
A mı B mi?
Her insanın hayatında belli dönüm noktaları vardır. Bir seçim yapma zamanının geldiği an. Devam mı tamam mı dedirten bir eşik. O an ne yaparsınız peki?
Her şeyi enine boyuna düşünenlerden misiniz? Tüm artı ve eksilerin toplanıp sonrasında gelen bir karar...
Yoksa çevrenizdekilere danışıp oy birliği ile mi bir karar alırsınız? Her birinden farklı bir yorum geldiğinde farklı bakış açılarıyla bakmayı denemek...
Ya da o an aklına ne eserse onu yapanlardan mı? O an canın ne isterse sonucu hiç düşünmeden...
Başka bir yolu var mı ki? İyi ya da kötü illa ki bir seçim yapacaksın. Hangi yolu seçersen seç. Kararı alacak da sonucuna katlanacak olan da sadece sensin.
Sonunu kestiremediğin bir yola girme düşüncesi her zaman korkutucudur. Seni neyin beklediğini bilmeden, neyi yaşayacağını bilmeden...
Denemeye değerse adım atayım düşüncesi baskın gelir çoğu zaman. Ama değip değmeyeceğini dahi bilemezsin ki.
Her şeyi olduğu gibi göremeyiz çünkü. Yolun sonunu merak ederiz. Şimdiyi değil sonrayı görmek isteriz adım atmadan. “Ama”ların çoğalır. Eksilerin, artılarını yok eder. Tarafsızlığını kaybedersin korkundan.
Geriye iki yol kalır: ya korkup kaçarsın ya da güvenle adım atarsın. Seçim senin!
Ve önemli olan;
bu seçimin sonucunda zihninin huzura kavuşması, içinin rahat etmesi.
“Keşke” ye yenilmeden
“İyi ki...” diyebilmen...
Kaynakça
Görsel Kaynak: www.pexels.com