Beden Üzerinde Tahakküm Modası

Moda denilince akla ilk gelen giyim tarzıdır. Ancak moda, kültürel bir ürün ve toplumlar arasında önemli bir fenomendir. Yalnızca giyim sektöründe değil hayatın her alanında etkiye sahiptir. Oturduğumuz koltukta, yemek yediğimiz mekânda, kahve içtiğimiz fincanda kısacası her yerdedir. Bireysel olduğuna inandığımız kararlarımızın arkasında bile modanın etkisi vardır. 

Peki etkisi bu kadarıyla sınırlı mıdır?

Kendimce buna vereceğim yanıt hayır olur. Hayatımızın bu kadar içindeyken sadece kullandığımız ürünlerde değil aynı zamanda aynaya baktığımızda bedenimizde gördüğümüz ya da ne görmek istediğimiz de modadır. Bir dönemin gençleri 0 beden modasıyla baş etmeye çalışmış. Tek tip bir bedenin moda olması, güzellik algılarının buna göre şekillenmesiyle yeni bir moda yaratılmış ve insanlar belirli markaların modelleri gibi bedenlere sahip olmak için ağır bedeller ödemiştir. Şimdilerdeyse nasıl göründüğünün pek de öneminin olmadığı, her görünüşün kendine özgü bir güzelliğinin olduğu düşüncesi yaygınlaşarak yeni bir moda yaratılmıştır. Aslında bakarsanız doğru olan da budur. Lakin moda sektörünün doğrunun peşinde olmadığı da bellidir. 0 beden modasının yarattığı hasarı ve gelen tepkileri önlemek adına bedensizlik modasını yaratmışlardır. Bunun ne kadar süreceği de belirsizdir. Geçtiğimiz günlerde gördüğüm ‘’0 beden modası geri mi geliyor?’’ haber başlığından sonra modanın tekrarlanabilir olduğu ve döngünün bu şekilde devam edeceği konusunda düşünmeye başladım. Kitleleri bu kadar etkisi altına almış ve yönlendirebilme gücü varken dönüşümün olması kaçınılmaz bir durum aslında.

Moda sektörü, modayı takip etmenin artık demode olduğunu dile getirseydi bu sefer de modaya uymamak moda olurdu. Kitlelerin mücadelesi de buna göre şekillenir ve muhtemelen modaya uyanı demode olarak etiketlerken kendisinin de modaya uyduğunu fark etmezdi.