Bana Ne…

Bana Ne…

A+ A-

Hayatı yalan olan birine doğru budur diyebilir misin? Ya da yalan söylüyorsun diye yüzüne vurabilir misin?  

Nasıl da kolaylaştı? Ne zaman böyle olduk? Dürüstlüğü ne zaman elden bıraktık? Karşındakinin gözlerinin içine baka baka hem de. Böylesi bir rahatlık mümkün mü? 

Sen “kendince” bulduğun tüm çözüm yollarını denesen de o vazgeçmez. O, yalan söyleyerek o anki durumu kurtardığını düşünüp sevinir. Sense ona üzülürsün sadece. 

Bilmez ki cevabının zaten bilindiği soruların kendisine sorulduğunu. Daha fazla sorgulanmaması, gizlediklerim açığa çıkmadı diye sevinç kaynağıdır onun için belki de. Bu onun “küçük” zaferi ne de olsa. Gören görmüş duyan duymuş halbuki.  Yalanı çoktan ortaya çıkmış farkında bile değil. 

Onun ısrarla yalana devam etmesi,

Senin inatla ne zaman gerçeği bildiğimi fark edecek bekleyişin…

Yaşadığın hep aynı hikaye aslında. Bir kez yalanını yakaladın ya. Önce ona şüpheyle bakarsın. Her söylediğine inanmazsın artık. Sonra güvenin kaybolur. Bir sırrını paylaşamazsın. Ve en son ona verdiğin değer azalarak biter. Artık senin için güvenilmez bir yabancı haline gelir. Hayatından hızla uzaklaşır. 

Hikayeden öğrendiğin tek şey: “bana ne” diyebilmek olur.

 

 


Kaynakça

www.pexels.com

10-02-2024
Gülçin Kahraman

Gülçin Kahraman

Sosyolog

Düşünce ve hayallerin birbiriyle yarıştığı dönemler yapabileceğiniz en iyi şey, onları yazmaktır. Ben de öyle yapıyorum.

khrmnglcn@hotmail.com