
Kaç kaçabilirsen!
Bazen sadece yorulduğunu hissedersin. Öyle bir yorgunluk ki geçmeyen. Uzaklaşarak, dinlenerek atlatamadığın türden bir yorgunluk.
Öncesinde her şey daha kolaydı. Uyuyup uyanınca geçerdi ya da biz inanırdık bu masala.
Şimdi her şey karışık, her şey zor. Kaçamıyorsun olanlardan, bitenlerden…
Üstüne gidince çözüm bulamıyorsun.
Kafandaki sesleri susturmanın bir yolunu bulamıyorsun. Anlatınca geçer sanıyorsun. Deniyorsun ama anlattıkların bambaşka şekilde sana geri dönüyor. Sonra anlatmayı da bırakıyorsun.
Değişmesi gereken şeyler var. Farkındasın da. Ama denediğin her yol başarısızlıkla sonuçlanıyor. Tahammül sınırın kalmıyor, güvensizliğin artıyor. Çaban sonuçsuz kalınca da bırakıyorsun işte.
Öyle kapılıp gidiyoruz ki durmamız gereken noktayı kaçırıyoruz çoğu zaman. Neyi, neden yaptığımızı hatırlıyoruz bi anda. Öylece durmak zor gelse de belki de sadece durmak gerekiyordur. Hiçbir şey yapmadan hiçbir şey söylemeden.
Kaynakça
Görsel kaynak: www.pexels.com