Geride bırak!
Sorgulamadan yaptığımız alışkanlıklarımız ve hiç değiştirmeyi bile düşünmediğimiz rutinlerimizle çevriliyken hayatımız…
Durup bi nefes almaya hangimizin ihtiyacı yok ki? Ne kadar boğulduğumuzu hiç fark etmedik bile.
Sonra bir an geliyor. Tüm yorgunluklarını fark ediyorsun. Bir ağırlık çöküyor üzerine. Düşünüyorsun hem de her şeyi.
İşte o an; zamanını boşa harcadığını düşündüğün her an için kendinden özür dilemek istiyorsun adeta. İşte o anda başlıyor her şey. Öğreniyorsun:
Azla yetinmeyi,
Sessizlikten keyif almayı,
Seni yoran her şeyden uzaklaşmayı…
Belki de hayat, her şeye yetişmeye çalışırken kaçırdıklarımızı fark ettiğimiz an başlıyordur.
Olamaz mı?
Durup düşünmeye başladığında fark ediyorsun; aslında hiçbir yere yetişmek zorunda değilsin. Bu koşuşturma hiç bitmeyecek çünkü.
Yavaşlamak başta zor gelebilir. Çünkü durmak, sanki geride kalmak gibi hissettirir ya insana. Ama zamanla anlıyorsun ki aslında en çok o anlarda yetişiyorsun hayata.
Her şeyin hızlı aktığı bir dünyada, yavaşlamak da cesaret istiyor.
Ama o cesaret, sana en iyi gelecek şey belki de.
Ve belki de asıl “verimli zaman”, sürekli bir şeyler yetiştirmeye çalıştığın değil; gerçekten yaşadığını hissettiğin zamanlardır.
Bir gün dönüp baktığında, hatırladığın şey koşuşturman değil, küçük anların huzuru olacak.
Bu yüzden ara sıra dur.
Derin bir nefes al.
Ve hatırla:
Hayat; sadece devam eden değil hissedilen bir şeydir. O küçük anların tadını çıkar. Seni yoran ne varsa da hayatından çıkar.
Kaynakça
Görsel Kaynak: www.pexels.com