyor. Ufkunuz açılıyor ve ilk baktığınızda adama odaklanırken ikinci seferde duygulara odaklanıyorsunuz. Adam umutsuz ve içinde yaşadığı çöküşler var ama yapabildiği tek şey elini saçlarına götürmek. İç dünyasında bir sürü şey olurken, çalkantılar yaşanırken  sıkışık bir vaziyette. Adam umutsuz çünkü sıkışmış o kadar sıkışmış ki tepkisellikten bihaber. İşte bundan sonra biraz tadınız kaçmış, biraz düşünceli bir şekilde kalakalıyorsunuz. Modern hayatta insanın ne kadar sıkıştığının farkına varıyorsunuz hem de insanın kendi eliyle. Umutsuzluğa giden yolda taşları kendi elimizle döşediğimizin düşüncesi ile  ben biraz bu umutsuzluğu stoacı düşünce sistemi ile de harmanlama çabası içerisine ufak da olsa girmiş oldum. İnsanların  mutluluk kaynağını biraz da umutsuzluktan kaçış yollarını düşünüp durdum derken bunun sonucunda sınırları  daha da zorlayıp üçüncü defa bakma teşebbüsünde bulundum. Gördüğüm tek şey ise bir profil resmi oldu. Gelecek bir zaman diliminde 1800’lerde yapılmış bu resme  bakınca yeni bir anlamın ortaya çıkışına şahit olmuş gibi hissettim. Resimde gördüğüm insanın artık günümüzde bir sistemi temsil ettiğini aklımdan geçirdim ve ressam daha yaradılıştan bedenine hapsolan insanın şimdilerde ise bedeniyle beraber sanal dünyaya hapsolduğunu anlatır oldu. Resimde  Karmaşık düşünceler ve duygular insan  bedeninden çıkmak  isterken, insan bedeni ise resmin ve çerçevenin müsaade ettiği sıkışıklıktan, durgunluktan ve donukluktan kaçış yolu arar oldu. Çerçeve modern dünyaya dönüşüverdi, insan bedeni profillere. Ve umutsuzluk denkleminde eşitsizliği bozmak üzere  üçüncü bilinmeyen edasıyla mutluluk kaynağı sosyal hesaplar, modern iletişim ve pazarlama, pasif gelir oluşturma hırsı hem mutluluğu hem de umutsuzluğu vadeden yapısıyla günümüz umutsuz adamlarının kendi oto portrelerini kendi elleriyle tamamlayan yekpare fırça darbeleri olarak görünüverdi. Bu görüntü beraberinde anlamaları da getirdi. Hayat bir sahneden ibaretti ve biz artık o sahnenin ss'ini alabiliyorduk. Ekonomiden siyasete, iş dünyasına artık insanların değil profillerin etkileşim içerisinde olduğu bir hayatta show devam ediyor ve bizler özgürce eleştirmek, özgürce ifade etmek, özgürce zenginleşmek, özgürce tüketip beğenebilmek adına giriştiğimiz bu yolda daha fazla tek tipleşmiş bir şekilde ayrışıp bağımlılıklarımızla bir yerlere sıkışıyoruz ve hapsoluyoruz. Özgürlük iştahı ile yürüdüğümüz bu yolda teknolojinin gelişimiyle ve devletler, şirketler gibi üçüncü tarafların bunları bizlere karşı kullanmasıyla otokontrolümüzü  git gide kaybediyoruz. İngilizce desperate remedy, Türkçe son çare olarak tüketim toplumunda ayakta kalmak için pazarlama aracı olan bol aboneli ve takipçili insan doğasıyla uyuşmayan profillere dönüşüyoruz. Ne ilginçtir ki ben de sizlere hapsolduğum bir yazar profilinden etkileşime giriyorum. Evet sevgili okurlar, bugün belki de  realisttik bir ressamın sürrealist sanal dünyada eleştirisini okuduk. Gelen kutunuzu kontrol edin usta Courbet’ten bir dm almış olabilirsiniz.

 

 

17-12-2021
Konuk Makaleler

Konuk Makaleler

info@medyacuvali.com

Diğer Yazıları

Bu yazılar da ilginizi çekebilir